11. Bölüm ~ Uyanış

4.5K 300 216
                                    

Şimdi bütün anmalar bir susmanın içinde...
Şimdi bütün susmalar bir odanın içinde...
Anlatmaya bir sözcük, bir bakış arıyorlar, önce sakladıkları bir adamın içinde...

Cemal Süreya

Her mutlu olduğun an aklına gelir acıların, yakar benliğini her zamankinden fazla. Sanki gün geçtikçe tazeleniyormuşçasına, daha da canını yakarcasına...
Her günüm böyle geçti. Acıyla, acının dinmesini beklemekle... Diner belki dedim diner de beni rahat bırakır, anılarım sadece aklımda kalır, mutlu ama can yakmayan bir anı olarak... Olmadı hep kaldı yaktı, yaktı... Sonum ne kimse bilemez çünkü gün geçtikçe daha da eriyor, yok olmaya yüz tutuyorum...
Kurtarıcı mı bekliyorum? Bilmiyorum ama bu acının kurtarıcı ile geçeceğine de inanmıyorum, anılarım rahat bırakmıyordu beni, yüreğimi her seferinde parçalıyordu...
Tamir etmeye çalışıyordum, her tamir ettiğimde yeniden parçalanıyordu. Artık tamir etmeyi de bıraktım, acıdan kırılmış parçaları nereye kadar dayanır kendi bilir, çünkü ben artık çabalamayı da bıraktım çoğu şeyi bıraktığım gibi...

Kafam , içinde davul çalınırcasına zonklarken düşündüklerimi bir kenara bırakıp yavaşça gözümü araladım. İlk gördüğüm elime bağlı olan serum oldu , hastanede olduğumu kavrayınca neden hastanede olduğumu da kavramaya çalıştım ,sonra bayıldığım aklıma geldi .

Sağımdan bir ses geldi ' Şükür Yarabbi' diye...
Kafam otomatikman oraya çevrildi  Ahu'ydu.
"Hale?"

Söyleyiş şekli  'İyi misin' demekle aynı anlama geliyordu, benim bu durumda iyiyim demem gerekiyordu ama
"Efendim."
Dedim. Asıl cevabı vermemi beklermiş gibi baktı, derin bir nefes aldım. Kafam halen zonkluyordu.
"İyiyim."

Sonunda dercesine nefes verdi ve yanağımdan sulu sulu öptü - nefret ettiğimi bile bile - Sonra da çirkef bakışından attı bana, bu bakış bana çemkireceğini belirten bakışlarından birisiydi...

"2 gündür uyuyorsun, başını bekleyeceğim diye 2 gündür doğru dürüst uyku çekmedim, iyi ol bir zahmet!"

Deyiverdi. Ahu böyleydi işte biraz dengesiz ve karışık...

Aslında bu dedikleri Ahu dilinde şu anlama geliyordu;
"2 gündür uyuyorsun, uyanmayacaksın diye çok endişelendim."
Bu Ahu diliydi... Yani sadece ben anlayabilirdim ve tabi size belirttiğim sürece sizde anlayabilirsiniz.

Alaya alarak yanıt verdim;

"Kusura bakma Ahu ya, hayatımda bir ekşın olsun istedim. Hep monoton hep monoton .Nereden bileyim 2 gün uyuyacağımı?"

'Hale sen neden böylesin? Adam akıllı bir laf çarpmasını bilmiyorsun!'
Ahu dili, ne diyeyim iç ses? çemkireyim mi, hem bildiğimiz klasik Ahu...

'Sen adam olmayacaksın anlaşıldı'
İç sesime cevap vermedim zira kendisi beni sinirlendiriyor.

"Dalga geçme arkadaşınla! Ben senin kız kardeşin sayılırım."
Bu kız bence annesini taklit ediyordu. Ebru abla da bu cümlenin formatlanmış hali olan' Dalga geçme benimle, ben senin annenim' şeklini söyleyip duruyordu.

Biz konuşurken büyük bir sesle içeriye Ebru abla daldı, arkasından da Mehmet abi girdi. Ebru abla hızla yanıma geldi ve ellerimi avuçladı.
"Hale'm , boncuğum iyi misin tatlım?"
"İyiyim Ebru abla."
"Gecmiş olsun Hale."
"Sağol Mehmet abi."
Ebru abla verdiğim cevaplara karşılık, rahatladığına dair bana kısa bir bakış atıp Ahuya döndü ve kızgın bakışlar eşliğinde;

"Seni eşek sıpası! Niye saklıyorsun Halenin hastanede olduğunu? Haberlerden öğrendik vallahi!"

"Ne gördünüz haberlerde anne?"
"Ne göreceğiz benim salak kızım, Halenin ambulansla hastaneye getirildiğini."
Ahu rahatlamışa benziyordu. Şimdi bu durduk yere niye tedirgin olmuştu ki? Neyse bunun kokusu elbet birgün çıkar nasılsa...

ÖRTÜLÜ Where stories live. Discover now