13. Bölüm ~ Çarpışma

4.3K 311 64
                                    

💌Bölüm ithafları; acemi_1_yazar42,htc_alby 💜

________________________

Konuşmanın beceremediğini saf masumluğun susması başarır çoğu kez...

Shakespeare

"Ayakkabının bağcığı için bile bana dua et , zira ben size şah damarınızdan bile daha yakınım" demiş Rabbim bize... Dualar Rabbimizle olan muhaberemizin gerçekleştirildiği soyut gerçekliktir.

Öyleyse hiç düşündünüz mü, dua denilen bir kavram olmasaydı ne olurdu? Sıkıntıya düştüğümüz her an, her dakika hatta ve hatta her saniye Rabbimizle nasıl iletişime geçeceğimizi hiç düşündünüz mü?

Böylesi mükemmel bir kavramı sadece ihtiyacımız olduğunda kullanmak ve her şey yolunda olduğunda ona dua etmeyi unutmak sizce de nankörlük değil midir ? Bu nankörlüğü yaptıktan sonra da kısa bir süre geçince duamızın kabul olmadığını zannederek " Madem bağcığımız için bile dua etmemizi istiyor o zaman neden dualarımızı kabul etmiyor " diyerek isyan etmek Rabbimin katında eminim ki ne kötü şeydir...

"Ben asla böyle bir şey yapmam, katiyen isyan etmem" diyenleriniz illaki vardır ama ne kadar kendimiz kabul etmek istemesek , inkar etsek de hepimiz içimizden bile olsa " Benim dualarım neden kabul olmuyor " diyerek Rabbimize hayıflanmışızdır.

Şunu da bilmeliyiz ki Rabbim bize Müminun suresi 60. ayette diyor ki "Bana dua edin size karşılığını vereyim" Bu muazzam cümle aslında bütün insanlığın umuduna ihtiva ediyor, aynı zamanda her ne olursa olsun Rabbimize dua etmeyi unutmamak ve duayı karşılığının geleceğinden şaibe duymadan etmenin gerekliliğinden bahsediyor...

Karşımdaki kızın -bana bakmıyor olsa da- gözlerine baktım, okyanusun eşsiz maviliği kadar koyu bir mavi renkte olan gözleri gözlerime tekrar 2 saniyelik hızla ulaştı ve anında yere indi.

Kapalıydı ve Allah'ın ayetini taşıyan kafası sürekli aşağıdaydı... Kafasının aşağıda olmasının nedeni de büyük ihtimalle morluklarını kimsenin görmesini istememesinden dolayıydı... Ah be güzelim, o güzel gözlerindeki korkuyu gördükten sonra yüzündeki morlukları görmememi benden nasıl beklersin? Hele hele ellerindekileri...

Yüzündekiler neredeyse hiç belli değildi yani kafası aşağıda olduğu sürece,hatta ve hatta kafası aşağıda olmasa bile farkedilmesi güçtü, çünkü çok iyi kapatılmıştı... ama ellerindeki morluklar çok çok belliydi...

Ahuya otoparka doğru gitmesi için kaş göz yaptım. Anlayışlı davranarak ilerlemeye başlamıştı. Kız ise özür dileyerek yanımdan geçmek için hareketlendi ama kolundan tuttum. Anında kafasıyla birlikte gözlerini de kaldırdı gözlerime.

Aklında yüzündeki morlukları fark edip etmediğim sorularının kaygısı vardı eminim ki. Bu sorunun da cevabını bilmediğinden ötürü gözlerindeki korku yoğunluğu fazlasıyla artmış, elleri titremeye başlamıştı...

Onu başka kimse görmeden buradan uzaklaştırsam iyi olurdu zira biri görecek diye çok tedirgindi ve korkudan yüzü kireç gibi olmuştu... Bu durumdayken bayılsa şaşıracağımı hiç zannetmiyorum. Yüzünü siz görseniz eminim ki sizde şaşırmazsınız yani o derece...

"Sakin ol" Dedim biraz sakinleşsin diye. "Kimseye söylemeyeceğim söz veriyorum sadece ikimizin arasında kalacak. Korkmana gerek yok."

Gözlerindeki korku dolu ifadeyi ifadesizleştirmeye çalışarak baktı gözlerime. Ama dediğim gibi sadece çalıştı çünkü gözlerindeki ifade ve yüzünün kireçli hali hala aynı vaziyette duruyordu...

ÖRTÜLÜ Место, где живут истории. Откройте их для себя