15♣Selin

32.4K 1.5K 167
                                    

Geniş odadaki her şey bana buraya ait değilsin, diye bağırıyordu. İçerisi ter, kan, küf ve çürük et kokuyordu. Birbirini ittiren insanların arasında durmuş,  etrafıma tuhaf bakışlar atıyordum. İnsanlar birbirine paralar veriyor, sayılar söylüyordu. Yasadışı bir dövüşte olduğumu bana hatırlatan her şey vardı.

"Bahise girecek misiniz?" diye sordu Atlas'ın sarı saçlı arkadaşı Kuzey.

Sarı saçları ve masmavi gözleriyle oldukça hoş bir çocuktu. Geldiğimizden beri bakışlarını Sena'nın üzerinden ayırmamıştı ama Sena da benim gibi ilk defa boks maçına geldiği için merakla etrafını izliyordu. Onun farkında olduğundan bile emin değildim.

"Hayır." dedi Sansar biraz tersleyerek.

"Atlas'ı nereden tanıyorsunuz?" diye sordu çocuk ısrarla.

"Uzun hikâye." dedi Vuslat gülümseyerek. "Sen onun antrenörüsün değil mi?"

"Evet. Ali Abi de sponsoru gibi bir şey. Bak şuradaki göbekli adam."

Kuzey'in gösterdiği yere baktım ama onca insan yığınının arasından ben kimseyi göremiyordum. Bakışlarımı tekrar yıkık duvarların ve kalabalığın arasında gezdirdim. Sonra hemen arkamda duran Selim'in kulağına doğru "Atlas ne zaman çıkacak?" diye bağırdım duyması için.

"Birazdan çıkar." dedi gülümseyerek.

Tekrar önüme döndüm. Annemler benim ders çalışmak için fakülteden bir arkadaşımda kaldığımı zannediyordu. Acaba şu an boks maçında olduğumu ve birazdan maça çıkacak boksörün de arkadaşım olduğunu bilseler ne yaparlardı?

Hep onların doğrularıyla yaşamıştım. Çocukken bile doğru düzgün eğlenememiştim. Sürekli bir şeyler öğretmişler, bir şeyler yapmam için çabalamamı söylemişlerdi. Ama artık eğlenceli bir arkadaş grubum ve çocukluk aşkım yanımdaydı. Ailemden gizli bir şey yapmama rağmen mutluydum. Kendimi özgür hissediyordum.

Kendi kendime gülümsedim.

Selim başını biraz eğip kulağıma nefesini üfleyerek konuştu. "Neden bu kadar mutlusun?"

"Hiiç. Sadece..." Sen yanımdasın. "Mutluyum."

Gülümsedi. "Bende öyle."

"Selim," dedim tekrar ona dönerek. "Hani çocukluk arkadaşını anlatmıştın ya?"

Şaşırmış bir ifadeyle bana baktı. "Evet?"

"Sen ona âşık mıydın?"

Merakla ona baktım. Yüzü hüzünlendi ilk başta. Sonra bakışlarını uzakta bir noktaya sabitledi. "Evet."

Gözlerimi yumdum. İçimde tarifi imkânsız bir rahatlama olmuştu. Gülümsedim.

Bakışlarımı tekrar kalabalığın arasındaki ringe çevirdim. Meraklı bakışlarımı oradan ayırmıyordum. Kim bilir neler olacaktı.

Göz ucuyla yanımda duran Vuslat'a baktım. O da ringe bakıyordu ama bakışları çok... Normaldi. Alışılagelmiş bir şey yapıyormuş gibi bir tavrı vardı.

♣Vuslat

Derin bir nefes aldım. Kan, ter, küf.Bunları biliyordum. Burayı biliyordum. Bu tarz şeyleri biliyordum. Boksu biliyordum. Kanı biliyordum.

Yüzümü buruşturdum. Etrafta dumanlı bir hava vardı. Ringe baktım. Bir zamanlar benim babam da orada durur, bakışlarını hasmının gözlerinden ayırmadan arka arkaya sert ve seri yumruklar atardı. Rakibine son yumruğu atmadan önce bana göz kırpardı. Sonra odada kopan tufandan dolayı babamı göremezdim. Hayranları etrafını sarmış olurdu.

Düşünce MahkumlarıWhere stories live. Discover now