7-Cellat

5.6K 436 447
                                    

Gözlerini, şaşkın siyahlardan ayırmayarak hızla yanına yaklaşıyordu. Bir elini yumruk yapmış sıkıyor, yüzündeki hatlar sinirle geriliyordu.

Uzay'ın tam önünde durduğunda, ayakta olduğu için ona yukarıdan bakıyordu. Yüzüne alaycı bir gülümseme yerleştirdi ve "Oooooo." dedi alkışlamaya başlayarak.

"Bakıyorum yeni arkadaş edinmişsin kendine."

"Mete." dedi Berk gayet sakin bir ses tonuyla.

Mete, Berk'i duymuyormuş gibi davranıyordu. Kısa bir anlığına bile gözlerini Uzay'dan çekmemişti.

Kendini ihanete uğramış gibi hissediyordu. Böyle hissetmesi normal olmalıydı, çünkü Uzay onun arkadaşıydı ve kavgalı olduğu biriyle arkadaşlık kuramazdı.

Bu arkadaşlık maddesinin ilk kuralıydı.

Arkadaşının küs olduğu biriyle arkadaş olamazsın.

"Birkaç dersi asıyorum ve sen gidip bir ibneyle mi arkadaş oluyorsun?" bağırarak konuşuyordu.

Uzay sinirle ayağa kalktığında Mete'yle burun buruna geldiler. Fazla yakındılar, haddinden fazla yakın.

"Bana karışamazsın." dedi Uzay net bir tavırla.

Aralarındaki mesafe yeterince az değilmiş gibi Mete daha da yaklaştı. Uzay gerildiğini hissederken Mete, sinirle soluyordu. Hızla soluduğu nefes, Uzay'ın dudaklarına çarpıyordu ve Uzay, istemsiz bir şekilde dudaklarını yaladı.

Mete'nin bakışları kısa bir anlığına Uzay'ın yaladığı dudaklarına kaydı. Ardından, gözlerini hızla çekip sinirli haline geri döndü.

"Karışırım lan!" sesi gittikçe daha da yükseliyordu.

"Benim arkadaşımsın sen, birkaç saattir tanıdığın bi' ibnenin değil."

Berk daha fazla 'ibne' etiketine dayanamadığı için ayağa kalktı.

"Mete!" diye bağırdı ve elini sinirle Mete'ye doğru sallayarak konuşmaya başladı. "Birincisi bana ibne diyemezsin. İkincisi biz Uzay'la küçüklü-"

Uzay panikle Berk'in lafını böldü.

"İstediğim kişiyle arkadaş olurum. Ve sen kafana göre insanları yargılayamazsın." sesi gereğinden fazla yüksek çıkmıştı ama Berk'in dediğini bastırmak için bağırması gerekmişti.

Mete'nin Berk'le küçüklükten tanıştıklarını öğrenmesi isteyeceği en son şey bile değildi. Kendini riske atamazdı.

Uzay'ın dediğini umursamayarak öfkeden koyulaşmış mavilerini Berk'in ona doğru uzattığı eline diktikten saniyeler sonra eline sertçe vurmuştu.

"O eli alır, götüne sokarım diyeceğim ama bu senin için baya zevkli olur."

Berk, Mete'ye birkaç adım daha yaklaşıp havadaki elini yumruk yaptığı sırada Uzay, Mete'nin koluna sertçe yapıştı ve onu çıkışa doğru sürüklemeye başladı.

Sürüklediği gencin ona karşı gelmemesine şaşırmıştı.

Normalde kolunu Uzay'dan kurtarıp, Berk'e dalması gerekiyordu fakat sürüklendiği yere doğru yürümekten başka bir şey yapmıyordu.

Spor salonundan çıktıklarında genç adam hala onu sürüklüyordu. Biraz daha yürüdükten sonra eski bir apartmanın önünde durdular.

İlerideki parkta oynayan çocuklar haricinde etrafta kimseler yoktu.

"Neydi bu şimdi?" diye sordu Uzay karşısındaki bedene doğru bir adım atarken.

"Berk'le yaka paça kavgalı olduğumuzun farkındasın değil mi?" Mete de Uzay'ı taklit edercesine bir adım daha attı.

homophobiaWhere stories live. Discover now