homophobia

15-Başka Bir Bedende

Uzay

Kapı açıldığında, kendisinden asla beklemediği bir atakta bulunmuştu.

Dudaklarını hızla karşısındaki dudaklara bastırdı.

Mete

Yaşanan olaydan sonra kafasını toparlamak için eve gelmişti. Zilin çalması üzerine uzandığı kanepeden kalktı ve kapıyı açtı.

Karşısında sıcak bir gülümseme sergileyen sarışın kızı bileğinden tutup içeriye çektikten sonra ani bir hareketle dudaklarını dudakları üzerine kapattı.

Uzay

Berk, karşılaştığı hareketle kısa bir süreliğine transa geçip karşılık veremese de, yıllardır beklediği anın gerçekleşiyor oluşuyla karşılık vermeye başladı. Onu öpen bedeni yakalarından tutarak içeriye soktu ve kapıyı kapattı. Dudakları üzerinde kayan dudaklar, ona tüm güzel hisleri yudum yudum tattırırken Uzay, hiçbir şey hissetmiyordu. Kırgınlığı hala yüzeydeydi ve hala ruhunu kesmeye devam ediyordu. Başka bir bedeni öperken bile aklında ki kişi değişmemişti.

Mete

Kapıyı kapatıp öptüğü bedeni kapıya yasladığında, Eda üzerindeki şoku atlatıp dudaklarına karşılık vermeye başlamıştı. Mete öylesine hissizdi ki kendisine hayret ediyordu. Şu an öptüğü kız dokuzuncu sınıftan beri öpmek istediği kişiydi fakat hiçte hayal ettiği gibi hissetmiyordu. Bir şeyler hissetmeyi umarak dilini, açılan ağzın içine itti.

Uzay

Berk'in kendisini Uzay'a bastırmasıyla beraber Uzay kollarını ona sarılı olan bedene sardı ve dudağını hafifçe dişledi. Öpüşme şiddetini git gide arttırırken diline temas eden dil ile bir şeyler hissetmeyi umdu.

Başka bir bedende, başka bir bedeni öldürmeye çalışıyordu çaresizce. Tek istediği ufak bir şeyler hissetmekti fakat ona saldıran çocuğun dedikleri ve Mete'nin hiçbir duygu barındırmayan donuk gözleri zihninden bir an olsun ayrılmıyordu.

Mete

Mete'nin elleri kendine sarılı olan bedenin kalçalarını kavradığında, sarışın kız onu öpen dudaklara ufak bir ısırık bıraktı.

Uzay'ın, acıyla harmanlanmış yaşlı gözleri zihninde canlandığında kendini Eda'ya daha da bastırdı. Zihnindeki görüntüyü silmek istercesine öpüşünü daha da derinleştirdi.

Başka bir bedende, başka bir bedeni öldürmeye çalışıyordu çaresizce.

Uzay

Dakikalar birbirini kovalarken bir şey hissetmemekte ve zihnini Mete'den uzaklaştıramamakta ısrarcıydı. Fakat Berk, öptüğü bedenin dudaklarından ayrılmayarak yatak odasına doğru ilerlemeye başladığında Uzay'ın aksine bir şeyler hissettiğini kanıtlamıştı. Yatak odasına ulaştıklarında dudakları kısa süreliğine birbirinden ayrıldı. Nefessiz kaldıkları için hızlanan ve birbirine karışan soluk sesleri odayı doldururken, ela gözler özlediği yüzü incelemeye koyuldu. O kadar mutluydu ki, Uzay'ın yüzündeki kırgınlığı göremedi ve yüzünün yara içinde olmasını bile es geçti. Uzay'ı yavaşça yatağa ittirdi ve vakit kaybetmeden üzerine yerleşti. Yüzünü, altındaki bedenin yüzüne yaklaştırdı ve Uzay'ın sıcak nefeslerini hissetmek için bir süre bekledi.

"Rüya görüyorum değil mi?" dedi Berk boğuk ve pürüzlü çıkan sesiyle.

Altındaki bedenden cevap gelmesini beklemeden dudaklarını, kırmızı ve biçimli dudaklara bastırdı.

Mete

Dudaklarını dudaklarından ayırmayarak Eda'yı kucağına aldı ve yatak odasına doğru ilerlemeye başladı. Odaya ulaştığında, genç kızı yatağa bıraktı ve üzerine çıktı. Zihnine hücum eden anılar tekrar öpmeden önce bir süre duraksamasına neden oldu. Uzay ile bu yatakta, hiçbir aykırı his olmadan nasıl huzurlu bir şekilde yattığını hatırladı. Onun yanında yatmanın nasıl iyi hissettirdiğini, en çaresiz anında ellerini birbirlerine kenetleyip nasıl da güvende hissettiğini, sabah uyandığında gördüğü ilk şeyin onun uykulu yüzü olması ve bunun tarif edemeyeceği şeyler hissettirdiğini hatırladı.