8-Omuz Omuza

5.4K 444 237
                                    




Uzay Mete'ye anlamsız bakışlarını yollarken, Mete lafa atıldı ve iğneleyici bir şekilde konuşmaya başladı.

"N'oldu? Yeni arkadaşın yalnız mı bıraktı seni?"

Uzay'ın bakışları aniden sertleşirken, Mete yutkundu. Bu kadar öfkeleneceğini düşünmemişti. Resmen gözleriyle alev saçıyordu.

"Hiç sırası değil." dedi Uzay ayağa kalktığı sırada. "Gerçekten hiç sırası değil."

Genç adam tam adım atacakken, Mete kolunu yakaladı ve yumuşak bir yüz ifadesiyle ona bakmaya başladı.

"Dur lan tamam. Şaka yaptım."

Uzay yerine oturduğunda gözlerini, önündeki denizden daha derin olan gözlere dikti.

Nasıl oluyordu da, gözleri karanlıkta bile ışıldayabiliyordu?

Mete gözlerini Uzay'dan çektiğinde yara içindeki ellerini fark etti. Uzay'ın dizinin üzerindeki eli aldı ve yaraların üzerinde ürkekçe parmaklarını gezdirdi.

"Garip geldi değil mi, birinin kendine zarar veriyor oluşu?" dedi Uzay, ellerine odaklanmış gence.

"Hayır." dedi tok bir sesle. "Tanıdık geldi."

Cümlesini bitirdiğinde boştaki elini avucundaki elin yanına getirdi. Uzay, geçmeye yüz tutmuş yara izlerini gördüğünde içinin burkulduğunu hissetti. Belli ki, o da acı çekiyordu.

Mete, avucundaki eli bıraktı ve gözlerini kısarak karşısındaki erkeğin yüzünü incelemeye başladı.

"Gözlerin şiş." dedi ve devam etti. "Ağlamışsın. Ne oldu dökül bakalım?"

"Sen niye bu saatte buraya geldin?" diye geçiştirdi Uzay, soruya soruyla karşılık vererek.

"Canım sıkıldı, hava almak için çıktım. Zaten sonra da seni gördüm yanına geldim. Neyse beni boşver sen, sorumu cevapla."

Uzay dirseklerini dizine dayayıp, kafasını iki elinin arasına aldı.

"Bıktım." dedi son derece yorgun bir sesle. "Yoruldum, çok yoruldum."

Mete, elini Uzay'ın saçlarına götürdüğü sırada bu yaptığının çok ibnevari olacağını düşündüğü için eli havada kaldı. Havadaki elini, sırtına koydu ve yavaşça pat patlamaya başladı.

"Oğlum bak eğer kız meselesiyse sana buradan kafayı bi' koyarım. Bi' kız için sakın üzeyim deme kendini. Kızdan bol ne var."

Uzay, kafasını elleri arasından çekti ve arkasına yaslandı.

"Kız meselesine üzüleni siksinler." dedi alaycı bir tavırla.

Düz gibi davranması gerekiyordu ve gerektiği gibi davranıyordu.

"Siksinler." diye onayladı Mete.

Mete'nin kelimesi üzerine Uzay bakışlarını aniden ona bakan mavilere çevirdi.

Mete, üzerinde öyle bir etki yaratıyordu ki, tarifi imkansızdı.

Homofobikliğine rağmen iyi biriydi. İyi hissetmediğini anladığında, gözlerinde oluşan o endişe gerçekti. Gözler yalan söylemezdi değil mi?

"Ne garip adamsın." dedi Uzay kendini tutamayarak.

"Sabah ağzıma sıçıyorsun, gecesi derdimi soruyorsun, ilgileniyorsun. Ben seni anlayamayacağım galiba."

Karşısındaki genç gamzesini ortaya çıkaracak şekilde gülümseyip konuşmaya başladı.

"Arkadaşım değil misin lan?" dedi ve devam etti.

homophobiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin