• İkinci Bölüm •

48.3K 2.2K 445
                                    

     Pars   

  Hayatımıza seçimlerimizle yön verirdik. Önemli bir yol ayrımına geldiğimizde eğer karar vermezsek, asla ilerleme kaydedemezdik. Bir karar vermek zorundaydık.

  Bir karar vermem gerekmişti. Ya başıma gelen her şeyi kabullenecek ve sessizce köşeme çekilecektim, ya da savaşmaya devam edecektim. Savaşmayı seçmiştim. Bu savaşta bir kazanan olmayacaktı belki ama bu umurumda değildi. Önüme ne çıkarsa yakıp yıkmaya hazırdım. Hiçbir şey umurumda değildi. Düşünebildiğim tek şey, her şey sona erdiğinde, intikamımı almış olacağımdı.

  Gecenin zifiri karanlığında, adım seslerim boş sokakta yankılanıyordu. Gece kulübünün arka kısmından çıkmış olmam bana epey kolaylık sağlamıştı. Beni gören birkaç kişinin eline bir tomar para sıkıştırınca bütün riski en aza indirmiştim.

  Yolun karşı tarafına park edilmiş arabama yöneldim. Arabanın yanına geldiğimde, kadını ayaklarının üzerine bırakıp tek kolumla desteklemeye devam ederek, arabanın kapısını açtım. Tekrar onu kucağıma alıp arka koltuğa yatırdım. Kapıyı kapatıp arabanın çevresinden dolaşarak sürücü koltuğuna yerleştim ve vakit kaybetmeden aracı çalıştırarak yola koyuldum.

  "Üzgünüm," dedim, kendi kendime konuşarak. "Seni ensene vurarak bayıltmak istemezdim ama bu gece seni kaçırmak planlarımın arasında yoktu. Hazırlıklı değildim. Doğaçlama ilerlemek zorundaydım."

  Evet, onu uzun zamandır kaçırmayı planlıyordum ama bu gece yapmayı düşünmemiştim. Hayat, tesadüflerle doluydu. Aynı mekana gitmiş olmamız bana hayatın sunduğu en büyük fırsattı. Güney, beni görünce, hemen yanıma gelmişti. Kulübün arka tarafındaki özel odalardan birinde yaptığımız küçük sohbetten sonra onu bayıltmış ve sevgilisinin yanına gitmiştim. Kadınlar tuvaleti arızalıydı ve girilmesi de yasaktı ancak kadın bunu fark etmemiş ve lavaboya gitmişti. Lavabonun kapısına geldiğimde asılı olan levhayı görünce istemsizce gülümsemiştim. Çocuk oyuncağıydı. Kadın'ı bayıltmak, mekanın arka kapısından çıkarmak ve arabama bindirip oradan uzaklaştırmak... Fazlasıyla kolaydı. Ve işte, en nihayetinde, uzun zamandır planladığım şeyi yapmıştım.

~~~

  İçeri girdiğimde kucağımda taşımakta olduğum kadını çift kişilik yatağın üzerine bıraktım. Yüzüne bir anlığına bakmak için kendime izin verdim. Bu yaptığımı hızla sonlandırıp ondan uzaklaştım. Kapıyı kilitleyip anahtarı ceketimin iç cebine yerleştirdim. Pencerenin önündeki tek kişilik koltuklardan birine oturdum ve yatakta yatmakta olan kadını izledim. Dakikalar ilerliyordu. Gece, sabaha kavuşmadan uyanması için dualar ediyordum. Bu gece her şeyin halledilmesi gerekiyordu.

  Uzun süre sonra, yatakta bir hareketlenme oldu. Hızla oturuşumu dikleştirdim. Kadın, biraz daha kıpırdanıp yavaşça doğruldu. Çevresine baktı.

  Ela gözleri benimkileri bulduğunda, hızla yataktan kalkıp ayağa dikildi. "Neredeyim ben? Sen kimsin ve benden ne istiyorsun?"

  Cevap vermeden onu izlemeye devam ettim. Bir süre boş gözlerle bana baktıktan sonra, kapıya doğru koştu. Kapıyı açmak için zorlamaya başladı. Hatta birkaç kez omuzuyla bile vurdu. Etkileyiciydi işin aslı.

  "Yardım edin!" diye bağırarak, kapıyı yumruklamaya başladı. "İmdat!"

  Yavaşça ayağa kalkıp ona yaklaşmaya başladım. Kadın, beni fark edince hareketlerini daha da hızlandırdı ama en nihayetinde çabalarının sonuç vermeyeceğini kabullenerek hareket etmeyi kesip sırtını kapıya yasladı.

  Burnunun dibine kadar girdim. Başını yana çevirerek, yüzünü tiksinir gibi buruşturdu. Çenesini sertçe kavrayıp, onu bana bakmaya zorladım.

Tatlı EsaretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin