• Yirmi Birinci Bölüm •

25.5K 1.5K 220
                                    

     Pars

  "Sana, ona söylemen gerektiğini söylemiştim."

  Alev'e ters bir bakış atıp, "Herkes senin gibi düşünmüyor," dedim.

  Lina'yı eve bıraktıktan sonra Alev'in yanına geri dönmüştüm. Konuşacaklarımız henüz bitmemişti.

  "Devam edeyim mi?"

  Başımı olumlu anlamda salladım. "Elbette."

  "Tam otele yerleşmiştim ki, beni aradı. Numaramı nereden bulmuş inan bilmiyorum ama Güney'den aldığını düşünüyorum. Geri dönmemi, seni ayartmaya çalışmamı istedi. Karşılığında bana para teklif etti. Bebeğim için iyi bir gelecek vesaire. Düşüneceğimi söyleyerek telefonu kapattım. Sonra da hemen seni aradım işte. Sanırım sen o sırada Aslan'ın yanından yeni çıkmıştın."

  "Peki kaza?"

  "Ona birisi yandan çarptı ve Aslan'ın yoldan çıkmasını sağladı. Güney kendisi anlattı. Ayarladıkları adamla olan telefon konuşmalarını bile dinletti."

  "Şimdi o şerefsiz niye yardım ediyor ki bize?"

  "Belki de artık kötülük yapmak için bir amacı kalmamıştır. Neyse, söyleyecek başka bir şeyim yok. Gerisi sana kalmış. Ben bir süre daha İstanbul'da olacağım, birkaç işim var. Eğer Lina ile yüzleşmemi istersen gelip konuşurum da. Aranızın bozulmasını istemem."

  Sandalyemde geriye doğru yaslanıp, "Seni dinleyeceğini pek sanmıyorum ama teşekkürler," dedim.

  "Ona söyleyeceksin, değil mi? En kısa sürede söylemelisin."

  Bir süre olanları düşündüm. Alev'in anlattıklarına inanmamak gibi bir şansım yoktu çünkü bana kuvvetli bir delil sunmuştu. "Lina'ya gidip, tüm bu olanların arkasında annesinin olduğunu nasıl söyleyeyim, Alev? Bana inanır mı sanıyorsun? Zaten inanmasın da. Ailesine çok değer veriyor. Annesinin onun arkasından iş çevirdiğini, Aslan'ın kaza yapmasına sebep olduğunu öğrenirse yıkılır."

  "Ama öğrenmek zorunda Pars. Onun yerine karar vermekten vazgeç. Hangi anne, damadının eski nişanlısını arayıp kızıyla damadının arasını bozmak için ondan yardım ister ki? Bu çok yanlış bir şey ve Lina bunu bilmeli."

  Haklıydı. Lina adına karar vermekten vazgeçmeliydim. Şimdiye dek, onu koruyacağım derken, onu daha fazla üzmekten öteye gidememiştim. Tekrar aynı şeyi yapmamalıydım.

  "Bunu düşüneceğim. Ama önce, biriyle yüzleşmem gerek. Bana dinlettiğin o ses kaydını gönderir misin?"

~~~

  Bir süre Vildan Hanım'ı inceledim. Yüzündeki hoş gülümsemesinin arkasında sakladığı beklentiyi, merakı görebiliyordum.

  "Evet Pars, seni dinliyorum?"

  "Benden hiçbir zaman hoşlanmadığınızı biliyorum Vildan Hanım. Sırf Lina üzülmesin diye rol yaptığınızı da."

  Hoş gülümsemesi yüzünden silindi. Ciddi bir tavırla, "Bunu anlayabilmene sevindim," dedi.

  "Bakın, beni sevmek zorunda değilsiniz. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil. Ancak bu, kızınızla beni ayırmak için arkamızdan iş çevirebileceğiniz anlamına gelmiyor."

  Birden ayağa kalkıp, "Sen beni ne ile suçluyorsun Pars?" diye sordu.

  Cep telefonumu cebimden çıkarıp, Alev'in bana gönderdiği ses kaydını açtım. Şanslıydım ki, Alev'in telefonunda olan bir uygulama her konuşmayı kaydediyordu. Vildan Hanım ses kaydını şaşkınlık içerisinde dinledi. Ses kaydı bittiğinde, yavaşça yerine oturdu. Bakışlarını kaçırıyordu.

Tatlı EsaretWhere stories live. Discover now