• Sekizinci Bölüm •

40.1K 2K 435
                                    

     Pars

  Aslan, kulağında kulaklıkla odama girdiğinde dikkatle ona baktım. Dinlediği müzik her neyse anlaşılan çok hareketliydi zira Aslan'ın enteresan dans figürlerinin başka bir açıklaması olamazdı.

  Saçma hareketlerine bir son verip kulaklığı kulağından çıkardı ve masamın önündeki koltuklardan birine oturdu. "Merhaba, merhaba, merhaba arkadaşım. Bugün nasılsın?"

  Tek kaşımı kaldırarak, "Asıl sen nasılsın?" diye sordum. "Ne bu neşe?"

  "Hepimiz senin gibi itina ile somurtmuyoruz Pars. Bazılarımız hayattan tat almayı biliyor. Öte yandan, seni bile mutlu edecek bir haberim var. Senin bekarlığa veda partini yapmaya karar verdim."

  Gözlerimi devirdim. "Karar vermeden önce bana danışman çok hoş bir davranış Aslan."

  "Ha ha, aman ne komik."

  "Öyle mi? Hiç fark etmemişim."

  Odamın kapısı açıldı ve Çınar içeri girip Aslan'ın karşısına oturdu.

  "Siz ikiniz neden odama girerken kapımı çalmıyorsunuz?" diye sordum.

  "Vakit kaybı." dedi Aslan.

  Çınar, gözünü ovaladığı sırada, "Aynen." dedi.

  Aslan, kulaklığını toplayıp ceketinin cebine yerleştirdi. "Neyse, konumuz bu değil. Madem evlendin, iyi bir bekarlığa veda partisini hak ediyorsun."

  "Sen iyi misin? Bu gerçek bir evlilik değil. Ben zaten bekar sayılırım. İstediğimle istediğimi yaparım."

  "Emin misin Pars? Her akşam erkenden eve dönmenin bekarlıkla bir ilgisi olduğunu sanmıyorum. Zira sözde sahte evliliğinden önce her akşam bizi dışarı çıkmaya ikna eden sendin. Konu başka kadınlar da değil üstelik. Eğlenmeyi severdin dostum! Şimdi eve gitmek için can atıyor gibisin!"

  "Lina'yı tek başına bırakamayacağımı biliyorsunuz." diyerek savunmaya geçtim.

  "Ama artık kaçmayacağını söyledin."

  "Evet, haklısın. Muhtemelen artık kaçmayacak." Umarım kaçmaz. Umarım gitmez. Henüz çok erken...

  "Öyleyse bu akşam dışarı çıkıyoruz. Bekarlığa veda partisi olmasa bile, bir şeyler içip biraz kafa dağıtırız."

  "Olmaz." dedim, sesimi ifadesiz tutmaya çalışarak. "Bu akşam Lina'nın yanıma gideceğim. Size söylemeyi unuttum. Dün bir kaza geçirdi ve ailesinin evinde kalıyor."

  "Durumu çok mu ağır?" diye sordu Çınar.

  "Hayır, şükür ki ucuz atlattı ama ailesi ona bakmak için yanlarına almak istediler. Bu durumda benim de oraya gitmem gerek."

  Aslan ve Çınar bir süre şoka uğramış bir şekilde bana baktılar.

  Tek kaşımı havaya kaldırarak, "Ne?" diye sordum. "Ailesinin evliliğimize inanması gerek."

  "Bir gece yanında olmazsan ailesinin inancını yok etmezsin." dedi Aslan. "Bırak kadın senden uzakta zaman geçirsin."

  Peki ya ben böyle bir şey istemiyorsam?

  Çınar, "Aynen." dedi. "Bu gece çıkıyoruz, itiraz istemiyorum."

  "Kendinize sevgili bulun." dedim. "O zaman beni daha az rahatsız edersiniz."

  "Hepimiz senin kadar şanslı değiliz." dedi Aslan, alayla.

  "Tamam, bu gece çıkıyoruz." dedim. "Sizden kurtuluş yok."

Tatlı EsaretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin