• Altıncı Bölüm •

38.9K 2K 275
                                    

     Pars

  Lina'nın gözünde çizmeye çalıştığım imajımı bambaşka bir boyuta taşımıştım, biliyordum ama söylediklerimi geri alamazdım.

  Kapıyı çalmadan önce Lina'ya dönüp, "Evlendiğin adamın anne ve babasının ismini bilmemen tuhaf olur." dedim. "Annem Leyla, babam Emin. Soyadımızı zaten biliyorsun. İçeride yine de tanıştıracağım seni ama önceden biliyormuşsun gibi davranırsak daha iyi olur."

  "Haklısın."

  Zili çalıp beklemeye başladım. Çok geçmeden çift kanatlı kapının bir tarafı açıldı ve annem, yarı kızgın, yarı mutlu bir halde karşıladı bizi.

  "Hoş geldiniz." diyerek bana kollarını açtı.

  Annemle sarıldıktan sonra ondan uzaklaşıp Lina'nın elini tutuarak "Lina'yla tanış anne." dedim.

  Lina, elimi bırakıp annemin elini tuttu ve öpüp alnına koydu. "Memnun oldum Leyla Hanım."

  Annem, hoş bir gülümsemeyle, "Ben de memnun oldum kızım." dedi. "Hadi, gelin içeriye."

  Birlikte içeri geçtik. Annemin yönlendirmesiyle yemek odasına girdiğimizde, babam bizi ayakta karşıladı.

  Lina, benden önce davranarak babama yaklaştı. Elini alıp, öptü ve alnına koydu. "Adım Lina, Emin Bey."

  "Memnun oldum kızım." dedi babam. Lina'yı dikkatle inceliyordu. "Önder Sipahi'nin kızısın, değil mi?"

  "Evet efendim. Tanışıyor musunuz?"

  "Tanırım elbet. Birkaç kez iş yapmışlığımız var. Çok hırslı bir adam baban."

  "Öyle maalesef efendim. Konu iş olduğunda, babam pek çok hataya düşüyor. Bu konudan ben de rahatsızlık duyuyorum ama babamı durdurmak pek mümkün değil."

  Babam, hafifçe gülümsedi. "Babanı savunmanı beklerdim ama sen aksine, olanı inkar etmiyor ve kabul ediyorsun."

  "Öyle olmalı da efendim. Neticede babam olması, karakterindeki eksiklikleri görmezden geleceğim anlamına gelmez. Yine de, harika bir baba olduğunu söylemeden edemeyeceğim."

  "Eminim öyledir kızım. Hadi geçin, oturun."

  Babama yaklaşıp onunla tokalaştım. Lina'nın oturması için bir sandalye çektim ve hemen yanındaki boş sandalyeye oturdum.

  Yemeklerimiz servis edilirken, ara sıra Lina'ya kaçamak bakışlar atıyordum. Beni şaşırtmıştı doğrusu. Onu ilk kez bu kadar uysal görüyordum.

  "Kaç yaşındasın kızım?" diye sordu annem.

  "Yirmi dört efendim."

  "Mesleğin nedir?"

  "Oyunculuk eğitimi aldım ama bu alanda çalışmıyorum."

  "Çalışmayı düşünüyor musun peki?"

  "Elbette ama babamı bir türlü ikna edemedim buna. Yani, edememiştim."

  Annem gülümseyerek, "Anladım canım." dedi. "Pars'ın da senin çalışmanı isteyeceğini sanmıyorum ama karşı da çıkmaz bence."

  "Neden istemez ki çalışmamı?" diye sordu Lina.

  "Pars bütün ilginin üzerinde olmasını sever kızım, fark edemedin mi daha? Eğer çalışırsan bütün ilgini ona veremezsin ve bu onu sinirlendirir. Bencildir biraz Pars."

  Lina gülümseyerek bana baktığında, bakışlarım ona takılı kaldı. Yanımda ilk kez, gerçekten gülüyordu. Yalancı ya da göstermelik bir gülüş değildi bu. Çok... Güzeldi.

Tatlı EsaretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin