3.BÖLÜM

306 27 2
                                    

Umarım Beğenirsiniz. 💙

Uyandığımda saat 22.35 ti . Ohaaaa!
Ben bu saaate kadar uyumuşmuydum.
Karnımın gurultusunu duyunca acıktığımı hissettim hemde kurt gibi.
Hemen pizza sipariş ettim. Bir süre sonra pizzam geldi. Hepsini silip süpürmüştüm. Saat geç olduğu için kendimi geri yatağa atıp telefonumdaki cevapsız aramalara girdim. Tam tamına 55 tane cevapsız arama vardı. Yarısı Kyrondan yarısı Matiodan dı. Bi dakika !
Yanlış gördüm kesin . Loxias bile veni aramıştı. Hemde iki kere.
Onları aramayacaktım. Yarın yüz yüze konuşurduk zaten.
Telefona saat 07.00 alarm kurup üzerime örtüyü çektim.
Hayatta tek doyamadığım şey uykuydu.

******

Sabah alarmın sesiyle uyandım . Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkayıp mağzadan aldığım pantolanla tişörtü giyip saçlarımı at kuyruğu bağladım.
Odadan çıkıp pansiyonun ücretini ödedim. Hemen bir taksi çevirip ormanın olduğu yeri tarif ettim. Son paramıda taksiye verip ormana girdim. Yarım saat yürüdükten sonra kulübeler görünmüştü.
Matioyada Kyrona da mesafeli durucaktım bundan sonra .

Kulübemin önüne gelince kapıyı ittiğimde açıldı. İçerde kimse yoktu. Yürümekten bacaklarım ağrıdığı için direk kendimi yatağa attım. Bir süre boş boş tavanı seyrettim. Dışardan sesler gelince yattığım yerden kalkıp oturur pozisyona geçtim.
Kapı açıldığında içeri Matio ardındanda kyron girdi.
Bana birkaç saniye boş gözlerle baktıktan sonra Matio
" 2 gündür neredeydin sen? Sana bişey oldu diye aklım çıktı!" diye bağırdı. Matio'yu ilk defa böyle görüyordum . O bana bağırmazdı.
Zaten onlara sinirliydim bide bu sözlerin üzerine kendimi tutamayıp gülmeye başladım.
" Beni merak etmenize gerek yok . Ben sizin neyinizim ki . Hiç kimseyede hesap vermek zorunda da değilim . Özellikle de size" dedim.

Kyron " biz kime ne anlatıyoruz ki ya . Evet bize hesap vermek zorunda değilsin . Ne yapıyorsan yap artık umrumda değilsin." dedi ve kulübeden çıktı . Matio da ardından gitti. Gittiler . Beni bırakıp gittiler.

Benim onlara bağırmam gerekirken onların yaptığına bak.
Gözlerim dolmuştu. Ağladım ağlayacaktım ki kapıdan bir çocuk girip " Lider loxias seni odasında bekliyo." deyip hızlıca gitti.
Şimdide bu adamdan azar yerim olur biter.
Kulübeden çıkıp Locias'ın çalışma odasına girdim. Masasında birseylerle ilgileniyordu. Benim geldiğimi anlayınca ciddileşip
"Nerdeydin sen ?" dedi azarlarcasına .
Bende " kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı." dedim.
"Acaba kafanı dağıtmak için ne gibi sebeplerin vardı?!" dedi.
Ben" beni merak etmediğini ikimizde biliyoruz . Ne söyliyceksen söyle artık!" dedim.
Loxias kaşlarını çatarak " Seni merak etmedim zaten. Bundan sonra benden izinsiz hiçbirşey yapmayacaksın ve hazırlansan iyi olur bir iki güne gruba girirsiniz . " der demez öksürmeye başladım. Ellerimle ağzımı kapattım.
Tek elimle masadan peçete alıp ağzıma tuttum. Ellerim hep kan olmuştu. Loxias " Neyin var senin?" dedi.
"Siz bana kanı verdiğinizden beri kan kusuyorum ve başım dönüyor."dedim.
Loxias düşünür gibi yaptı. Ardından"Kanın böyle bir yan etkisi yok . Başının dönmesi normal . O ilerde geçer . Sen bir doktora görünsen iyi olur . Ben bunu araştırırım." dedi.
Başımla onaylayıp odadan çıktım. Kulübeme girince kısa bir duş alıp yatağıma uzanıp düşüncelere daldım. Acaba Loxias bizi nasıl gruba aldıracaktı? Sormayı unutmuştum. Neyse zaten yakında öğrenirdim . Gözlerimi kapayıp uyumayı denedim. Çok geçmeden uyuya kaldım.

Uyandığımda saat 19.00 olmuştu.
Yemekhaneye gidip yemeğimi yiyip kulübeye gittim.
Matio odaya hiç gelmemişti. Canım sıkıldığından av için siyah bir tişört , siyah deri bir pantolon ve deri ceketimi giydim. Spor ayakkabılarımı da ayağıma geçirdim. Okumla yayımı ve silahımı alıp kulübeden çıktım. Ortalıkta sadece bir kaç kişi vardı .
Aslında ava tek başıma gitmem ne kadar mantıklıydı. Hemde hiç kurtadam öldürmediğim halde.

Düşünmeyi bırakıp ilerlemeye başladım. Hava kararmaya başlamıştı. Biraz daha yürüyüp etrafa baktım .
Arkamdan çıtırtı sesleri gelince arkamı dönüp silahımı doğrulttum.
Evet avımı bulmuştum . Hemde bayağı büyüktü.
Üstüme doğru koşunca iki kez ateş ettim. Gümüş kurşun olduğu için yere yığıldı. Ardından alıştığım kemik kırılma sesleri gelmeye başladı.
Biranda aklıma bunların başımıza geldiği gün geldi . O zaman nasıl da korkmuştuk . Şimdi ise normal geliyodu. Hayatım o kadar değişmişti ki . Babamıda çok özlemiştim .

En sonunda karşımda çırılçıplak bir erkek kaldı. Ölmemişti. Sadece bacağından ve kolundan vurmuştum. Hava karardığı için yüzünü pek seçemiyordum ama genç olduğu kesindi.
Dişlerini sıkarak konuştu. "Çok büyük bir hataya düştün . Etrafta bir sürü kurtadam var . Silah sesini duymuşlardır." dedi.
Aaaa tabi ya ben ne kadar maldım ya . Kafam o kadar karışıktı ki aklıma bile gelmemişti bu detay.  Bozuntuya vermeden " Sen beni değil kendini düşün. Ayrıca etrafta avcı arkadaşlarım var ." dedim.
Evet biraz tırsmıştım. Biraz değil baya tırsmıştım hemde.
Salak kafam benim yayım varken neden silah kullandıysam.
" Koku duyumuz çok iyidir . Senden başka avcı kokusu alamıyordum." dedi.
Şimdi sıçtım . Ava çıkmak benim neyime yaaa. Kurtadamın yaraları iyileşmeye başlamıştı bile . Beni oyalamak için benimle konuşuyordu.
Cidden bu yarı kurtlar bile benden daha zeki. Bana " Neyi bekliyorsun?"dedi.
Bende " Ölmeyi bu kadar çok istediğini bilmiyordum." dedim.
Ardından öksürmeye başladım . Kan kusuyordum resmen . Ama bu sefer birnumdan da kan geliyordu. Silahım elimden düşerken son gördüğüm gökyüzünde kayan yıldız oldu.

Sizce Eva'ya ne olacak ?

Sizce Eva mı haklı yoksa Matio ile Kyron mu?

Yorumlarınızı bekliyorum . Lütfen oylamayı unutmayın .💜💙💚❤

AVCI (Tamamlandı)Where stories live. Discover now