10.BÖLÜM

215 15 0
                                    

*Derek*

Darren'in ısrarları üzerine Eva adındaki kızla matio denen adamı evimize getirmiştik. Zaten evleri harap olmuştu. İsteselerde orda kalamazlardı. Doğruyu söylemek gerekirse kıza üzülmüştüm . 
Neyse.

Emma Eva'nın koluyla ilgilenirken bende üstümdeki kandan arınmak için kısa bir duş aldım.
Üstüme hemen birşeyler geçirip kendimi yatağa attım.
Saat epey geç olmuştu ve günde baya yorucu geçmişti ama uykum bir türlü gelmiyordu. Uyuyamayacağımı anladığımda sigara paketimi kapıp aşşağı indim. Tam dışarı çıkacaktım ki çığlık sesleri gelmeye başladı.
Sesler Eva'nın odasından geliyordu.
Herşey yolunda mı diye bakmak için odaya girdim.
Eva yatakta çığlık atarak tepiniyordu. Uyandırmak için yanına gidecektim ki kendisi sıçrayarak uyandı. Gözleri kocaman açılmış şekilde koluna kaydı. Beni daha fark etmemişti. Elleriyle gözlerindeki yaşları sildi. 

Beni şimdi fark edince "iyi misin?"  diye sordum.
Başını sallayınca yanına gidip kolunu elime aldım. Dikişleri patlamıştı.
"Ben Emmaya söyleyeyim bir baksın." diyince hemen " gerek yok ." diye araya girdi.
Kapıdan çıkmadan önce " Bir şeye ihtiyacın var mı?"  diye sordum.

"Rica etsem bana ağrı kesici getirir misin ?" diye sordu.
Başımı sallayıp ağrı kesici ve ilk yardım çantasından sargı bezini aldım.
Odaya girip komidinin üzerine koydum.
" Kendin yaparsın herhalde." deyip usanmış bir şekilde baktım kıza.
Bu kız için zaten bir çok şey yapmıştım. Bide bununla uğraşamazdım.
Kız da benim bu halimi anlamiş olacak ki "tabiki" dedi.
En azından sürtük kızlar gibi ısrarda bulunmuyordu.

*EVA*

Sabah Matio'nun başımdan yastığı çekmesiyle uyanır gibi oldum. Onu tınlamayıp pikeyi başıma kadar çektim. Tam yine uykuya dalmıştım ki bu sefer de üstümden pikeyi çekti. Ona şuan bağırabilirdim ama uykumu açmak istemiyordum. Yine umursamayıp uyumaya devam ettim .
Bu seferde yüzüme su döktü. Sıçrayarak yataktan kalktım.

Artık sabrımı taşırmıştı . Yataktan çıkıp üstüne atlamamla acı dolu inlemem bir oldu.
Ben kolumu tamamen unutmuştum. Hatta şu anda kendi evimizde olduğumu sanıyordum.

Kolumu tutarak geri yatağa oturdum . Matio başımda özür dileyip duruyordu . " Matio gözüme gözükme . Elimde kalacaksın yoksa. " dedim sinirle.

Emma elinde kıyafetlerle odaya girdi o sırada . Yüz halimi görünce bana ve Matioya bakıp " Her şey yolunda mı?" diye sordu.

Başımla Matio'yu işaret edip " onu buradan götürürsen her şey yolunda olacak." dedim.
Normalde bu kadar kızmazdım ama kolum feci şekilde yanıyordu.

Emma gülerek elindekileri yatağın üzerine koyup " Sana kıyafet getirdim. Birazdan kahvaltı hazır olur." deyip Matioya bakıp odadan çıktı.

Matio ciddileşip " kolun nasıl?" diye sordu.

Kanlanmış sargı bezini gösterip " sayende yeniden kanadı." dedim.

Matio " Kahvaltıdan sonra hastaneye gideriz." deyip odadan çıktı.

Acaba fazla mı üstüne gitmiştim. Kolumun acısıyla biraz fazla tepki vermiştim. Şimdi bana trip atardı.
Gönlünü almayı aklıma yazarak Emma'nın getirdiği kıyafetlere uzandım.

İşimi halledip Emma'nın yanına mutfağa gittim. "Yardım ister misin?" diye sordum.
Emma" Sen kolunu zorlama . Ben hallediyorum." dedi.
Zaten masayı hazırlamıştı.
Emmaya " Tek kız sen misin?" diye sordum.
Aslında evdeki tek kızın o olmadığını biliyordum. Ama Lisa adındaki kızı bardan beri görmemiştim . Onu merak ettiğim için sormuştum.

Emma " Lisa adında bir arkadaşımız da var ama o şu anda şehir dışında." dedi.
Anladım dercesine başımı salladım.

Emma" Sen istersen masaya geç . Bende geliyorum ." dedi.

Salonda ki büyük masaya hazırlamıştı kahvaltıyı. Derek hariç herkes masadaydı. Darren beni görünce " Uyandın mı? Kolun nasıl?" diye sordu.
Matio'nun yanındaki boş sandalyeye otururken gülümseyerek " iyiyim . Sorduğun için teşekkürler." dedim.

Emmayla Derekte masaya geldiğinde herkes konuşmaya ve kahvaltılarını yapmaya başlamıştı.

Matio yüzüme bile bakmamıştı. Ne kadar da hassas bir arkadaşım var böyle. Sağlam kolumla Matio'yu dürttüm. Kafasını bana doğru çevirip ne var dercesine baktı. Gözlerimi kırpıştırarak gülümseyince gözlerini devirip önüne döndü.
Aynısını yeniden tekrarladım . Bu sefer hiç dönmedi . Gıcıklığına kolunu tırnaklarımla acıtacak şekilde sıktım.

İnleyerek kolunu çekti. Masadaki herkesin gözü bize dönmüştü. Elimi çekip süt dökmüş kedi moduna geçtim. Şuan kızardığıma eminim.
Matioya dönüp yapmacıkca " İyi misin ? " diye sordum.
Matio boğazını temizleyip başını salladı.
Matio'nun cevabı üzerine herkes geri önüne döndü . Yani ben öyle sanıyordum.
Son olarak Matio'nun eline çatalımı batırıp kulağına " Bebek gibi trip atma." dedim.
Sadece Matio'nun duyacağı sessizlikte " beeebek bebek bebekk " diye  fısıldadım.

Herkese göz gezdirdim . Herkes konuşarak kahvaltısını yaparken Derek dikkatle bana bakıyordu.

Yeniden kızarmaya başladım kesin daha yeni yaptığım hareketleri de görmüştü.
Amann ona ne istediğim hareketi yaparım diyerek kendimi teselli etmeye başladım.
Bu rezilliğimin sebebi olan Matioya sinirlenerek ayağına ayağımla hızlıca vurdum. O sırada Matio kahvesini yudumluyordu. Ve ben ayağına vurunca kahvesi boğazına kaçtı ve öksürmeye başlayınca gülmemek için kendimi zor tuttum. Hatta ağzımdan bir kıkırtı kaçtı . Şu anki durum bana Matioyla bir anımızı hatırlatmıştı.

İkimizde bir kafede kahve içerken garsonun biri önündeki kokoş kadını görmeyip üstüne düşünce Matioyla içtiğimiz kahve gülerken burnumuzdan çıkmıştı. O gün o kadar gülmüştük ki gözümüzden yaş gelmişti.

Matio da bu anı hatırlamış olacak ki gülmeye başladı . O gülürde ben dururmuyum hiç . İkimizde kahkahalarla gülmeye başladık.
Masadaki herkes uzaylı görmüş masum köylü gibi bize bakıyordu.
Hele de Derek.
İşte Matio'nun bana olan küslüğü bu kadar sürüyordu ...

AVCI (Tamamlandı)Where stories live. Discover now