59.BÖLÜM

113 8 0
                                    

Gözlerimi yeni güne açtığımda üzerimde kırgınlık vardı. Halsizdim. Ama yapmam gereken çok şey vardı.
O yüzden yatağımdan kalkıp yüzümü yıkamak için lavaboya geçtim. Aynada kendimi görünce tanıyamamıştım. Makyajım akmış , gözlerimin altı kapkara geçmişti.

Yüzümü yıkayıp dolabın karşısına geçtim. Üzerime siyah bir tişört ile siyah dar kot giyinip siyah sporlarımı ayağıma geçirdim.
Duygularımı yansıtıp karalara bürünmüştüm.

Odamdan çıkıp mutfağa indim. Etraf sakindi. Herkes uyuyor olmalıydı. Hızlıca birşeyler atıştırıp arabaya binip şehre sürdüm.

Önce babamın yanına gidecektim. Onunla vedalaşmak için.

Evime geldiğimde arabadan inip kapıyı çaldım. Babam kapıyı açtı. Karşısında beni görünce gülümseyip kollarını açtı. Kollarının arasına girip sıkıca sarıldım babama.

Eve geçince biraz baba kız vakit geçirdikten sonra babama geri gideceğimi söyledim.

"Kızım seni buralardan gitmeye iten şey ne?" dedi.

Kısaca herşeyi babama anlattım. Babam başımı şefkatle öptükten sonra "Senin her kararında arkandayım. Ama bu kadar çabuk pes etme. Eğer yanlış anlamadıysam çocuk sana epey kırgın." dedi.

Başımı sallayıp "Bilmiyorum baba. Hiç de benimle barışma taraftarı gibi görünmüyor." dedim.

Biraz daha babamla konuşup yemek yedikten sonra babamla vedalaşıp evden ayrıldım.

Sırasıyla annemin mezarına, Loxias'ın yanına, Kyron'un ve tanıdığım birkaç kişinin yanına gidip hepsiyle vedalaştım.

Herkes beni kararımdan vazgeçirmeye çalışmıştı. Ama nafile gidecektim burdan.

Eve gelince kendime içki doldurup salona geçtim. İçkimi yudumlarken dışarıdan araba sesi yükseldi.

Çok geçmeden de içeri Emma ile Derek geldi. Matio merdivenlerden inip onları karşıladı. Telefonum çalınca arayana baktım.

Bill amca arıyordu. Derekgil solana girince oturduğum koltuktan kalkıp evden dışarı çıktım. Telefonun çalması oradan kaçmam için bahane olmuştu.

Aramayı açıp kulağıma götürdüm.
"Efendim."

"Nasılsın Eva?"

"İyiyim Bill amca. Sen nasılsın?"

"İyiyim bende. Gelmeyi düşünmüyor musunuz artık? Özledik sizi." dedi gülerek.

"Bir iki güne orada oluruz. Merak etmeyin." dedim.

"İyi bakalım. Birde Barnas'a dün akşamdan beri ulaşamıyorum. Beni aramasını söyler misin?" diye sordu.

Gülerek " Söylerim. Dün kutlama gibi birşey yaptık . O sızıp kalmıştır." dedim.

"Çokta dağıtmayın kendinizi. Neyse geldiğinizde görüşürüz. Kendinize iyi bakın."

"Görüşürüz." deyip telefonu kapattım.

Barnas'ı dün geceden beri görmemiştim. Büyük ihtimalle dün içkiyi çok kaçırdığı için hâlâ uyuyor olmalıydı.

Eve girip merdivenlerden çıktım . Tahmin ettiğim gibi Barnas hâlâ uyuyordu. Birkaç kez seslendim. Sonunda gözlerini açınca "Uyan artık uyuyan güzel. Akşam olacak." dedim.

Barnas yatağında gerinip "Saat kaç?" diye sordu.

"17.50" dedim.

Ardından onu odasında bırakıp kendi odama kapandım.

AVCI (Tamamlandı)Där berättelser lever. Upptäck nu