22. Bölüm

6.1K 289 0
                                    

***

Kemal anlamıştı ama kabul etmek istemiyordu bunu yapmazdı meleği bir kağıt parçası ile özür dileyip terk etmezdi, onu yapmazdı biliyordu çünkü acılarını göstermişti ona, bu kadar acımasız olacağına inanmak gelmiyordu içinden. Yere çöktü adam, bütün dünyası başına geçmişti. Bir haykırış koptu dudaklarından, sonra bir haykırış daha o gece Kemal bağırdı yıldızlar ağladı o haykırdı bütün İstanbul onu dinledi.Bu kadar mı acırdı insanın canı ölmek kurtuluş olur muydu bu içine düştüğü karanlıktan? Kalbini söküp alsalar sevdası da acısı da biter miydi?Yaren onu terk etmiş olamazdı ki hiç bir sebep yoktu ortada. Bugün ablası gelmiş geçmişini hatırlatmıştı ona belki de o haysiyetsiz herifi aklına getirmişti ve onu hala sevdiğini fark etmişti. Peki ya gözlerindeki sevda o yalan olabilir miydi? Sabaha kadar evde kendi kendini yemiş evde bulduğu ne kadar içki varsa hepsini içip tekrar tekrar haykırmıştı açısını karanlığa. Sabah olduğunda Yaren'i aramak için düştü yollara tamam madem terk etmişti o zaman bir açıklama yapacaktı ona.

Kemal Yaren'i ararken genç kadın çoktan varmıştı gelmek istediği yere Roma'ya . Aşıklar şehrine aşkını geride bırakarak gelmişti. Yaren hastanedeyken yapmıştı zaten planını bu bebeği Kemal'e söylemeyecekti, daha aralarında bir kez olsun evlilik konusu açılmamışken onu bu bebekle evliliğe mecbur bırakmayacaktı. Yaren hayatında bir kez mecburiyet olmuş onda da ağzının payını almıştı. Eve geldiğinde odasında çantasını hazırlamış hesabından yüklü miktarda parayı arkadaşının hesabına yatırmıştı -ki hesap hareketlerinden nerede olduğu anlaşılmasın- biletini almış ve evden çıkabilmek için Kemal'e yalan söyleyip onu dışarı göndermişti. Plan bu kadar basit olsa da uygulamak canından can almış yüreğini kanata kanata çıkmıştı o evden. Yüreğinin yarısını orada bırakmıştı, yarısını karnında taşırken. Gururlu kadındı Yaren bir kez yaptığı hatayı bir daha yapmayacaktı. Bebeğine de kıyamazdı zaten, tek çaresi gitmekti. Kemal ne halde düşünmek bile istemiyordu kendisi aynı acıyı ikinci kez yaşamamak için sevdiğine aynı acıyı ikinci kez yaşatmıştı. Evet belki bencilce bir şey yapmıştı ama ömür boyu bir mecburiyet olarak onu sırtında taşımasını istemiyordu. Tamam Kemal'in onu sevdiğinden adı gibi emindi ama evlenecek, bir ömür geçirecek kadar sevmemişti ki hiç evlilikten bahsetmemişti bu güne kadar.

5 Ay Sonra

Günler günleri aylar ayları kovalamış Yaren hamileliğinin 6. Ayına girmişti. Çok fazla kilo almamıştı. Zaten bu mutsuzlukla doğru düzgün yemek yediği de söylenemezdi. Sadece bebeği için az ama besleyici şeyler yemeye çalışıyordu. Zayıf bedeninde büyüyen karnı her geçen gün daha belirgin oluyordu, içinde onun hareketlerini hissetmek onu dinlemek tek mutluluğu idi bu sıralar. Oğlunu minik Kemal'ini kucağına almak için gün sayıyor arkadaşının adına kurduğu küçük ofisinde iç mimarlık yaparak hem vakit geçiriyor hemde kendi parasını kazanıyordu.6 ay boyunca Kemal'i aramamış hiç bir haber vermemişti ona burnunda tütse de sevdiği, kararından dönmemeye yeminliydi bizimkisi. Oğlunun Kemal'e benzemesi için dua ediyordu belki bir nebze olsun özlemini dindirir diye. Yerini Tan hariç kimseye söylememişti babasına sadece iyi olduğunu anlatan bir mesaj atıp onu aramamalarını artık geçmişine dair kimseyi hayatında istemediğini söylemişti, babacığının yaşlı yüreğini düşünmeden. Adamcağız çökmüş ama kızının iyi olduğunu öğrendiği için buruk bir mutluluk yaşamıştı.Keşke diyordu keşke girmeseydim bu işe hiç tanışmasalardı, kızı iyileşemediği gibi delikanlıya da yazık etmişti. Fehmi beyde Akif beyden farklı değildi oğlu ile ne kadar konuşmaya çalışsa da oğlu bir türlü onu dinlememiş kendini harap ermekten vazgeçmemişti. Aynı pişmanlık yakıyordu iki babanın da yüreğini keşke diyordu oda dostu gibi.

Yaren Tan ile iletişimini hiç koparmamıştı Roma'ya ilk geldiği gün onu aramış olan biten her şeyi anlatmıştı Tan çok kızmış hatta "kızım sen tam bir aptalsın gururundan burnun düşse almayacaksın. Ulan adama bir sorup fikrini alsaydın, nasıl bebeğini saklarsın üstüne hiç bir şey söylemeden adamı terk ediyorsun. Yaren kafayı mı yedin ? ilk uçakla yanına geliyorum aklını başına getireceğim" diye onu azarlamıştı tabi Yaren eğer gelmeye kalkar yada birisine bir şey söylerse buradan da gitmek ve bu kez gittiği yeri ona da söylememek ile tehdit edince eli kolu bağlanmıştı Tan'ında. Şimdi her akşam 1 saat görüntülü sohbet edip olanı biteni anlatıyorlardı.Yaren Kemali hiç sormamıştı Tan bir kaç kez anlatmaya çalışmış o zamanda görüşmeyi sonlandırıp 2 gün aramamıştı.Bilmek istemiyordu iyi yada kötü yaşadığını bilmek yetiyordu ama detay öğrenirse dayanamaz yanına gider sonra ömür boyu Kemal'in mecburiyeti olurdu.

Tan Yaren'in tehditleri yüzünden eli kolu bağlı oturuyordu. Gizli sevdasının başka bir adamın çocuğunu taşımasından çok bu yükü tek başına sırtlamasına üzülüyordu yine kendisini ikinci plana atarak. Aslında bir kez ''evlenelim çocuğuna ben baba olayım'' demişti lakin Yaren onu ciddiye bile almamış gülmüş ''çok alemsin Tan'' demişti. Tan başkasının da olsa Yaren ile bir çocuğu büyütmenin paha biçilemez olacağını düşünüyordu. Bir yandan bencillik ettiğinin de farkındaydı, Kemal'in ne halde olduğunu biliyordu. .ilk zamanlar her gün okula gelmiş bir haber alıp almadığını sormuştu, artık oda pes etmiş olmalı ki gelip gitmiyordu. Bütün cemiyetin diline düşmüş, bu berduş halleri kulaktan kulağa yayılıyordu. Kemal ise hiç bir şeyi umursamıyor olmalı ki hayatına kaldığı yerden devam etmeye çalışmıyordu bile. Tan biliyordu Kemal'in onu nasıl sevdiğini bebekleri olacağını bilse havalara uçacağını ama Yaren gereksiz bir gurur uğruna harcıyordu ikisini de. Tan çok kez söylemeye karar vermiş sonra Yaren'e verdiği söz aklına gelince vazgeçmişti. Kötü niyetli bir adam olsa asla böyle bir şey düşünmezdi bile ama o böyle sevmişti Yaren'ini uzaktan uzağa, mutluluğu ile mutlu olmayı öğrenmişti çoktan.

İHANET (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now