28. Bölüm

5K 236 4
                                    

***

 Sevdiği adam odadan çıktığı an ağzına eli ile bastırarak ağlamaya başladı genç kız. Yıkılmıştı sevdiği, hemde kendi elleri ile yıkmıştı onu. Şimdiden pişman olmuş arkasından koşup her şeyi anlatmak istiyordu ama bacaklarında o dermanı bulamadı. Kemal'in ofisten çıktığını düşündüğü an tuttuğu çığlığı firar etti dudaklarından. Nasıl yakmıştı onun canını nasıl kıymıştı sevdiğine? Halbu ki anlamıştı korktuğunu korkularını söküp alırım demişti ona. Yaren kendi bitirdiği aşkına ağladı bağıra çağıra... Bebeğine sarıldı onunla beraber ağladı...

Tan Yaren'e destek olmak istiyor ama ilk kez ne yapacağını bilmiyordu. Oyununa ortak olmuştu ama vicdanı rahat değildi. Çünkü arkadaşına destek olmak için girmemişti bu oyuna biliyordu. İçten içe istememişti sevdiği kadının tekrar ona dönmesini.Şimdi Yaren'in bu halini gördükçe içi daha bir acıyor vicdanının sesini susturmak daha bir zor oluyordu.Kucakladığı gibi çıkardı onu ofisten eve götürmeliydi. 

Yaren yol boyu susmadı ağladı eve gittiğinde de devam etti göz yaşları. Sanki ne kadar çok ağlarsa, o kadar çabuk dinerdi acısı. Aslında biliyordu hiç geçmeyecek bir yara açmıştı hem sevdiğinde hem kendisinde ama geri dönemiyordu.

Acılı ayrılığın üzerinden 1 ay geçmiş Kemal eskisinden daha zor bir adam olarak hayatına devam ediyordu. Babası Fehmi beye o çok istedikleri aile dostlarının kızlarından birisi evlenmek istediğini söylemişti. Fehmi bey bu fevri kararına karşı çıkmış ama Kemal yine ona söz hakkı tanımamış nihayetinde yarın oğlunun nişanı vardı.Kemal kızı bir kaç kez görmüş doğru düzgün konuşmamıştı bile amacı aşk evliliği değildi zaten aşık olabilecek bir kalp taşımadığı için bu pek mümkün değildi. Kızın adı Elif'ti annesinin arkadaşlarından birisinin kızıydı. Elif çok konuşmayan ağır başlı ve anlayışlı bir kızdı. Kemal'in aradığı kriterlere uygundu konuşmuyor soru sormuyordu.

Yaren 1 ay boyunca evden çıkmamış her gününü deli gibi ağlayarak geçirmişti. Pişmanlık yüreğini kor ateşler içinde yakıyordu. Keşke diyordu... keşke gururumu değil aşkımı seçseydim. Hem ona hem kendine yazık ettiğini yeni yeni anlıyordu. Tan o sabah odasına girdiğinde yine kendisini ağlarken görünce çok sinirlenmişti '' Yeter artık Yaren kendini ne hale getirdin. Sen değil miydin böyle olmasını isteyen şimdi neyin yasını tutuyorsun?Kendini düşünmüyorsan bebeğini düşün biraz ve kalk ayağa.Pişmanlıktan kendi kendini yiyeceğine geç Kemalin karşısına ve anlat her şeyi'' dedi evet o gün istememişti barışmalarını ama Yaren'i böyle görmeye dayanamıyordu. Yaren '' yapamam'' dedi hıçkırıklarının arasında. Kolondan tuttuğu gibi kaldırdı onu Tan '' sen güçlü bir kadınsın Yaren yürü gidiyoruz aşkına sahip çıkacaksın. O adam seni deli gibi seviyor bebeğini de duyduğunda bütün acıları dinecektir. Hadi inat etme ikiniz de harap oldunuz'' dedi. '' Tamam'' dedi Yaren gidecekti ve yaptığı hatayı telafi edecekti. Gerekirse ayaklarına kapanacak af dileyecekti sevdiği adamdan. ''Mecburiyetse mecburiyet dedi Yaren ben ona mecburum o bana olmuş çok mu?''

Uçaktan indiğinde içi içine sığmıyor bir yandan mutluluk ile dolarken diğer yandan deli gibi korkuyordu.Taksiye bindi ve Kemal'in evinin adresini verdi.Eve vardığında evde kimseyi bulamamıştı. Site görevlisi onu görünce tanımış Kemal'in ailesi ile yaşadığını artık bu evi kullanmadığını söylemişti. Yaren anlamıştı sebebini hatıralardan kaçmak içindi bu terk edişi.Tekrar taksiye bindi bu kez Kemal'in ailesinin eviydi adresi.Taksiden indiğinde bahçedeki kalabalık çarptı gözüne. Bir  anda alkışlar başladı Yaren herkesin baktığı yöne baktığında kalbi sıkıştı nefesi ciğerlerinde rehin kaldı.Kemal yanında bir kadınla parmaklarında yüzükler ile tebrikleri kabul etmeye başlamıştı. İşte asıl o zaman anladı Yaren sevdiğini sonsuza dek kaybettiğini. Kasıklarına giren sancı ile iki büklüm oldu akan göz yaşlarının arasında '' bir şey yok bebeğim bir şey yok '' deyip bebeğini teselli ediyordu kendince. Ağrı tekrar girince yere çöktü kadın ''yapma bebeğim yapma lütfen bak anne iyi bir şey yok'' dedi tekrar bebeğine derin derin nefesler alıyor bebeğine bir şey olmaması için dua ediyordu. Kapının önüne bir araba yanaşıp içinden Tan inince bir nebze olsun rahatlamıştı genç kadının içi. ''Tan yardım et'' dediği esnada bacaklarının arasında bir ıslaklık hissetti. Hipnoz olmuş gibi bacaklarından akan sıvıya bakarken tan yanına geldi ve onu kucağına alarak arabaya götürdü. ''Hayır hayır olmaz daha çok erken bebeğim olmaz'' diye sayıklıyor bir yandan ağlıyordu. Tan ne kadar sakin kalmaya çalışsa da oda paniklemiş eli ayağına dolanmıştı. Bir arkadaşından Aslanoğlu veliahdının bugün nişanı olduğuna dair bir şeyler duymuş, biraz sorup soruşturunca evlerinin bahçesinde nişan töreni yapacaklarını öğrenmişti. Yaren'in oraya gideceğini tahmin ettiğinden arabaya atladığı gibi oraya gitmişti. İyi ki gelmişim dedi ya yalnız olsaydı Yaren. Düşünmek bile istemiyordu.

Yol boyunca Yaren ağlamış, ara ara kasıklarına giren sancı ile çığlık atmıştı. Hastaneye girer girmez doktor muayenesini yapmış ve doğumun başladığını söylemişti. Yaren bunu duyunca bağırmaya başlamış '' bebeğinin daha çok küçük olduğunu daha erken olduğunu haykırmıştı hastane koridorlarında. Tan bütün bunları trans halinde izlemiş, Yaren'in elini tutmaktan başka hiç bir şey yapamamıştı. Yaren doğuma alındığında kapıda beklemekte genç adama düşmüştü. Ne doğru sözmüş, kadınlar bir erkekler dokuz doğurur derlerdi de inanmazdı. Bebeğin babası olmadığı halde bu haldeyse kendi çocuğunu beklese neler hissederdi kim bilir. Doğumhanenin kapısında bir sağa bir sola gidip geliyor Yaren'in her duyduğu çığlığında gözlerini sıkı sıkı kapatıp derin nefesler alıyordu. Bir an önce sevdiği kadının acıları dinsin diye dua edip gözünden akan yaşları siliyordu.

Doğumhanenin kapısı açıldı bir hemşire çıktı içerden yüzündeki ifade korkutuyordu genç adamı.

İHANET (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now