23. Bölüm

5.5K 264 0
                                    


***

Tan aniden Kemal'in evine gitmeye karar verdi, yeterdi bu kadar ikisinin de çektiği. Zaten en başta o çok gururlu arkadaşını dinlemekle hata yapmıştı. Kemal'e her şeyi anlatacak git kolundan tut getir diyecekti. Kemal'in evine geldi kapıyı çaldı fakat açan olmadı bir kaç kez daha üst süte zile bastı acaba sızıp kalmış mıydı yine ? Telefonunu çıkardı ve Kemal'i aradı uzun uzun çaldı, kapanmak üzereyken karşıdan bir bayan sesi duydu ''merhaba'' dedi Tan çekinerek acaba yanlış mı aramıştı kontrol edip tekrar telefonu kulağına götürdü ''Ben Kemal Aslanoğlu'nu aramıştım ama yanlış oldu sanırım'' diye devam etti. ''Merhaba Kemal bey bir kaza geçirdi şuan hastanemizde ciddi bir şeyi yok fakat hiç bir yakınına ulaşamadık'' dedi ve hastanenin adını adresini söyledikten sonra kapattı. Tan acele ile hastaneye gitti kötü bir şeyi olmadığını söylemişlerdi ama içi rahat değildi. Eğer ona bir şey olursa Yaren'in ömür boyu kendisini suçlayacağını biliyordu. Hastaneye geldiğinde Kemal'in acil müdahale odasında olduğu ve içeriye giremeyeceği söylenince daha da tedirgin oldu.

Kemal Yaren'in gidişinden sonra yıkılmış ve toparlayamamıştı sürekli içiyor işe bile gitmiyordu.Saçı sakalı uzamış hayattan vazgeçmiş bir hali vardı. İçince bir nebze olsun sönüyordu içindeki yangın alkolden sızmazsa eğer uyuyamıyordu, hep sevdiğinin hayali geliyordu gözlerine. Ne güzel hayalleri vardı sevdiğiyle, evlenecekti onunla evlenme teklifi etmeyi düşündüğü gün mahvolmuştu zaten her şey. O gün terk edilmişti. Ablası gelmeseydi eğer şimdi evli olacaklardı belkide. Düşündükçe acısı artıyor nefesi kesiliyordu."Allah'ım bu nasıl acı her geçen gün biraz hafifleyeceğine daha çok artıyor" diye ağlamaya başlamıştı yine. Kim erkekler ağlamaz demişse halt etmişti Kemal 5 aydır her Allah'ın günü ağlamıştı. Yine her gün olduğu gibi içmiş, içkisi bittiği için arabaya atlayıp içki alabileceği bir yerler aramaya başlamıştı. Ayakta duramayacak kadar sarhoştu hal bu ki... Kemal sarhoşluğun üzerine biraz da hız eklenince kontrolünü kaybetmiş arabayı yol kenarındaki bir ağaca çarptığında ancak durabilmişti. çarpmanın şokundan çıkabildiğinde etrafına bakınmış fakat başına giren keskin acı ve başından gelen sıcak sıvı ile yavaş yavaş bilinci kapanmaya başlamıştı zaten ölmek istiyordu genç adam karşı koymadı karanlığa tüm benliği ile teslim oldu.

Neyse ki ciddi bir şeyi yoktu genç adamın. Başına aldığı darbe ile küçük bir yarık oluşmuş, bir kaç dikiş atılıp kapatılmıştı. Tedbir amaçlı bütün tetkikleri yapılmış, hiç bir problem olmadığı ama tedbir amaçlı bu gece hastanede kalması gerektiği söylendiğinde, biraz alkolden birazda ölemediği için sinirlendiğinden olay çıkarmıştı genç adam. Zar zor sakinleştirip ikna edildiğinde yatağında uzandı ve kendisine küfürler yağdırmaya başladı. ''Ulan tamam bilerek yapmadık kazayı da hazır yapmışken niye geberip gitmedim ki?'' diye saydırıyordu kendisine. Kaza yaptığında bilinci kapanmadan hemen öce, çok istemişti bu dünyadan göçüp gitmeyi. Sevdiği kadın olmadan yaşamanın bir anlamı yoktu onun için. Hem yaşayıp ne yapacaktı ki zaten, hayatta payına düşen hep acı olmamışmıydı bu güne kadar? Yaren gittiğinden bu güne bir çok kez düşünmüştü ölümü ama hem günahından korkmuş hemde belki döner umudu ile yaşamak istemişti. Sahi ölse üzülür müydü sevdiceği? Onsuz bu hayatta nefes almak istemeyeceği kadar çok sevdiğini anlamış mıydı acaba? O da biraz olsun sevmemiş miydi kendisini? Sevse gitmezdi diyordu bir yanı kızıyordu bir çok kere. Ama bir yanı kızamıyordu yaralı ceylanına korkmuştur yine ondan gitmiştir dayanamaz gelir diyordu. Ama 5 ay olmuş Yaren'inden ses çıkmamıştı. Onsuz 1 nefes bile yüreğine acıdan başka bir şey vermezken, o nasıl dayanabilmişti bunca zaman?

Tan kapının önündeki gazeteci ordusunu görünce aklına Yaren gelmişti. Ya haberleri görürse? diye korkuya kapılmıştı. Kemal'in iyi olduğuna emin olduktan sonra ona görünmeden usulca çıkmıştı hastaneden. İlk uçakla Roma'ya gidip Yaren haberleri görmeden ona anlatmalıydı Kemal'in iyi olduğunu.Eve gidip küçük bir valiz hazırladı pasaportunu da alıp hava alanına doğru yola çıktı. Bir yanı buruktu onu başka adamın bebeğini taşırken göreceği için nasılda yakışmıştır hamilelik görüntülü konuştuklarında karnını hiç göstermemişti ona. Bir yanı ise mutluydu gizli sevdasını göreceği için.Uçaktan iner inmez Yaren'in verdiği adrese gitmiş o işe gitmeden yetişebilmişti ona.

Çalan kapıyı açmaya gitti Yaren onun kapısı hiç çalmazdı ki hele ki bu saatte diye düşünerek açtı kapıyı. Karşısında Tan'ı görmeyi beklemiyordu. Tan Yaren'in konuşmasına fırsat vermeden sıkı sıkı sarıldı ona. Nasılda özlemişti kokusunu...Yaren ilk şoku atlatıp geri çekildi ve '' Ne işin var senin burada ben sana gelme demedim mi? '' diye kızdı en yakın dostuna. Aslında oda çok özlemişti dostunu ama ya Kemal takip ettiyse diye korkuyordu. Tan ''Beni içeri almayacak mısın güzellik kaç saatlik yoldan geldim çok ayıp bu yaptığın'' diye muziplik yapmaya çalışıyordu ama Yaren anlamıştı yüzünden ters giden bir şeyler olduğunu. Kapıyı açtı ve içeri girmesi için kenara çekildi.Oturma odasına doğru ilerlerken kendisini duyacaklarına hazırlamaya çalışıyordu.Tanırdı o arkadaşını bir bakışından anlardı ters giden bir şeyler olduğunu.

İHANET (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now