34. Bölüm

4.7K 199 0
                                    


***

El ele bahçeye çıktı ikili, Yaren hem şaşkın hem de çok mutlu görünüyordu. Bütün sevdikleri buradaydı. Annesi, babası, Fehmi bey, Sevgi hanım ve dahası. Anne ve babalar şu gün bitsin soracağız sana bunun hesabını der gibi baksalar da mutlu oldukları çok belliydi. Tan'a takıldı gözleri Kemal'den müsaade isteyip arkadaşının yanına gitti, sımsıkı sarıldı boynuna ''Teşekkür ederim Tan her şey için... Sen hep zor zamanlarımda yanımdaydın, beni her seferinde bıkmadan usanmadan toparladın. İyi ki dostum olmuşsun çok teşekkür ederim iyi ki varsın... Seni çok seviyorum'' dedi minnettarlığı ses tonuna yansımıştı ''ama bana yaptığınız şeyin hesabını soracağım aklımda'' diye ekledi yavaşça omzuna yumruk atarak. Tan içi acısa da mutluydu, yıllardır Yaren'in mutluluğu ile mutlu olmayı öğretmişti kendisine. ''Asıl ben teşekkür ederim hayatına beni kabul ettiğin için. İyi ki yüzsüzlük yapmışımda peşinden ayrılmamışım diyorum hep. Seni çok seviyorum'' dedi buruk bir gülümseme ile karşısında ki kadının arkadaşlıktan öteye gitmeyecek olan sevgisini kabulleneli çok olmuş ama ilk kez görsün istemişti onu sevdiğini bilsin istemişti öyle duygulu sevdi sevdiğini ama kadın anlamamıştı yine. Genç kadın arkadaşının yanından sıkı bir öpücük ile ayrılıp sevdiği adama koştu yine.

Nikah işlemleri yetişmediği için formalite de olsa bir düğün yapılmış, her kes gönlünce eğlenip bol bol sohbet etmişti. Ailelerden sıkı bir azar yiyen Yaren'in kurtarıcısı sevdiği adam olmuş, çekip kurtarmıştı onların gazabından. Gece geç saatlerde biten eğlence ile herkes tek tek ayrılmaya başladı. Herkesi uğurladıktan sonra sıra tana geldi. Tan Kemal'e dönüp ''ona iyi bakacağından şüphem yok ama adettendir ona çok iyi bak.'' dedi ve karşılığında ''kalbime iyi bakmazsam yaşayamam'' cevabını alıp Kemal'le tokalaştı. Yaren ile yalnız konuşmak istediğini söyleyince Kemal bozulsa da, bu kadarını ona borçlu olduğunu düşünerek onları yalnız bıraktı.

Yaren arkadaşında bir haller olduğunun farkındaydı. ''ne bu halin beni evlendirdiğin için mi bu durgunluk? Duygusallaştın mı yoksa sen?'' dedi gülerek. Tan sevdiği kadını kendine çekti ve sımsıkı sarıldı ona kokusunu içine çekip kulağına fısıldadı ''ben gidiyorum''. Yaren anlamamış ve dalga geçmeye devam etti '' e zahmet olacak yani düğün gecemizde bizimle kalmak gibi bir düşüncen olmamalı yani" dedi manidar bir gülüşle. "Yaren ben Amerika'ya gidiyorum, bir arkadaşımın dans okulu var onun yanında çalışacağım dönmeyi düşünmüyorum" dedi Tan. "Saçmalama ne işin var senin orada? Hem buradaki okul ne olacak? Ben ne olacağım? Beni yalnız mı bırakacaksın?" Dedi yaren dolu dolu gözlerle. Tan "buradaki okulu ortağıma devrediyorum buradaki zamanım doldu artik hem sen yalnız değilsin artık bir ailen var. Bir oğlun ve eşin var bana ihtiyacın yok" diye durumu anlatırken gözünden akan bir damla yaşa engel olamamıştı. Sevdiği kadını daha fazla başkası ile görmeye dayanamazdı en güzeli görmemek diye düşündüğü için gitmeye karar vermişti. Yaren Tanın boynuna sarıldı ve ağlayarak " Tan sen başkasın benim eşim ve çocuğum olsada sende benim ailemsin sensiz olmaz, sensiz eksik hissederim ben. Gitme lütfen beni bırakma..." diye yalvardı arkadaşına. Genç adam sevdiğinin kokusunu çekti doya doya içine, gözünden akan yaşlara engel olmuyordu artık " Yaren artık Kemal yanında gözüm arkada kalmayacak. Seni çok seviyorum ama gitmeliyim burada yapamıyorum artık". "Ama neden? Bir anda ne oldu da gitmek istiyorsun? Neden burada yaşayamıyorsun? Tan anlamıyorum" dedi genç kadın, can dostundan ayrılmadan. " nedenini sorma, böylesi benim için daha iyi olacak bunu bil yeter. Kendine ve ailene iyi bak. Sen çok güçlü bir kadınsın ve artık inanıyorum ki artık korkusuzsun. Ailene sahip çık ve mutlu olmaltan sakın vaz geçme" dedi genç adam sevdiği kadından ayrılıp hızla uzaklaştı ondan. Genç kadının içinden bir parça kopup gidiyordu sanki. Tan onun en yakınıydı, kendinden bile yakındı ona. Her üzüldüğünde onun yanına koşmaya o kadar alışmıştı ki başka ne yapılır bilmiyordu bile.

Ağlayarak içeri girdi Yaren, Kemal onu bu halde görünce ne olduğunu sordu hemen. Genç kadın Tan'ın gittiğini anlatırken göz yaşlarını durduramıyordu. Kemal biliyordu Tan'ın neden gittiğini, oda bir erkekti sonuçta ve anlıyordu. Bir başkası olsaydı eğer onun eceli olurdu. Ama Tan güzel seven bir adamdı ve kendisi gelene kadar kadınına çok iyi bakmıştı. Kadını gittiğinde onu geri getirmişti, bundan sebep kızamıyordu ona. Sevdiği kadını aldı ve odalarına götürdü, bebeğini doyurması için ona yardımcı olduktan sonra oğlunu uyuttu ve karısının yanına yatıp göğsüne çekti kadınını. Saçlarını okşayarak uyuttu onu.

Tan arabasına bindi ve yola çıktı yeni hayatına doğru. Gözünden akan yaşlar yarışa girmişti adeta. Sevdiği kadını değil kalbini bırakmıştı burada. Onlar çocuklarını büyütürken izlemeye gücü yetmezdi bundandı gidişi. Sevdiğine bir mektup yazmıştı, onu nasıl sevdiğini anlatmıştı ama verememişti. Şimdi hem mektubu hemde sevdası ile gidiyordu. Göz yaşları görüşünü bulanıklaştırıyordu bu yüzden önünü zor görüyordu. Karşıdan gelen aracı fark edememiş frene bassa da duramamış ve acı bir fren sesi ardından çıkan gürültü ile gözleri kapandı.

İHANET (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now