BÖLÜM 15

6.9K 642 221
                                    


Bunu eti yerken milyon kez sormuştu. Hafifçe güldüm ve '' Hala hayattayım'' dedim ve yavaşça ayağa kalkıp '' Ama vaktimizi boşuna harcadım. Devam edelim artık '' diye bitirdim cümlemi.

Werner elini kaldırıp yüzündeki bezi boynunun çukuruna kadar indirdi. Bakışları sert, yüzü gergindi. Sanırım söylediğim bir şeye kızmıştı. Kaşlarımı kaldırıp ona ne oldu dercesine bakarken sabırla derin bir nefes aldı ardından bana doğru uzanıp kolumu tuttu, tutuşu biraz kabacaydı ''Bazen beni çileden çıkarıyorsun Sierra'' dedi, konuşurken sabrı tükenmişçesine nefes alıp veriyordu.

Ona neden çileden çıktığını soracaktım ama sormak yerine susup beklemeye başladım. Sanırım vaktimizi boşa harcadım dediğim için kızmıştı. Şaşkınca nefes alıp verdim, tepkisinin böyle olacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi. Aslında bana hak vereceğini düşünmüştüm ama yanıldığımı şimdi anlıyordum. Sıcaklık yavaşça bedenimi ele geçirirken beklemeye devam ettim. Bu bekleyiş saniyelerce sürdü. Ne o konuştu ne de ben. Ortam fazlasıyla gergindi.

Neyse ki Werner delici bakışlarını üzerimden çekip yerdeki dal parçasını eline alıp bana uzattı. Dalı tutup kara sapladım ve ağırlığımın birazını ona verdim. Werner gitmeye hazır olduğumu anlar anlamaz koluma girip beni çekiştirdi. İnat etmeyip kolumu tutmasına izin verdim ve uysal bir şekilde peşinden gitmeye başladım.

Yolculuk devam ederken zaman hızla akıp geçiyordu. Sabah erkenden çıkmıştık yola ve şimdiye dek neredeyse üstünden dört saat geçmişti. Her adım atışımızda korkum da artıyordu. Dağ o kadar büyük ve genişti ki, Arron'u bulma umudum hızla tükenip gidiyordu. Aslında planımın olmaması da çok kötüydü. Elbette buraya gelirken birkaç plan yapmıştım ama dağın büyüklüğü her şeyi alt üst etmiştim. Onları bulmak gerçekten imkânsız gibi bir şeydi. Kalbim acıyla kasıldı, onları bulmadan geri dönmek istemiyordum ama bu gittikçe imkânsızlaşıyordu.

Dağın en tepesine ulaştığımızda neredeyse akşam oluyordu. Yorgunluktan ölmüş durumdaydım, ayaklarım titriyor nefes alış verişim düzlükte durmama rağmen hızlanıp duruyordu. Elimdeki dalı yere atıp kafamı gökyüzüne kaldırıp incelemeye başladım. Ardından gözlerimi ufuk çizgisine diktim.

Ufuk çizgisindeki kızıllık iç geçirmeme neden olmuştu. Köyden güneşin batışı pek fazla gözükmüyordu ama buradan görünüşü mükemmeldi. Sanki gerçek değilmiş gibi geliyordu bana ama oradaydı ve tamamen gerçekti.

Kırmızılığa baktıktan sonra gözlerimle etrafımızı saran geniş araziyi taradım. Buradan bakıldığında diğer dağlar çok küçük ve ulaşılabilir gözüküyordu. Sanki oyuncakmış gibiydiler. Tırmanmaya başladığımız yerdeki arabalar ise renkli bir çizgiyi andırıyordu. Sanırım fazlasıyla yüksekteydik. Bunca yolu sağ salim tırmandığımız için şanslıydık.

Arkamı dönüp haritalara bakan Werner'ın yanına gittim ve '' Sanırım ateş yakmamız gerek'' dedim ardından çantamı yere koyup '' Geceyi geçirebileceğimiz bir yer bulmalıyız, mağara ya da onun gibi bir şey'' dedim yavaşça.

Sığınacak bir yer bulamayabilirdik. Bundan korkuyordum elbette ama sığınaksız gecenin soğuğuyla nasıl başa çıkacağımı da az çok biliyordum. Kendimize karın içine küçük bir ev yapacaktık. Tıpkı çocukken babamla yaptığımız gibi. Karı eşip sığabileceğim kadar genişletirdik sonra zemine battaniyemi serip içinde oyunlar oynardım. Büyüdükçe bunun aslında sıradan bir oyun olmadığını öğrenmiştim. Avcılar açıkta kalmamak için kendilerine sığınak olarak bundan yaparlar, gecenin soğuğundan ve fırtınalardan bu şekilde kurtulurlar.

''Hayır, gerek yok. Buralarda bir yerlerde gözetleme kulesi olmalı'' dedi haritaya bakarken.

Birkaç dakika daha haritaya baktıktan sonra yürümeye başladı. Ne yaptığını tam olarak anlamamıştım ama çantamı yerden alıp onu takip ettim. Neredeyse yarım saat boyunca yürüdük. Bu yarım saat içinde birçok kez onu durdurup sığınak yapmamız gerek ya da belki de kule fırtına yüzünden çökmüştür boşa vakit harcamayalım demek istemiştim ama ağzımı açıp tek kelime edemedim ve şimdi karşımdaki yapıyı gördükten sonra iyi ki ses çıkarmamışım diyorum.

BEYAZ KUBBELER : Savaşçı Kadın ve Kral ( -TAMAMLANDI- )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin