BÖLÜM 21 '' SON''

6.3K 670 215
                                    

''Neler oldu bilmek istiyorum'' dedi Werner.

Sesiyle birlikte dikkatimi ona verdim ve eline birkaç odun alıp ateşi körüklemesini izledim. Beynimde alarm zilleri çalıyordu, sorusuna nasıl bir yanıt vereceğime karar vermeye çalıştım.

Neredeyse bir saat önce hep birlikte kuleye varmıştık. Yolculuğumuz karanlık çöktüğü ve Arron'un topallayan ayağı yüzünden saatler sürmüştü, gökyüzü ağarmaya başlamıştı bile. Açıkçası kurtlarla karşılaşmaktan o kadar çok korkuyorduk ki, sessiz ve temkinli ilerleyişimizin de buna neden olduğunu söyleyebilirdim. Neyse ki sorun çıkmamış ve sağ salim Kuleye ayak basmıştık.

Werner'ın sorusunu biraz daha görmezden geldim ve yüzümü sıvazlayıp Arron'un bizi gördüğü anı düşünmeye başladım. Gülmüş ve topallamasına rağmen hızla yanıma gelip beni kollarının arasına almıştı. O anı unutmam mümkün değildi, gözlerinden akan birkaç damla yaşın kalbimi nasılda acıttığını aklımdan çıkaramazdım. Yüzündeki endişe izlerini silmek için çok çabalamıştım, neyse ki zamanla huzur bulmuştu. Onu üzmeye hakkım yoktu ama bunu yapmam gerekiyordu. Werner'ı terk edemezdim.

Şimdi ise Arron ve diğerleri yan tarafımızdaki altı kişilik odada ateş yakmış ve orada uykuya dalmışlardı. Kuleye varır varmaz herkes yarın erkenden kalkıp evlerimize dönmemiz gerektiğinde hemfikirdi. Bu konuşma yapılırken gözümü Werner'ın üzerinden ayırmamıştım.

Bana günler önce benimle birlikte gelebilirsin demişti. Ardından muhafız olma konusunda da yardımcı olacağının söylemişti ama az önce yapılan tüm konuşma boyunca gözünü ateşe dikmiş ya da onaylayan homurtular çıkarmıştı. Kalbim acıyla kasıldı, benimle işi bitmiş miydi? Artık istediği şeye sahipti, bana işi hallettiğini söylemişti. Şimdi beni geride mi bırakacaktı? Peki, verdiği öpücüğün anlamı neydi.

Kafamı kaldırıp temizlenmiş yüzüne baktım. Kuleye gelir gelmez eşyalarını çıkarıp yüzünü tamamen temizlemiş ve beni yine görmezden gelmişti. Aslında bu görmezden gelme işi mağaraya varınca başlamıştı. Neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bir süreliğine dışarı çıkmıştı, onu aramak için peşinden gittiğimde Jonny ve Arron ile konuştuğunu fark etmiştim. Beni görünce susup neden dışarıda durduğumu, hazırlanmam gerektiğini söylemişler ve içeri girmemi istemişlerdi.

O dakikadan sonra Werner tamamen kapalı bir kutu olmuş ve benden uzaklaşmıştı. Yol boyunca elimi tutan adam Kuleye kadar yanımda dahi yürümemişti. Buna pek anlam yüklememeye çalışmıştım ama hala anlamı olduğuna inanıyordum. Ters giden bir şeyler vardı ve bu terslik ileride beni, kalbimi fazlasıyla yoracakmış gibi geliyordu.

Werner odunları atıp yavaşça ateşin yanına koyduğu battaniyenin üstüne oturdu ve gözünü bana dikti. Cevap vermemi istiyordu ve sabırla bekliyordu. Yüzünü inceledim, duygudan yoksun hali kalbimi daha da kırdı. Bunu görmezden gelip üzerindeki eski dünya eşyalarına odaklandım.

Kuleye varınca üzerimdeki beyaz üniformayı görüp donup kalmış sonra ise kaşlarını çatmıştı. Ona sıcak tuttuğunu ve kendisinin de giymesi gerektiğini söylediğimde bana garip bir bakış atmıştı ama yine de giymişti. Ona çok yakışmıştı. Beyazın her tonu üzerinde mükemmel duruyordu. Güçlü kasları ve vücudunu saran kumaştan yayılan enerji kalbimi durma noktasına getiriyordu. Özellikle bu kıyafetler içinde beni tamamen avlamıştı.

''Soruma cevap vermeyecek misin? '' diye sordu yavaşça. Sesinde bastırılmış hiddetin kırıntılarına rastladım. Neler oluyor Werner?

Derin bir nefes alıp başımıza gelenleri tek tek anlattım. Sabah gizlice çıkmaya çalışırken yakalandığımı. İki kişinin Harry'e bakmak için geride kalıp, diğerlerinin yanımda gelmeye karar vermesini. Birlikte Kurt avlamamızı, Arron ve Oliver'ın ısırılmasını ve hayvanların derisini yüzüp etlerini almamızı anlattım. Kendi ısırılmamı atlamıştım ama bu asla gözünden kaçmazdı.

BEYAZ KUBBELER : Savaşçı Kadın ve Kral ( -TAMAMLANDI- )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin