17|Beni duy

8.8K 666 306
                                    

Yekta Limit

Duman boş gözlerle önündeki test kitabına bakarken benim de ondan bir farkım yoktu. Ders çalışmak için anlaşıp, bize gelmiştik fakat gece yarısına kadar bilgisayardan oyun oynamıştık. Şimdi ise saat 12'ye geliyordu ve ders çalışmaya karar vermiştik, bir bok anladığımız da yoktu boş boş
bakıyorduk önümüzdeki kitaplara.

Telefonumun bildirim sesiyle Duman ile birlikte masanın üzerindeki telefona baktık. Hızla elime alıp mesaj ondan mı diye baktım fakat saçma sapan bir gruptandı. Nefesimi sıkıntılı bir şekilde dışarıya verdiğimde Duman kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu.

"O değil."Bakışlarını başka tarafa çevirip başını salladığında ben de önümdeki kitapları itip yüzümü buruşturdum."Çalışmıyorum ben."

"Ben de."Diyerek yaptığımı tekrarladığında ceplerimi yokladım."Sigara bitti mi?"

"Bitti."Oflayarak saçlarımı karıştırıp oturduğum sandalyeden kalktım."Cadde de açık tekel falan bulurum, bir şey istiyor musun?"

"Kafana göre al bir şeyler."Başımı sallayıp odadan çıktım. Odadan çıktığımı farkeden Erebus yattığı koltuktan kalkıp hızlı bir şekilde yanıma geldi ve paçama sürtündü. Eğilip onu okşadıktan sonra odanın kapısını açıp Duman'ın yanına gönderdim ve evden çıktım.

Karanlık ve boş sokakta ıslık çala çala ilerliyordum, hava buz gibi olmuştu. Deri ceketimin önünü kapattıktan sonra ellerimi ceplerime koydum ve gökyüzüne baktım. Tek bir yıldız bile yoktu, yağmur yağacaktı. Yağmuru severdim.

Caddeye çıkmak için bir ara sokağa girdiğimde ıssız sokakta bir hıçkırık sesi yükseldi. Kaşlarımı çatarak olduğum yerde durdum ve etrafıma baktım fakat görünürde hiç kimse yoktu. Gaipten sesler falan duyuyordum sanırım. Kafamı olumsuz anlamda sallayıp yoluma devam edeceğim sırada bir hıçkırık sesi daha yükseldi. Kaşlarımı kaldırıp ağlama sesinin geldiği yöne doğru ilerledim. İki apartmanın arasındaki ufak boşkukta yere çökmüş birini gördüm. Elleriyle yüzünü kapatmış için için ağlıyordu. Üzerindeki eşofmanın dizi yırtılmıştı, üstünde de kısa kollu bir tişört vardı. Bu soğukta, bu halde ne işi vardı bu kızın burada?

"Hey, iyi misin?"Bir anda sesi kesildi ve ellerini yüzünden çekti. Karanlıkta yüzünü pek göremediğim için gözlerimi kısarak baktım ve karşımda gördüğüm yüzle şaşkınlıkla bir adım geriledim.

"Ahsen?"Uzun saçları önüne düşmüştü ve sadece tek gözünü görebiliyordum. Dudağından çenesine doğru süzülen kan içimi ürpertmişti ve olduğum yerde donmuş ona bakıyordum."Sana ne oldu?"Sesimi ben bile zor duymuştum, o kadar kısık çıkmıştı. Boş gözlerle bana bakıyordu sanki beni ilk kez görmüş gibiydi. Şuan bilincinin yerinde olduğundan bile emin değildim. Yavaş adımlarla ona yaklaştığımda bir anda çığlık atmasıyla olduğum yerde durdum.

"Gelme!"

"Tamam gelmiyorum sakin ol."Yutkunup elimi saçımın arasından geçirdim ve ne yapacağımı bilmez bir şekilde etrafa bakmaya başladım. Ona baktıkça içim burkuluyordu. Onu kim bu hale getirmişti? Elimi ceplerime götürdüğümde ceplerimdeki boşlukla bir küfür savurdum. Telefonu masanın üzerinde unutmuştum. Bakışlarımı Ahsen'e çevirdiğimde titriyor ve sessiz sessiz ağlıyordu. Hızla üzerimdeki deri ceketi çıkartıp ona biraz yaklaştım ve hemen önüne ceketi koyup geri çekildim."Giy bunu, donacaksın."Yüzüme boş boş bakmaya başladı. Sanki bir yabancıydım onun için, beni ilk kez görüyordu sanki."Ahsen, sen benim kim olduğumu biliyor musun?"Hiçbir şey söylemeden gözlerimin içine bakmaya devam etti."Ben Yekta, okuldan."Dediğimde yine tepki vermedi."Bana güvenebilirsin, hadi giy o ceketi. Hastaneye götüreyim seni."

"Anne..."Diye mırıldandığında içimden bir şeyin koptuğunu hissettim."Beni duy."

"Ahsen, kalk gidelim."Ona doğru ilerlediğimde bir çığlık daha koptu dudaklarından."Yaklaşma!"

"Ahsen, lütfen."Diye mırıldandığımda sesim çok güçsüz çıkmıştı. Elimi ona doğru uzattığımda elime dahi bakmadı ve kendi kendine duvara tutunarak kalktı. O an üstündeki tişörtün kol kısmının da yırtık olduğunu farkettim.

Allahım, ne olur düşündüğüm şey olmuş olmasın.

Bir adım atar atmaz elini yüzüne kapatıp olduğu yerde durdu. Hızla kolunu tuttuğum sırada kucağıma doğru yığıldı. Çaresizlikle yere çökerken boş sokağa doğru bağırmaya başladım.

"Yardım edin!"

ah sen Where stories live. Discover now