39|Malesef

7.2K 543 139
                                    

Duman Han

Doktorun masasının önündeki sandalyede çaresizce otururken krem rengindeki boş duvarı izliyordum. Neler olmuştu öyle? Bir anda nasıl bu hale gelebilmiştik? Hiçbir şeyi algılayamıyordu beynim. Kimseyi görmek, duymak istemiyordum fakat onun hakkında bilgi almam gerekiyordu.

Bakışlarımı duvardan çekip yavaş bir şekilde doktora çevirdim. Kaşlarını çatmış dikkatle elindeki kağıtları inceliyordu. Canım yanıyordu, ona bir şey olacak hissine kapılıyordum ve canım hiç olmadığı kadar yanıyordu. Ben böyle bir acıyı yaşamamıştım. Onu kaybetme korkusu tüm bedenimi sarıp sarmalamıştı ve ben hareket dahi edemiyordum. Doktor boğazını temizleyip elindeki kağıtları masaya bıraktığında tamamen ona odaklandım.

"Sen Ahsen'in nesi oluyorsun genç adam?"

"Sevgilisiyim."sesim istemsizce titremişti. Doktor ağır bir şekilde başını salladı."Ailesini çağırma şansın var mı?"

"Onun ailesi benim."dedim net bir şekilde. Doktor kaşlarını çatarak dirseklerini masaya koydu."Ailesi yok mu?"

"Annesi var ama ona ulaşamam."dedim ve bedenimi tamamen doktora çevirerek konuştum."Ahsen'e ne oldu?"

"Bunu ailesine söylememiz daha doğru olur, henüz reşit bile değil."Derin bir nefes alıp hızla ayağa kalktım ve hiçbir şey söylemeden odadan çıktım. Bedenim öfkeden titriyordu ve çenemi sıkmaktan dişlerim kırılacak raddeye gelmişti. Kafayı yemek üzereydim, neden kimse bir bok söylemiyordu? Ahsen'i odaya yatırmışlardı fakat girmemize izin bile yoktu.

Karşıdaki hastane koltuklarında oturan Yetka ve Şafak beni görünce ayaklanıp hızla yanıma geldiler.

"Ne dedi doktor?"

"Nesi varmış Ahsen'in?"

"Bilmiyorum!"sinirle bağırmam ikisinide şaşırtmıştı. Hatta Şafak bir adım gerilemişti. Birinin ona bağırması onu ürkütüyordu, bunu unutmuştum. Başımı yere eğip sıkıntılı bir nefes verdim."Bana bir şey söylemiyorlar, annesini aramamız lazım."Şafak cebinden Ahsen'in telefonunu çıkartıp bana doğru uzattı."Bozuk değil mi?"

"Çalışıyor, şarjı bitmişti lazım olur diye şarj ettik."Şafak'ın elindeki telefonu alıp seri bir şekilde ekranı açtım. Şifre olmadığı için direkt ana ekrana girdim ve rehberi aradım. Rehberde iki elimin parmaklarını geçmeyecek sayıda kişi kayıtlıydı. Annesini görünce arama tuşuna basıp telefonu kulağıma götürdüm. Şafak ve Yekta'nın yanından ayrılıp koridorda ilerlemeye başladım.

Çalıyordu fakat açan yoktu.

Bir kez daha denedim.

Yine açan olmadı.

Bir kez daha.

Ve sonunda öfkeli bir ses duyuldu telefonun ardından.

"Ne var, ne?"nefesimi tutup bir kaç saniye sessiz kaldım fakat telefonu kapatma düşüncesi aklıma gelince boğazımı temizleyip konuştum."Ben Duman, Ahsen'in arkadaşıyım."

"Ahsen'in arkadaşı mı vardı?"dedi umursamaz bir tavırla. Sesindeki iğneleyici tını gerçekten iğrençti. Bir annenin kızı hakkında bu tavırla konuşması cidden iğrençti."Ahsen hastanede."

"Ne bok arıyor hastanede?"

"Buraya gelmeniz gerekiyor."

"Niye?"

ah sen Where stories live. Discover now