39

2.3K 176 13
                                    

"Hayırdır?"

Tepemde dikilmiş beni izleyen Furkan'ın sorusuyla kafamı ona çevirdim.

"Ne hayırdır?"

Daha sonra yanımdaki sandalyeyi çekti ve oturdu.

"Resmen bir haftadır görüşmedik Zeynep, farkında mısın? Aynı okuldayız ama gözlerimiz bile kesişmedi."

Kaşları sanki bir soru sormuş da cevabını bekliyormuş gibi havalandı.

"Yani? Denk gelmemiştir. Zaten yedi yirmi dört dip dibe olmak zorunda değiliz ki ayda birkaç defa görüşsek yeter."

Beklediğini almış gibi bir rahatlıkla arkasına yaslandı ve sırıttı.

"Bu muydu?"

Sorusunu yanıtlamak için ağzımı açmamla kapatmam bir oldu çünkü hala daha bu muydu diyen çocuğa ne desem bakış açısının değişmeyeceğini biliyordum.

"Boş ver gerçekten. Her neyse ben yemek alacağım."

Sandalyeyi ayaklarımla itip kalktım ve bomboş olan kantin sırasına yöneldim. Boştu çünkü öğle arasının bitmesine yirmi dakika falan vardı ve derse girmeye yakın tek acıkan geri zekalı bendim.

Aslında yemek yemeden de derse girebilirdim çünkü fazla aç olduğum söylenemezdi fakat Furkan'ın gideceği yoktu başka türlü.

"Fazla yeme, dana gibi oldun zaten."

Böyle de gitmemişti anlaşılan.

"Ya seni ne ilgilendirir benim kilom Allah aşkına?" deyip kantinciye parayı uzattım ve tostumu beklemeye başladım.

"Niye ya? Benim sevgilim değil misin?"

"Ee öyleysem öyleyim?"

"Ay başı şeysinden mi oldun yine?"

Tostumu elime alıp sıradan çıktım ve merdivenlere ilerlemeye başladım.

"Regl onun adı geri zekalı. Hem olduysam da oldum, seni ne kadar ilgilendirir bu?"

"Bu ilgilendirmeyen haliyse..." diye mırıldandığını duymuştum.

"Ne dedin?"

"Aşkım ben regl diyemiyorum da ondan öyle dedim diyorum."

"Dedin az önce."

"Ne dedim?"

"Regl dedin."

"Regl mi dedim?"

"Ya kafamı karıştırma benim!" diyerek adımlarımı hızlandırdım ve Furkan'ın geride kalmasını sağlayarak sınıfımın bulunduğu kata ulaştım.

Hala peşimden geliyor olduğunu bilmek sınıfa uçmak istememe sebep oluyordu. Bu yüzden uçarak sınıfa girdim ve kapıyı arkamdan çarptım. "Defol!"

Ben sırama geçip oturana kadar kapı açılmıştı. "Bu kapının odanın kapısı olmadığını biliyorsun değil mi?"

"Sa-"

"Aynen, bana ne. Tamam anladım onu, on beş dakika içinde yedi yüz elli sekiz kere söyledin zaten."

Kapıdan ayrılıp yanıma doğru adımladı ve önümdeki sıraya ters bir şekilde oturdu.

"Ne diye götümün dibinde dolaşıp duruyorsun sabahtan beri o zaman? Defol git, yemek yiyeceğim ve yemek yerken izlenmekten hoşlanmam."

"Tamam bakmıyorum ye sen," diyerek elleriyle gözlerini kapattı. Çok değil iki saniye içinde parmaklarını aralayıp beni izlemeye başlamıştı.

"Bakmasana lan," deyip tostumdan bir ısırık aldım. Yarısı bitti tostun ya...

"Bakmıyorum zaten." deyip parmaklarını birleştirdikten sonra yeniden araladı.

Onunla uğraşmayı kesip tostumu bitirmeye odaklandım çünkü zilin çalmasına az kalmıştı.

"Şu çöpü atıver," diyerek tost kağıdını buruşturup suratına fırlattım.

"Füze at..."

"Ya hadi boş konuşma da şunu çöpe at. Sonra da sağ yap, kapı kolunu indir; iki üç adım at gerisi gelir zaten koçum benim."

"İstenmediğimiz yerde durmayız evelallah," deyip ayağa kalktığında gideceğini sanarken yanıma gelip yanağımdan öpmesi beni afallatmıştı. Üstelik oturuyordum ve beni öpmek için fazlasıyla eğilmesi gerekmişti ve bu sınıftaki tüm kafaların bize dönmesine neden olmuştu. Of ya.

"Ne ofluyorsun ya?"

Yanlışlıkla dışımdan oflamışım.

"Hiç." dedikten sonra omzumu sıktı ve gitmeye yeltendi ama kaç gündür ilk defa yüzlerimiz bu kadar yaklaştığı için göz altlarındaki halkaların belirginleştiğini ancak fark edebilmiştim ve bu yüzden elinden tutarak onu kendime çevirdim.

"Tabii öpmeden duramazsın böyle," diyerek gözlerini kapattı ve yanağını getirdi.

"Mal mal konuşma ne öpeceğim seni." deyip yanağına vurdum. "Bu gözlerinin hali ne?"

"Sana bakarken böyle oluyorum işte, ne yaparsın."

"Bir kere yılışma da insan gibi cevap ver ya."

"Oyun oynadım sabaha kadar."

"Dövsem yeri," diye mırıldanıp elimi çektim.

"Öpsen yeri bence." diyerek son kez şansını denemesi ona fırlattığım kalemlikle olumsuz sonuçlanmıştı. Koşarak kapıdan çıkarken söylediği son cümle "Ben de seni seviyorum canım, sağ ol!" olmuştu.

seni kendime sakladım {2019}Where stories live. Discover now