42

2.3K 178 21
                                    

"İyi de yalan söylediğine nasıl bu kadar emin olabilirsin? Bence sen güvenmemek için yer arıyorsun."

"Elimde kanıt olmasa kimseyi yalan söylediği için suçlamam zaten Eylül."

Elini çenesine dayayarak dikkatle dinlediğini belirtti.

"Neymiş o kanıt?"

"O gün," diyerek arkama yaslandım. "Eve dönerken her zaman ayrıldığımız sokaktan ayrılmadık. Yani ben ayrıldım, ama o farklı bir sokaktan gitti. Başka bir yere gidecek olsa söylerdi, diye arkasından gittim. Son günlerde çok dalgın ve uykusuzdu zaten."

"Ee," dedi elini havada sallayarak Eylül.

"Hastaneye gittiğini gördüm. İçeri girmedim çünkü karşılaşabilirdik ve ona güvenmeyip onu takip ettiğimi düşünsün istemedim. Bir şeyi olursa paylaşır zaten diye düşünüyordum."

Önümdeki henüz dumanı görünen çayı ellerimin arasına aldım. Okulun çayı da pek bir çirkindi ya.

"Uzun bir süre çıkmadı, yaklaşık yarım saat falan. Hiçbir muayene bu kadar uzun sürmez ki, veya hasta ziyareti falan."

"Film çektirmiştir belki, sonucunu falan bekliyordur."

"Dur oraya geliyorum şimdi. Mesaj attım sonra, hala hastanenin o taraflarda dolanıyorum. Ben onun hastanede olduğunu gözlerimle görürken o bana evde oyun oynadığını gösteren bir fotoğraf attı."

"Hass...ibe," diyerek çevirdi kelimeyi. "Şeydir belki boşa telaş yapma..."

"Yapmadım zaten, eve geldim sonra. Hiç yazmadı. İki gün boyunca. Koca iki gün. Beni görmeden duramayan çocuk. Çok garip ya, anlıyor musun? Bu normal değil."

"Kendin dedin, önemli bir şey olsa söylerdi zaten canım benim, sıkma canını." deyip elimi tuttu Eylül.

"Kendim dedim evet, ama önemli bir şey olduğuna ve söylemediğine eminim. Söylemeyi geç benimle konuşmuyor bile. Bugün de hiç görmedim zaten," derken gözlerim etrafta Furkan'ı arıyordu ama bulamamıştım.

"Bu kez güvenini boşa çıkarmayacak Zeynep, ben eminim."

Keşke Eylül'ün Furkan'a güvendiğinin yarısı kadar güvenebilseydim ona.

seni kendime sakladım {2019}Where stories live. Discover now