Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
●🖤
Sigaranın değersiz izmaritiydim ben . Barlas o sigarayı soluyan Cem ise , o sigarayı yakandı.
Ateşti Cem.
Kim daha önemliydi ? Kendimi bu hayatta dahi önemsizleştirirken , onlara çok fazla anlam yükleyemiyordum. Ama Cem'e olan bedenimin garip tepkilerini sadece anlık bir kıvılcım olarak nitelendirebilirdim. Benim için sevgi , aşk bu kadar basit değildi , hislerim şaşırabilirdi ama yaşadıklarım asla.
O yüzden içimde yıllarca biriktirdiğim sevgiyi Barlastan başkasına veremezdim , olmazdı.
Kaç dakikadır bu haldeydim bilmiyordum. Düşünmeyi kendime yasaklasam da Cem'in Sözleri kulaklarımda asılı kalmıştı, zihnime üşüşen kargaları elimle silkeyip uzaklaştırmak istedim.
Hasta demişti.
Ama kim ?
İçimi yiğen düşüncelerle boğuşurken , avcumun içerisindeki parmaklarına daha sıkı sarıldım bilinçsizce , gittikçe ateşi mi artıyordu?
Sakin ol Nefes..
Bir şey yapmam gerekiyordu , durumu gittikçe kötüleştiğini anlamak için doktor olmama gerek yoktu. Hızla oturduğum yerden kalktığım gibi dönen başımla son anda kendimi tutabilmiştim. Halada kolumdan süzülen kana korkuyla baktım. Bende iyi değildim ama önemliliğim şu anda bir sıraya girmiyordu .Acele ederek banyo olduğunu düşündüğüm yere doğru koşturdum. Siyah kapıyı iteklememle beyaz , ferah banyo beni karşıladı. Fazla oyalanmadan dolapları karıştırıp , bulduğum havluya heyecanla sarıldım.
Tamam tamam, şimdi ne yapıyorum ?
Gözüme çarpan açık mavi kovayla hevesle elimi attım , isteklerim önümde belirliyordu resmen.Elimdeki havluyu kovaya atıp , küvete doğru eğildim ve çeşmenin altına tutum ufak kovayı. Çok geçmeden yarısına kadar dolan suylan, sapından sıkıca kavradığım gibi dökmemeye gayret ederek , geri Cem'in yanına döndüm.
Sadece ateşini düşürmeliyiz.
Yatağın kenarına usulca oturup kovayı önümdeki sandalyeye yerleştirdim. Ardından içindeki küçük havlunun suyunu iyice sıkarak elime aldım ve öylece kaldım.
Gözlerim tedirgin bir şekilde baygın yatan Cem'in göğsünde takılı kaldı. İrili ufaklı kapanmaya yüz tutmuş yaralara burukca baktım , kimisi yeni izler kimisi çok çok eski izlere benziyordu.
Ne yaşadın sen Cem ?Ne yaşadın da bedenimin acılarına benziyor yaraların?
Titrek bir nefes alıp elimi tenine değdirmemeye dikkat ederek göğsüne koydum havluyu. Elim eğreti bir şekilde havluyu tutuyor , nefesim ise kendisini tutuyordu. Öyle tuhaf haldeydiydim ki , kendime dahi inanamıyordum.
