bir

8.6K 193 100
                                    

-meerhabaa

-evet birazcıcık azıcık sıkılma ihtimaliniz var ama daha özel bir tarzla yazmak istedim

-kitap sadece aşkla kalmayacak ve ilk kez farklı olaylar da ekleyeceğim

-umarım bunca şeye rağmen zevk alarak okursunuzz

-iyi okumalarr❤

"Sasha," bana seslenildiğini duyar gibi oluyorum ama aklım başka yerde.

"-verilen zaten fonksiyonun kendisi olduğu için türevini alıp bizden istenen boşluğu doldurabiliriz."

"Hey, Sasha!"

"+c'yi sonuna eklemeyi sakın unutmayın, aksi takdirde ben sınav kağıdınıza nasıl düşük not verildiğini hatırlarım ona göre."

"Tanrı aşkına Sasha, dudakların kanıyor resmen." Profesör söylediklerini bitirip sınıfı terk etmek üzereyken sonunda bana seslenen Nancy'ye dönüyorum.

"Ne var?"

"Dudakların diyorum, kemirmekten parçaladın aptal." dilimi dudaklarımda gezdiriyorum ve çirkin demir tadının ağzıma dolmasına izin veriyorum. Nancy bana aptal demekte haklı. Dalgınlığım yüzünden dudaklarım yine paramparça.

"Bana mendil verebilir misin?" diyorum parmaklarımı kanayan dudağıma bastırırken. Nancy çantasını karıştırıyor. Hışırtı kısa sürede kesildiğinde bulduğunu sanıp diğer elimi ona uzatıyorum. Bana orta parmağını gösteriyor. Kaşlarımı çatıp yüzüne baktığımda ise göz deviriyor.

"Bende kalmamış, lavaboya git." tıpkı onun gibi ben de gözlerimi devirip sıkışık sıradan çıkmaya çalışıyorum. Uzun bacaklarım yüzünden dizlerim sürekli masaya değiyor ve iki büklümken sıradan kalkmak sanıldığı kadar kolay olmuyor.

Ona temiz elimle ben de hareket çektikten sonra sınıftan çıkıyorum. Koridor terlemiş basketbolcuların parfümleri ve öğle yemeği kokuyor. Alışılmış bir koku ama burnumu tıkayıp ilerlemeyi tercih ediyorum.

Kızlar tuvaletinde Jane ve ekibi makyaj tazeliyorlar.

Duvara monte edilmiş metal kutunun altına elimi tutup bir parça peçetenin çıkmasını izliyorum. Tam yumuşak cisme dokunacakken açık pembe ojelerle süslenmiş bir çift el benden önce peçeteyi koparıp alıyor. Sonra da gözlerim kurulanmakta olan ve arkasına bakıp pis sırıtışla koridorda uzaklaşan Jane'i izliyor.

"Kaltak," diye fısıldıyorum o çıktıktan hemen sonra. Başıma bela almayı sevmem. Oldum olası da o salak kızdan uzak durmuşumdur. Anneme göre onun gibi 'terbiyeli' kadınların, kavgalara karışmayan ve hiçbir konumda çirkef olmayı tercih etmeyen 'terbiyeli' kızları olmalıymış. Bu düşüncesine birebir ters sayılmam. Ama ağzımın bozuk olduğunu erkek arkadaşım Dave bile ara sıra söyler.

Kağıt havluyu kanayan dudağıma tutup acısı geçene kadar bastırıyorum. Sonra kanlı çöpü ait olduğu yere fırlatıp aynadan kendime bakıyorum. Saçlarım oldukça uzamış. Kestirmek istemiyorum. Uzun süredir de kestirmeyi düşünmemiştim. Diplerinde sarılarım çıkmaya başlamış. Saçlarımın doğal rengi sarı olmasına rağmen onları beyaza yakın bir renge boyamayı daha çok seviyorum. Canım sıkıldığında ilk internet alışverişim olan beyaz lensleri de takıp sosyal medyada veletleri korkutuyorum. Bu aptal oyunumu bilen tek kişi Nancy.

O benim en yakın arkadaşım. Bir Latin. Esmer teni ve büyüleyici bakışları daima peşinde birileri olmasına sebebiyet veriyor. Elinde olmadığını söyleyip mütevazı davransa da biçimli kıçını bir sağa bir sola sallamayı bilerek yaptığından eminim.

Russian || Chris Evans (BİTTİ)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ