on üç

2.4K 120 33
                                    

Yolunu bulamamış, küçük bir kız çocuğu gibiyim. Ne yapacağımı bilemez hâlde. Aklıma gelen onca şey, gördüklerim, duyduklarım...

Evin içinde yarım saattir volta atıyorum. Gözlerim Evans'ı her bulduğunda ona karşı hislerim değişiyor. Hiçbir şeyden emin olmadığım gibi, düşündüklerimin gerçek olamayacağı konusunda da sürekli kendimi inandırmaya çalışıyorum.

3 yıldır aksatmadan dersime giren Chris Evans. Bahsettiğimiz kişi eğer bu adamsa kafamdaki olaylarla bağlantısı olması imkansız. Ama eğer ki onu tanıyamadıysam... Öyle tuhaf, öyle karmaşık hissediyorum ki!

Emin olduğum tek şey var: doğruları öğrenmek istediğim.

Sandalyeye gürültüyle oturuyorum. Elimi alnıma koyup olanları en başından beri düşünmeye çalışıyorum.

Yetim kızlar kayboldu. Yüzde doksan dokuz ihtimalle kaçırıldılar. Çoğu farklı ırktan 18'ini bile bitirmemiş kızlar. Onlara zorla taşıyıcı annelik yaptırılıyor. Belki bazıları bunun Tanrı'nın onlara sunduğu bir fırsat olduğu söylenerek kandırılıyor. Aralarından biri bizim okulda ve benim bir arkadaşım. Buraya kadar üzülmek ve yardım etmek istemek dışında bir şey düşünmemiştim. Şimdiyse işler farklı.

Chris Evans bu işin içinde olabilir mi? Olayların olduğu ilk günden beri, ne zaman bu konu açılsa veya bununla  ilgili bir şey olsa, Evans ya ortalarda yok ya da gergince konuyu değiştirmeye çalışıyor. Telefonuna bir adamdan sürekli rahatsız edici mesajlar ve aramalar geliyor. Israrla bunları benden saklıyor. Aslında ısrardan çok, korkarak. Onun bir işler karıştırdığını bilmemi istemiyor.

Bugünse daha çok taş yerine oturdu. Gelen mesajlar, teklif edilen paralar gibi aksini reddedecek her türlü kanıta ulaşmış sayılırım. Kalbimin kesinlikle kabul etmediği şeyi, Profesör'ün bu işin içinde olduğunu, artık beynim onaylıyor.

Gözlerimin dolduğunu fark ediyorum. Bu çok saçma. Ona aşık falan değilim. Benden 20 yaş büyük ve yaptığımız şey sadece karşılıklı tatmin olma. Ama yine de yıllardır içimde beslediğim o hoşlantı, şu noktada kalbimin kırılmasına sebep oluyor. İşte tam olarak da bu yüzden ağlıyorum.

Ağlıyorum... Gerçeklerden korktuğum için ağlıyorum. Ona bu sıfatı yakıştıramadığım için ağlıyorum. Onu tanıyamadığım için ağlıyorum. En çok da ona güvendiğim için ağlıyorum.

Burada kalamam. Gitmek zorundayım. Sadece kafamda şu Scott denen adamın mesajları var. Birinin bizi izlediği düşüncesi beynimi kemirip duruyor. Evans dibimde bana karşı bir tehlikeyken dışarısı buradan daha güvenli demek imkansız.

Belki de, diye düşünüyorum sürekli. Belki de bunu ona zorla yaptırıyorlardır. Çünkü kabul etmek istemediğini belirten birçok anı var hafızamda. Yanus'u kaç defa reddetti? Kaç milyon kez bu işte olmak istemediğini söyledi? Belki... Belki bu cumartesi gerçekleri öğrenmek için doğru bir zamandır.

Kağıt havlulardan yine bir parça koparıp yüzümü siliyorum. Evet, güvenli değil ama burada kalacağım. En azından sabaha kadar. Sonra Evans uyanmadan siktirip gideceğim. Cumartesiye, her şey açığa kavuşana kadar da onunla iletişime geçmeyeceğim.

Şimdi korkarak yanına gidiyorum. Odasında uyuması gerekiyor. Onu uyandıracak ve sadece şimdilik her şey normalmiş gibi onu öpeceğim. Uyumasını bekleyeceğim. Muhtemelen ben sabaha kadar uyuyamayacağım. Sabahın erken saatlerindeyse çekip gideceğim.

"Profesör," diye fısıldıyorum. Hiç kıpırdamıyor. Ellerimle kollarını ve vücudunu dürtüp onu uyandırmaya çalışıyorum. Tekrar denediğimde mırıldanıyor.

"Sasha," elini yanağıma uzatıyor. Bana zarar vermek istemediğini bilsem de anlık bir refleksle geri çekiliyorum. Hatamı fark etmemse fazla vaktimi almıyor. Hemen uzanıp dudaklarına öpücük bırakıyorum.

Russian || Chris Evans (BİTTİ)Where stories live. Discover now