7.6

45.8K 2.6K 993
                                    

Hızlı bölüm atan Darkgghost mu?
Maşallah diyelim jbddjdsh

İyi okumalar

Çok öpt<3







(Mavi'den devam, Cumartesi günü)


"Kız sabah sabah nereye gidiyosun sen?"

Kapının ağzında alelacele ayakkabımı giyerken hemen arkamdan bana seslenen annemi duymamla sessiz bir nefes verip omzumun üzerinden ona bakındım. Her zamanki gibi mutfak kapısının orada durmuş, elinden hiç eksik olmayan tahta kaşığı bana doğrultarak, kapıdan eğilmiş, çatılmış kaşlarla bana bakıyordu. Geri önüme dönüp diğer ayakkabımı giyindim.

"Dedim ya sana, arkadaşıma gidiyorum diye." arkadaş kelimesine güzel bir vurgu yaptıktan sonra ekledim. "Ders çalışacağız."

"Ne dersiymiş bakalım o?"

Annemin sorgulayıcı sesini işitmemle, nihayet ayakkabımı giyindigim gibi ayaklanıp ona döndüm. Kısık gözlerle beni izlediğini görünce yanaklarımı şişirip uzun bir nefesi dışarı verdim.

"Ne dersi olabilir anne? Fizik çalışacağız. Bana anlatacak o." derken kapıdan bir adım uzaklaşıp kendimi dışarı attım. Aynı zamanda diğer sorusunu özellikle duyazlıktan gelmiştim ki annem konuyu fazla uzatmadan buradan bir an önce ayrılabileydim! Yani şimdi dostlarım, Egemen diyordum ben diyordum onun evinde diyordum ve annem diyordum. Olabilecekleri siz de tahmin edebiliyorsunuzdur sanırım!

"Erken değil mi?" annemin sesini işitmemle ona baktım.

"Saat öğlen bir anne! Akşam mı gideyim?" sorumla beraber omzumun üzerinden kısık sesle konuştum. "Gerçi bana saat fark etmez de..."

"Sus anneye cevap verilmez!"

Annemin çemkirmesi ile geri ona bakıp bıkkın bir nefes verdim. Evden tam olarak dışarı çıktığımda ise sırt çantamı düzgünce omzuma takıp kapıyı kapatmaya yeltendim. Gülerek anneme, "merak etme beni fazla geç kalmam. Hadi görüşürüz." diyerek bana bir şey demesine izin dahi vermeden kapıyı kapatmamla nihayet soluğu yolda alabilmiştim!

Evden ayrılmamla Egemen'in evinin yoluna düşerken her bir adımımda içimdeki mutluluk daha da artıyordu, dostlarım. Bugün sebepsiz bir şekilde kendimi fazla mutlu hissediyordum. İçim nedensizce kıpır kıpırdı. Fazla bir enerji ile doluydum bugün! Ki ne zaman böyle olursam başıma illa ki bir şey geliyordu. Bir bakıma fırtına öncesi sessizlik lafının bir başka versiyonu gibi bir şeydi bu! Lanet olası şansım her şekilde kendini belli ediyordu!

Bu düşüncenin zihnimde bir anlık yankı yapmasıyla dudaklarımı büzüp hemen yok ettim onu. Derin bir nefes soluyup geri verdim. Hava güzeldi, bugün günlerden cumartesi idi ve ben ders bahanesi ile yarimin yanına gidiyordum. Her şey iyiyken ve keyfim gayet yerindeyken saçma bir düşünce ile hiç de moralimi bozamazdım şimdi! O yüzdendir ki şimdi kötü düşüncelerimizi yok edip pozitif enerjimizi evrene yolluyorduk, dostlarım! Gerçi bunlara pek inanmazdım ama neyse...

Kendi kendime düşünürken ne ara Egemen'in evine geldiğimi fark edemedim. Evin bulunduğu sokağa girmemle bakışlarım hızla benden birkaç metre uzakta duran ve git gel artık aşina olduğum evde durdu. Dudaklarım neşeyle kıvrılırken, düşüncelerimden hızla sıyrıldım ve adımlarımı hızlandırdığım gibi dakikalar içinde evin bahçesine girişimi yaptım. Bakışlarım kısa bir an etrafta dolaştı. Fakat kimse yoktu. Bu da Egemen'in içeride olduğunu işaret ediyordu. Oyalanmayıp kapıya varmamla ellerim zille buluştu. Tanıdık melodinin kulaklarıma ilişmesi ve dakikalar içinde kapının usulca açılması ile yarim nihayet görüş açıma girmişti!

YANLIŞ NUMARA | TEXTING *Tamamlandı*Where stories live. Discover now