8.0

49.1K 2.6K 1.1K
                                    

Bildirimlerde gördüğünüz anda 'bu kitabı ne zaman okudum ben ya?'
diyeceğiniz kadar uzun bir aradan sonra, merhaba dostlarım!

Nasılsınız bakalım? Umarım iyisinizdir :)

Beni sorarsanız tam anlamıyla sürünüyorum!
Buradan sesleniyorum okulun abv!!!

Evet derdini de dile getirdiğime göre
boş yapma Darkgghost bölüme geç vhjscdhigd

İyi okumalar

Çok öpt<3






[Bir hafta sonra]

Yarimden ayrı kaldığım yedi ayrı gün...

Onu görmediğim koskocaman yedi gün...

Ve ondan ayrı geçen her zamanda yavaş yavaş biten bir adet ben...

Evet, son zamanlarımı tam olarak bu şekilde özet geçebilirdim, dostlarım! Çok kötüydü. Çok!

Sıkıntıyla nefes verip, bakışlarımı bahçede dolaşan öğrencilerin üzerine diktim. Öğle arasına gireli neredeyse yarım saate yakın bir vakit olmuştu. Bu yüzdendir ki yemeğini yiyen öğrencilerin bir çoğu, saatlerdir tıkılı kaldıkları binaya girip beklemektense bahçeye çıkmayı düşünmüş olmalıydılar. Kimisi yeni yeni dışarı akın ederken kimisi ise çoktan arkadaşlarını bulmuş, ya bir kenarda oturmuş güzelce sohbet ediyordu ya da okulun diğer çephesine bakan tarafta kalan, oyun sahaların birisinde takım arkadaşları ile grup oyunu oynuyorlardı.

Bir süre izleyip durduğum öğrencilerin ardından bu durum fazlasıyla canımı sıktığı için abartıyla nefes verip, hemen karşımda oturmuş, dışarıdan bakan birisinin deli olacağını düşünecek kadar otuz iki diş sırıtmış halde duran Ece'ye baktım. Benim bitmiş, tükenmiş, yerle bir olmuş fazlasıyla yıkık moduma göre onun neşe içinde olmuş olması sebepsiz yere gözlerimi devirmemi sağladı. Çok mutluydu, dostlarım. Bu gözüme batıyordu! Gerçi şu an her şey gözüme batıyordu da her neyse!

Kollarımı göğüs hizamda sardım. Yüzümde tüm huzursuzluğumu yansıttığım ifadeyle Ece'ye somurtarak baktım. "Ne gülüyorsun sabahtan beri?" dedim, aslında yaklaşık bir haftadır bu durumda olduğunu, şimdilik göz ardı ederek.

Anlamaz şekilde saniyelik duraksadı. "Ağlıyayım mı geri zekalı?" dedi, umursamazca.

Her ne kadar bunu çemkirerek demiş olsa da, her zamankinin aksine yüzü çatılmamıştı. Hatta tam tersine halen sinirimi bozan gülücüğünü saçmaya devam ediyordu. Niye bu kadar mutluydu yahu? Ya da ben niye bu kadar takmıştım buna?

"Olabilir." omuz silktim ve daha da fazla somurttum. Kesinlikle kendimde değildim, itiraf ediyorum. "Ben mutsuzum ve kankamsan senin de öyle olman lazım."

Fakat dediklerimin Ece'nin umrunun ucunun kıyısından bile geçmediği belliydi. Dediklerime alayla güldüğünde omuzlarına düşen salık sarı saçlarını elinin tersi ile arkasına itip genişçe sırıttı. "Şu an hiç üzülemem, kusura bakma." dedi, neşeyle konuşarak. "Vallahi çok mutluyum adeta mutluluk bombasıyım. Keyfimi bozamam."

Dedikleriyle beraber daha da düşen yüzümle homurdanarak ona baktım. Aynı zamanda da memnunsuzca kafamı sallıyordum. "Kankası depresyondandan depresyona balıklama atlarken mutlu olan bizden değildir!" dedim. "Hain arkadaş."

"Ay aman sen de!" dedi, uzun zaman sonra çatılan kaşlarla bana bakarak. "Gören de kötü bir şey oldu sanır. Ne bu haller?"

Bu sefer de o homurdanırken, "oldu tabii!" diye çıkıştım birden. "Daha ne olsun kızım! Yarim burada değil tek kaldım resmen. Tek!" içlice bir nefes verip doğruldum.

YANLIŞ NUMARA | TEXTING *Tamamlandı*Where stories live. Discover now