Acı çektiğini gösteren bir sesle konuştu."Ben seni gönlüme yara ol diye sevmedim ki; canıma can, geceme güneş, kışıma yaz ol diye sevdim "
Gözlerindeki acı yüreğimi kavurmaya yetmişti. Ama yaşadıklarım bir türlü peşimi bırakmıyordu. Güvenemiyordum...
Sonra ben mutlu siz mutlu bir şekildebölümebaşlayalımcanlarım 😉
Oy vermediğiniz bölümlere de oy verin lütfen.
SINIR 400 OY 650 YORUM!
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Çok haklıydı. Onu böyle sevmiştim. Sevgi kusurlarıyla kusursuz görmekti sevdiğini.
"Hadi şimdi alışverişimizi bitirelim de sürprizime gelsin sıra iki gözümün çiçeği " sabırsız sesiyle içimde yeşeren merak tohumlarını sulamıştı.
Acaba sürprizi neydi ?
Yaratılmaması gereken olgular var.
Vazgeçmememiz gereken gelenekler var.
Mesela bir kadın bekaretini öyle basit birine veremez.
Kadın, sevdiği adamın teninde kaybolmalı.
İlişkisi olmayan bir adama gönül vermeli, onunla evlendiği günün akşamı yaşamalı her özel anını.
Öyle seviyorum klişeleriyle geçici olabilecek birine ilk dediği şeyi yaşatmamalı.
Keza bu durum erkekler içinde geçerli. Sevdiği kadına saklamalı kendini bir erkek. Saklamalıki biz de ona adam diyebilelim.
İhtiyaç adı altında yaşadığı her şeyin bir gün başına bela olacağını bilmeli.
Özel olmalı ilkler. İnsanlar ilklerini özel kılmalı.
Herkesle yaşanacak olsa özel olmazdı değil mi ?
Şu an elimdeki hafif kanlı çarşafa bakarken düşündüklerim bunlardı.
Sorun akacak iki damla kan da değildi. Sorun konuyu basitleştirmeye çalışmaktaydı.
"Delalamın (güzelim), ne yapıyorsun burada ?" Ansızın düşüncelerimden ayıran ses irkilmemi sağlamıştı. Çamaşır makinasının önüne oturmuş elimdeki çarşafa bakarken oldukça dalmıştım.
