13. Bölüm ~Bir 'İlk' Daha~

2K 79 20
                                    

Multideki şarkıyla okuyabilirsiniz:)
—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•—•
Kalkıp elimi yüzümü yıkadım, aşağı indim. Henüz kimse uyanmamıştı, saat 07.23 ti. Dışarı çıkıp arabama bindim. Feyyaz abiyi aramam gerekiyordu ama aramadım. Yalnız kalmak istiyordum.

Lisedeyken, Eylül, Kaan ve Bora'yla okuldan kaçıp gittiğimiz kafeye gittim. Eski, derme çatma dükkandaki sandalyelerden birine oturdum. Yaşlı teyze, yanıma gelip:
- Buyur kızım, ne istersin? Dedi.
- Çikolatalı süt var mı? Dedim. Eskiden, buraya geldiğimizde hep çikolatalı süt içerdim. Annem bana yatmadan önce çikolatalı süt getirirdi, bu yüzden çok seviyorum çikolatalı süt. Bana annemi hatırlatıyor.
- Var kızım. Getireyim. Dedi teyze ve gitti.

Yanımdaki sandalyeye birisinin oturmasıyla irkildim.
- Sakın bağırma! Babanla hala konuşmadın bakıyorum da. Söyle ona, üstüne vazife olmayan konulara karışmasın. Küçük, güzel kızının başına bişey gelsin istemez, dimi Lal? Dedi dün tuvaletteki adam kolumu sıkarken. Elini bacağımda gezdirirken:
- Çok da güzelsin aslında. Dedi.
- Bırak beni! Dedim. Ellerimi sıkıyordu.
- Yine gelicem. Dedi elini kalçama yaklaştırırken.
- Defol! Pislik! Diye bağırdım. Ellerimi bıraktı ve koşarak kafeden çıktı.
- Kızım, iyi misin? Dedi kafenin sahibi olan teyze. Mutfak olduğunu düşündüğüm kapıdan çıkıp yanıma geldi.
- İyiyim. Dedim. Elindeki sütü bana uzattı.
- Teşekkürler. Dedim ve sütü içtim.
- Bağırma sesi duydum. Dedi teyze.
- Dışarıdan geldi sanırım. Dedim. Elim titriyordu. Masaya para bıraktım ve hızlı adımlarla arabama gittim.

Eve gelir gelmez üzerime spor kıyafetlerimden geçirdim. Stres atmam gerekiyordu. Kafedeki adam bileğimi morartmıştı, önce onu sardım, sonra yüksek sesli şarkı eşliğinde boks yapmaya başladım.

Ulan Rüzgar, bu kum torbasını seni dövmemek için dövüyorum! Sen kimsin benim kıyafetime karışıyorsun?! Sevgilim. Sevgilim olman kıyafetime karışabileceğin anlamına gelmiyor! Yürü be Lal, kim tutar seni!

Bütün enerjimi kum torbasını yumruklayarak harcıyordum. Bütün gücümü. Biraz sonra bayılacaktım devam edersem. Nefes nefeseydim ama durmadım. Bütün gücümle, sinirimle, tüm hıncımı kum torbasından çıkarıyordum. Belime dolanan güçlü, kaslı kollarla irkildim.
- Bayılacaksın, dur biraz. Dedi Rüzgar. Ne ara geldi bu ya? Arkamı döndüm. Rüzgar belime sıkıca sarılmıştı, aramızda çok az mesafe vardı. Ben hem boks yüzünden, hem de heyecandan nefes nefeseydim.
- Neden geldin? Dedim.
- Özür dilemek için. Dedi Rüzgar nefesini yüzüme üflerken.
- Özür dilerim, kıyafetlerine karışmamam gerekirdi. Kıskanıyorum seni Lal, çok kıskanıyorum. Başkaları senin bacaklarını görünce deliriyorum. Hatta mümkünse kimse yüzünü dahi görmesin istiyorum. Çok özledim seni Lal. Dedi. Gözlerini kapatıp, alnını alnıma yaslamıştı.
- Ben de özür dilerim. Saçmaladığım için. Dedim. Hala nefes nefeseydim. Gözlerini açtı ve gülümsedi. Bir süre gözlerime bakmaya devam etti, sonra bakışları dilimi gezdirdiğim dudaklarıma kaydı. Benim bakışlarım da onun dudaklarına. Daha çok yaklaştı bana, kalbim beni terk etmek ister gibi atıyordu. Dudakları dudaklarıma değdiğinde olabilecekmiş gibi daha da hızlandı kalp atışlarım. Tansiyonum bir anda çıkıp iniyordu sanki. Hız trenindeydim ve korkudan ölüyordum sanki. Romantizm seviyene... Dudaklarını dudaklarımdan ayırdıktan sonra gözlerime baktı, gülümsedi ve burnumun ucuna bir öpücük kondurdu. Bugün moralimi yerine getirebilecek tek kişi Rüzgar'dı ve başardı. Rüzgar beni öptü! ÖPTÜ! Rüzgar'la bir ilkimiz daha oldu. İlk öptüğüm adam Rüzgar oldu...
***
Rüzgar'ın beni öpmesinden üç gün geçmişti. Bu üç gün içerisinde hiç görüşmemiştik ama gün içinde neler yaptığımızı anlatmıştık birbirimize; telefonla. Çok özlemiştim onu. İçimden bir ses 'git şirkete' diyor, diğer ses de 'adamın işi gücü var hep seninle mi uğraşacak' diyor. Bu üç gün içinde Fatih abimler İstanbul'dan bir ev bulup taşındılar. Kaan da kayıt işlerini bitirdikten sonra okula yakın bir yere taşındı. Beni tehdit eden adamın kim olduğu konusunda büyük gelişmeler oldu. Anladığım kadarıyla babam ve Rüzgar, Bekir Sultanoğlu diye birisiyle uğraşıyordu. Babamın kumarhanelerine göz dikmiş bu adam. Rüzgar'larla da uğraşıyormuş. Babamın ve Rüzgar'ın ittifakının nedeni de bu adam. Haftada en az bir kere babamın kumarhanesinde poker oynarmış. Dostuna yakın, düşmanına daha yakın ol taktiği falan herhalde bu.

Yenge Where stories live. Discover now