XXV

5.3K 301 96
                                    

Mercan'ın hayatını biraz daha yakından göreceğiniz bir bölümle geldim...

Öğrenelim bakalım asıl olaylar ne?

7 Ay öncesi -Haziran-

(Geriye dönüş sahnelerinin tamamı 3. tekil şahıstan anlatılacaktır.)

"Sakin ol. Yapabilirsin." diyen sesle Mercan heyecanla kemirdiği parmaklarını ağzından çekip karşısındaki babasına hafifçe gülümsedi. "4 koca sene çalıştım. Tabi yaparım." dedi Mercan kendisine güç vermek istercesine. "Elbette. Benim Mercan'ım yapar." dedi Mercan'ın halası yandan Mercan'a sarılarak. Mercan da ikisine güç vermek amacıyla gülümsedi ve yavaşça halasından sıyrıldı. "Ay, ben telaş yaparım şimdi. Geç olmadan gireyim. Her şey tamam değil mi hala?" diyerek halasına döndü tekrar.

"Tamam Mercan'ım tamam. Kimliğin falan yanında değil mi? Suyunun etiketi de çıktı değil mi?" dediğinde Mercan elindeki etiketi çıkmış su şişesini salladı. "Reklam yapamayacağım."

İkiliyi güldüren bu sözlerle Mercan da gülümsedi ve yavaş yavaş okula giren öğrencileri görmesiyle tekrar heyecanla yerinde kıpırdandı. "Bana şans dileyin. Halaşkım," diyerek halasına sarıldı. Halası da yanağına sulu bir öpücük kondurdu. "Senin şansa ihtiyacın mı varmış be! Sınıfının zeki kuşu seni."

Mercan gülerek halasının kollarından sıyrıldı ve babasına sarıldı. Babası halasına göre daha ağırbaşlı olduğundan daha sakin bir şekilde, "Elbette yapacaksın. O test kitapları boşuna bitmedi." dediğinde Mercan da güvenle gülümsedi.

On dakika önce gitmesine rağmen tekrar gelen tuvaletiyle sıkıntıyla gülümsedi. "Ben gitsem iyi olacak. Sınavdan önce son kez tuvalete gitmek istiyorum." Halası gülerek tekrar bir öpücük kondurdu ve "Dualarım seninle kuzum. Hadi git." dedi.

Mercan da son kez elini sallayarak heyecanla kasılan kalbiyle Anadolu Lise'sinin yeşil kapılarından içeri geçti.

Polislerin üstünü kontrol etmesinin hemen ardından tuvalete koşturdu ve işini hallettikten sonra sınıfına geçti.

Sırasına yerleştirdiğinde heyecanı yatışmak yerine daha da artmıştı.

Salon görevlisi öğretmenlerin rutin işleri halletmesiyle en sonunda tahtada yazan saat duvardaki saatte de belirdi ve Mercan önüne konan kitapçığı heyecanla açtı.

Türkçe sorularını bir bir çözerken aniden kasıklarında oluşan baskıyla dikkati dağılsa da 'heyecandandır' diyerek tekrar dikkatini sınava odakladı ve çözmeye devam etti.

Şiir yazısının önemi ile ilgili bir paragraf okurken tekrar hissettiği baskıyla sıkıntı içinde yüzünü buruşturup suyundan bir yudum aldı ve sırasına konan şekerlerden birini yedi.

Türkçe testini tamamlamaya yakın bu sefer baskının ötesinde karnına giren sancıyla testi bırakıp derin bir nefes aldı. Birkaç dakika pencereden dışarı baktı ve ağrının yavaşladığını görüp tekrar sınava odaklandı.

Sosyal Bilgiler testini çözmeye başlamış ve yarılamıştı ki bu sefer tekrar daha kuvvetli bir ağrı karnına saplandı. Acı içinde yüzünü buruşturmuştu ki salon görevlisi kadın öğretmen omzuna yavaşça dokunup fısıltıyla, "İyi misin?" diye sordu.

Mercan ağrının biraz yavaşlamasıyla başını iyiyim anlamında salladı ve ikinci şekerini de yiyip testine geri döndü.

Neler olduğunu anlayamıyordu. Son zamanlarda karın ağrısı sıklaşmıştı, bu doğruydu ama sınava girince bu ağrıların da biteceğini düşünmüştü. Sınava girdiğinde heyecandan karnının ağrıyacağını hiç düşünmemişti.

Hüzün Kovan KuşWhere stories live. Discover now