❆ özel bölüm I ❆

2.8K 181 119
                                    

(10 yıl sonrası)

Gizem Aktan Karderen

"Hayır dedim Yağız! Yiğit sen de onu bırak hemen!" diyerek odanın ortasında olduğum yerde durup gözlerimi tavana diktim ve sabır dileyerek tekrar koşuşturmama başladım. "Yağız hayır anneciğim, perdelere asılmak yok. Anneannenin beni cıs etmesini mi istiyorsun," diyerek sesimi azaltarak söylediğim son cümleyle perdeye asılmaya çalışan oğlum bana kaşlarını çatarak ciddi bir ifadeyle baktı ve sonrasında beni umursamadan perdeye tırmanmaya devam etti.

"Aa!" diyerek küçük bir çığlık ardından küçük beyefendiyi belinden kavrayıp kendime çekiverdim. "Yetti sizin yaramazlığınız ve söz dinlememezliğiniz! Yok size bir daha çikolata, cips. Hele park! O hiç yok!" Kolumun altında karpuz misali taşınan 5 yaşındaki oğlum mızmızlanıp debelenmeye başlasa da 5 yıllık deneyimli bir yaramaz çocuk annesi olduğumdan hiç istifimi bozmadan diğer yaramazın yanına vardım.

"Yiğit!" diyerek duvara mutfakta bulduğu salçayla resim yapmaya çalışan oğlumu görüp kaşlarımı çattım. Resim yapması bende başka anıları canlandırsa da hüzünlenme sırası değildi.

Bu küçük canavarları bir an önce durdurmam lazımdı.

Yoksa birazdan annem bunları görecek işte o zaman gerçekten başım derde girecekti.

30 yaşına gelmiştim ama annem hala baskın gücüyle bana egemen olmayı başarıyordu.

Aynı başarıdan kendime de dileyerek yerde oturmuş olan oğlumu kucakladığım gibi banyoya gittim.

"Bana bakın," diyerek ikiz canavarların dikkatimi üstüme çektim. "Cips ve çikolata istiyor musunuz?" dediğimde ikisi birden "Evet anne!" diye bağırdı. Onların bu tatlı haline hafifçe tebessüm edip devam ettim. "O zaman ben gelene kadar burada beni bekliyorsunuz. Ve asla ama asla buradaki eşyalarla oynamıyorsunuz, anlaşıldı mı?" dediğimde ikisi de ritmik bir şekilde başını salladı.

"Güzel." diyerek ayaklandım ve bir koşu mutfağa gidip sarı bezi aldım ve duvarı silmeye başladım.

Caner'le babam, Caner'in yeni açtığı restorana kadar gitmişlerdi. O yüzden bana ayaklanma başlatan ama babalarına karşı pamuk şekere dönen oğullarım iyice yaramazlığı arttırmışlardı.

Ama bu yaramazlıkları kimden öğrendiklerini biliyordum ben.

İçimden Çınar'a saydırıp duvarı silmeye devam ederken bir yandan da salonda teyzemle yıllardır konuşmuyorlarmış gibi saatler süren bir telefon konuşmasına başlayan annemi gözetliyordum. Eğer oğullarımın evini salçayla boyadığını görürse torununa kıyamayan klasik anneanne tavırlarıyla tüm hıncını benden çıkarırdı.

Üstüne üstlük sevgili gelinimiz ile onun pek uslu kızının gelmesine az kalmıştı. Bu yüzden acele etmem gerekiyordu.

Kim bana bakıp bir şirketin Genel Müdür Yardımcısı olduğumu söyleyebilirdi ki?

Sanki hala 19 yaşında evin biricik kızı, o üniversiteli toy gençtim.

Hala arkadaşına sahip o tasasız, neşeli kızdım sanki.

Yıllar benden çok şey almıştı, beni büyütmüştü; çok da güzel şeyler de katmıştı. Ölümle yüz yüze gelmiş benim için en değerli kişilerden birini kaybetmiştim. Bunun üstüne okulumdaki başarımı da kaybetmiştim. Bir yıl okulu uzatmak zorunda kalmıştım.

Hüzün Kovan KuşTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang