℘/𝑒𝓅.4

1.1K 85 22
                                    

おどろく

Tüm sıkıntılarını nefesiyle birlikte dışarıya bırakmak ister gibi iç çekmişti Haejen. Soğuk hava sayesinde sıcacık nefesinin buhar olup yokoluşunu izlerken uyuşmuş ve büyük ihtimalle kızarmış burnunu ovuşturdu. Boynuna sardığı atkıya gömülürken neredeyse içinde kaybolacaktı Haejen. Soğuk havayı severdi ama bukadarı onun için bile fazlaydı. Bu kadar soğuk havaya ancak kar yakışırdı. Zaten evinden çıktığından beri karın nasıl yağmadığını sorguluyordu.

Haejen'in okulu köşeden kendini belli ettiğinde sıkıntılı bir nefes verdi. Ayaklarının bile gelirken geri geri gittiği bu yerde hiçbir güzel anısı yoktu.

Gerçekten evdeyken daha mutluydu. Neden geliyordu ki buraya?

Sabah sabah fazla geleceğini hissettiği için attı tüm düşüncelerini zihninden ve ne kadar istemesede giriş kapısından okula girdi.

Kimsenin ona tuhaf tuhaf bakmasını istemediği için hep erken gelirdi okula. Ona sebep etrafta neredeyse kimse yoktu. Adım sesleri tüm koridorda yankılanarak Haejenin kulağında bir melodi oluşturdu. Sınıfına ulaştığında kimseyle göz teması kurmadan direk sırasına doğru ilerledi. Zaten az kişi olan sınıftakiler kimin geldiğine pek dikkat etmemişti.

Çantasını bırakıp soğuktan korunmak için kuşandığı zırhını teker teker çıkartıp sıranın altına tıkıştırdı. Haejen sandaleysine sonunda oturup rahatlayacakken sınıfa daha önce hiç görmediği uzun sarı saçlı bir kız girdi. Sözleriyle sınıfı tararken birini veya birşeyi arıyor gibiydi.

Haejen merakla kızı incelerken neden geldiğini merak etmişti doğrusu. Kızın irisleri sınıfın her yerine çarptıktan sonra Haejen ile buluştu. Sarı saçlı kız biraz rahlamış görünürken yavaş yavaş Haejen'in yanına gelmeye başladı. 

"Haejen sensin değil mi?" gerilmişti sanki biraz.

Haejen kızın gülümseyen yüzünden güç alarak evet şeklinde kafasını salladı.

Kız elini uzatıp gülümsemeye devam etti. Tamam kabul edelim gerçekten güzel bir gülümsemesi vardı. 

"Ben Mina, tanıştığımıza memnun oldum."

Haejen adının az önce Mina olduğu öğrendiği kızın elini sıkarken zorlukla "bende" diyebilmişti.

Minanın sıcacık bir aurası olduğunu hissetti. İnsanın içini ısıtan samimi bir aura. Buna karşılık Haejen onun gibi güzel gülümsemek istedi. Ama bir tebessümle yetindi.

"Resim öğretmeninin yanından geliyorum seni atölyeye çağırıyor."

Haejen kafası karışmış bir yüz ifadesi ile ayağa kalkarken neden çağırıldığını kestirmeye çalışıyordu. Koridorda yürümeye başladıklarında sebebini Minaya sormak için kafasını ona doğru çevirdi ama sonra hemen vazgeçti. Zaten yakında öğrenecekti. Mina ise haejenin ona baktığını görmüştü ama sesini çıkarmadı. Onu zorlamak veya rahatsız etmek istemezdi.

Atölyeden içeriye girdiklerinde sandalyede oturan kadını buldu bakışları. Okulun ikinci resim öğretmeniydi ve Haejen'in derslerine girmiyordu.

"Anne-" Mina öğretmene seslenirken kadın kafasını kaldırıp uyarırcasına konuştu.

"Okuldayız Mina biraz daha dikkatli ol lütfen." Mina kafasını sallarken Haejenin adımları öğretmenin masasının önünde son bulmuştu. Kadının bakışları Haejen ile buluşur buluşmaz genişçe gülümsedi . Minadaki aynı auranın öğretmende de olduğunu hissetti Haejen.

"Haejen sen olmalısın." Haejen yavaşça kafasını sallarken öğretmen sözlerine devam etti.

"Neden hiç yaptığımız sergilere katılmıyorsun? Sende inanılmaz bir cevher gördüm. kendine özgü stilin herşeyiyle mükemmel." Kadın hızlı hızlı konuşurken Haejen şaşkınlığının ardından zar zor teşekkür edebilmişti.

"Seninle çalışabilmeyi çok isterdim. Resim hocan kim?" 

"Bayan Park, efendim" karşısında duran öğretmen anladım dercesine kafasını sallayıp düşünceli bir şekilde koltuğuna oturdu. Çok hafif bir sessizlikten sonra aklına birşey gelmiş gibi gülümsedi.

"Benim resim klübüme katılmak ister misin?"

"Aram kalabalıkla pek iyi değil efendim." utana sıkıla konuşmuştu Haejen.

"Sadece sergide yardımcı olan kişiler var. Çoğunlukla Mina ben ve iki kişi çalışıyoruz."

Haejen bakışlarını masanın desenlerine kaydırdı. Oradakilerin de kendinden nefret etmesini istemiyordu. Öte yandan resim Haejen'in zaafıydı. Yaparken eğlendiği tek şeydi ve artık yalnızlıkta kavrulmaktan sıkılmıştı. 

Zar zor da olsa onaylar şekilde kafasını salladı Haejen "Peki o halde."

Öğretmen sevinçle ellerini çırpınca Haejen onun bu çocuksu haline gülümsedi.

"O halde okuldan sonra kalabilir misin? Mina seni alabilir."

Haejen kafasını taramak için gözlerini iki saniyeliğine duvardaki boya lekesine dikti. Akşam bir işi yoktu.

Kafasını salladığında okulun içinde zil sesi yankılandı.

"Hoşçakalın" Haejen derse girmek için sınıftan çıkacağı sırada öğretmen onu son kez durdurdu. Elinde bir kağıt parçası tutuyordu.

"Bu sana ait değil mi. Basketbol takımının kaptanı bulmuş. Bunu buraya getirmeseydi senden haberimiz olmayacaktı ne yazıkki."

Haejen bakışlarını aşağıya çektiğinde öğretmenin elindeki kağıdın kaybolan resmi olduğunu gördü.

Gülümseyerek resmi aldığında teşekkür ederek sınıftan çıktı.

-🍒-
Moralim bozuk olduğunda buraya bölüm yazdığımı fark ettim🤔
Yavaş yavaş olaylara giriyoruz.
İyi okumalar
love y'all💗

winter bear ❦ Jung JaehyunWhere stories live. Discover now