℘/𝑒𝓅.24

786 65 12
                                    

水のように流れる時間

Haejen yüzünü gömdüğü yastıktan kaldırıp gözlerini akşam güneşinin kavrurduğu odasında dolaştırdı. Ağır bir çantanın getirisi olan sırt ağrısı, her hareketinde kendini belli ederken yüzükoyun yatışını bozup sırt üstü yatmaya başlamıştı.

Gözlerini tavana dikmeye çalışırken açık bıraktığı saçları dağılmış ve yüzüne gelmişti.

Kendi iç sesinin yankıları kafasının içindeki duvarlara çarpıp sekerken çok kısa bir süre içerisinde başına gelenleri düşünmüştü.

Hayal bile edemeyeceği olaylara ayak uydurup alıştığına inanamıyordu. Sergiden sonra birçok yerden staj teklifi almıştı. Geleceğini sevdiği dalla yoğurabileceği fikri içten içe sevindiriyordu genç kızı.

Neredeyse tüm hayatını bir tane bile arkadaş edinmeden geçirmesine rağmen şimdi ise dostu diyebileceği insanlarla tanışmıştı. Tanıdığı insanların simaları kapattığı gözlerinin ardında belirirken gördüğü tek bir yüz daha farklı hissetmesini sağlamıştı.

Onun hayalini kurmak bile kalbini hızlandırmaya yetmişti.

Sonrasında aklına gelen fikirle doğruldu. Çıplak ayakları soğuk zemine buluşunca titrese de fazla önem vermemişti bu hisse. Odasından çıkıp tuvallerini astığı odaya girdi. Henüz bitmemiş tuvali eline alırken tahtanın kıymıkları Haejen'in parmak uçlarını gıdıklamıştı.

Önünü görmesini engelleyen renklerle donatılmış bez parçasını ayağıyla yanına çektiği resim şovalyesine asmıştı. Adımlarını yavaşlatmadan üzerinde bir vazo bulunan sehpayı çekip vazoyu dikkatlice yere bırakmıştı.

Sehpanın üzerini yağlı boya ile ilgili araçlarla donatırken sabırsızlandığını hissetmişti. Heyecanının sebebini çizdiği simaya yormadı.

O sadece resim yapmayı seviyordu.

Kendini kandırma işlemini başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra parmaklarını tuvalin üzerindeki kurumuş boyalarda gezdirdi. Keskin hatları dikkat çeken yüzden gözlerini ayırmadan eline paletini alıp iki rengi birbiri ile buluşturdu.

Simasını tuvale aktardığı oğlanın ten rengini tutturabildiğine karar verdikten sonra hiç düşünmeden fırçasını kumaş parçası ile buluşturdu.

Akşam güneşi bu odayı da ziyarete gelip bir süre sonra yok olduğunda Haejen gece lambasının loş ışığını açmıştı. Altın sarısı hüzmeler önden vurduğu için gölge oluşturduğunda şovalyeyi ters çevirip ışıktan yararlanmıştı.

Kaldığı yerden resmine devam edip yarım kalan işini tamamlarken saatler suya dönüşüp hızlıca akıp gitmişti.

Sırtını cama yazlayıp biten portrenin tam karşısında dizlerini kendine çekerek otururken ağrıyan omzunu ovmaya başlamıştı. Bakışlarını yere eğip sessizliği dinlerken bu sefer kendini aştığını düşünmüştü. Bir resime daha önce bu kadar vakit ayırmamıştı.

Kafasını çok ağır bir şey taşıyormuş gibi yavaşça kaldırıp direk gözlerinin içine bakan tuvale bakmıştı. Gerçek olmayan bu sahte gözlerin içinde kaybolurken yavaşça ayağa kalkıp ışığı kapatmıştı.

Ay ışığı odayı hafifçe doldururken odadan çıktığında hayran olduğu simayı karanlığa emanet etmişti.

Uykusu git gide bedenini daha da ağırlaştırırken kendine daha fazla direnemiyeceğini düşünüp elinde kurumuş olan boyayı bile yıkamadan kendini yumuşacık yatağına atmıştı.

iyi okumalarღ

Geçiş bölümüydü. Bir sonraki bölüm final olacak😖

Kendinize iyi bakın💗
love y'all

winter bear ❦ Jung JaehyunWhere stories live. Discover now