# 𝑆 𝑃 𝐸 𝐶 𝐼 𝐴 𝐿

763 69 37
                                    

𝑒𝑐𝑙𝑖𝑝𝑠𝑒

"Jaehyun, yavaş! Düşeceğim birazdan." Haejen kıkırtılarının arasından zar zor konuşabildiğinde kendisi tarafından sürüklendiği bedenin arkasında, adımlarını düzenlemeye çalışıyordu.

"Geç kalacağız ama!" Jaehyun genç kızın düşebilme ihtimaline karşın parmaklarının arasına dolanmış, kendisine kıyasla biraz küçük olan elleri daha sıkı kavrayıp adımlarını yavaşlatmıştı.

Kulağına erişen kıkırtılar, genç oğlanın gamzelerinin belli olacak kadar gülümsemesine sebep olmuştu. İki bedenin yüzlerine vuran ayışığı, yolunu kaybeden birine yardım edebilmek amacıyla boyuyordu karanlık gökyüzünü. Yıldızlar ise herzamanki yerini almış, oldukça düşünceli olan Ay'ı gecenin karanlığında yalnız bırakmamak için parıldıyorlardı korkusuzca.

Sanki bu güne özel gibi her buruna hoş, her ruha dokunabilecek bir koku serbestçe geziniyordu havada. Sahile doğru çılgınlar gibi koşuşturan iki gencin etrafında dans ederek eşlik ediyordu onlara.

Kışın getirisi olan soğuk havanın gururunu kıracak şekilde yok sayıyordu iki genç onu. Birbirlerine temasları, lakin bırakın tensel teması, göz göze gelmeleri bile bu bedenleri ısıtmaya yetiyordu.

Jaehyun'un adımları hafifçe yavaşladığında genç kız sonunda derin bir nefes alabilmişti. Zaten üzerinden bir saniye bile ayrılmayan genç oğlanın bakışlarına bu sefer endişe eşlik ediyordu.

"Çok mu yoruldun?" Jaehyun artık tamamen durmuş, bedenini karşısındaki genç kıza döndürmüştü.

Haejen sahte bir kızgınlıkla bir oyun oynamayı tercih etmişti. Kaşlarını hafifçe çatıp düşük bir tondan söylenmeye başlamıştı.

"Benim adımlarım seninkiler kadar büyük değil ki, sen bir adım atarken ben iki adımda sana yetişmeye çalışıyorum."

Haejen'i görmeyen, sadece bu cümleleri duyan biri bile bu sözlerin ciddi olmadığını rahatlıkla anlayabilirdi. Ses tonuna kazınmıştı onun genç oğlana olan sevgisi. En sevdiği renklerin herbir tonuna gömmüştü onunla geçirdiği bu zamanların hatırasını. Yalandan çatık kaşlarının altındaki gözleri bile gülümsüyordu buluştuğu sima ile.

Bu oyuna ayak uyduran genç oğlan soğuktan kızaran burnunu hafifçe çekmiş, yüzünde ise silik bir gülümseme ile cevap vermişti.

"Çok üzgünüm güzel hanımefendi, bunu düşünemedim."

Genç kızın aldığı cevap ile gülümseyen yüzü, ani bir hareketle tepki vermeye bile fırsat bulamamıştı. Ayakları anında yerden kesilirken az önce ona uzak olan yüz şimdi daha yakındı.

Düşmemek için kollarını hızla genç oğlanın boynuna dolarken, bulunduğu durumu anlar anlamaz güler-kızar tonda Jaehyun'a sokağın ortasında olduklarını hatırlatmaya çalışmıştı.

Çoktan yürümeye başlamış olan oğlan, başını rolünü yaşayan bir aktör gibi reddederek iki yana salladı.

"Bu kadar çok yormuşum sizi, izin verin kalan yolun bitimine kadar hatamı telafi edeyim."

Saatin gece yarısına yaklaşması sebebi ile boş olan yollarda yankılanıyordu iki güzel ses tonu.

Hızla geçtikleri sokaklar son bulduğunda ısrarları sonucu çoktan yere inmiş olan Haejen burnuna dolup taşan tuz kokusu ile derince gülümsemişti.

Ani bir hareketle rolleri değiştiren genç kız bu sefer Jaehyun'u koşarak sahile doğru sürüklemeye başlamıştı.

Kızın kıkırtıları oğlana da bulaşırken Jaehyun düzensizleşmeye başlayan nefeslerinin ardından konuşmaya çalışıyordu.

winter bear ❦ Jung JaehyunWhere stories live. Discover now