℘/𝑒𝓅.16

866 81 31
                                    

ありがとうございました

Haejen bacaklarındaki tüm gücü kullanarak yürüyüşünü daha da hızlandırdığında saatin akrebi öğlen on ikiye vurmak üzereydi. Öğrenciler öğle arasını bitirmiş çoktan sınıflarına çekilmişlerdi. Bahçede nöbetçiler dışında çok az beden vardı.

Haejen telaşından buz gibi havayı bile unutmuştu. Telaşının sebebi bir gün sonra açılacak olan sergiydi. Son anda bir tablo eksik olduğu ortaya çıkmıştı. Tabloyu yapma görevi Haejen'e verilirken tuvalin kar beyazı yapısını örtecek boyaların bittiğini fark etmişti. Dolayısıyla okula gidip boyaları almak Haejen'e düşmüştü.

Yorgunluğu kendini belli etmeye başladığında nefes nefese kaldığını henüz fark etmişti. Adımlarının hızını kaybettirmeden arka kapıdan döneceği sırada bir bedenle çarpışmıştı. Elini başına götürüp görüşünü netleştirmeye çalıştığında nefesi yavaş yavaş düzene giriyordu.

"Çok üzgünüm. İyi misin?"

Haejen duyduğu ipek yumuşaklığındaki sesle bir adım geri atıp sesin sahibine baktı. Hafifçe elini kaldırmış endişeli gözlerle kendisine bakan Jaehyun'u görmeyi beklemiyordu açıkçası. İki saniye kadar olayı kavramaya çalıştığında cevap vermediğini henüz fark etmişti.

"Ah asıl ben üzgünüm. Aceleden fark edemedim."

Jaehyun önemi olmadığını belirtircesine gülümsediğinde yanağındaki küçük gamze ortaya çıkmıştı.

Haejen'in gözlerinden kaçmayan bu küçük ayrıntı tebessüm etmesine sebep olmuştu.

"Gördüğüm en güzel kusur."

Haejen aklından geçirdiği cümleye hayret ederken daha fazla burada beklerse ortamın garipleşeceğini hissetti. Başın hafifçe eğip bir adım attığı sırada tekrardan Jaehyun'un sesini durmuştu. Bir kuşu tutar gibi narindi ses tonu.

"Haejen. Haejen'di değil mi?" genç kız karşısındaki bedene tekrar dönüp başını salladığında oğlan devam etti.

"Bayan Myoi'nin kulübüne katıldığını duydum."

Haejen kafasını salladığında aklına gelen hatıra ile gözlerini büyüttü.

"Basketbol takım kaptanı sensin değil mi? Resmimi Bayan Myoi'ye vermişsin. Gerçekten çok teşekkür ederim."

Jaehyun kızın ilk tepkisine gülerken cümlesinin devamında mahçup bir şekilde kafasını omuzuna doğru eğmişti.

"Ben sadece resmi götürdüm. Pek bir şey yapmadım."

Oğlan neşe barındıran sesi ile genç kızı cevapladığında Haejen resmini nerede bulduğunu sormuştu.

"Okuldan çıkarken düşürdüğünü görmüştüm. Ama adını bilmediğim için" hafif utangaç bir tavırla gülmüştü "seslenemedim. O yüzden bende bayan Myoi'ye götürmenin mantıklı olacağını düşündüm."

Jaehyun cümlesini bitirdiğinde tepkisini ölçmek için Haejen'e bakmıştı.

Haejen ise daha önce konuşmadığı bu oğlanın sesinde mest olmuştu. Bulutlar kadar yumuşak ve derin bir rengi vardı. Sesi ona açık maviyi hatırlatırken saatlerce konuşsa dinleyebileceğini düşündü Haejen. Kafasının içinde yolculuğa dalmışken bir anda acelesi olduğu aklına geldi.

"Ah ben sergiye yetişmeliyim. Hemen atölyeye girip çıkacağım. Tekrardan çok teşekkür ederim."

Haejen telaş barındıran sesi ile hızlıca eğilip merdivenlerden çıkmaya başladı. Kendi kendine mırıldanan Jaehyun'u duymadan.

"Ben teşekkür ederim."

iyi okumalarღ

klasiklerden gittiğimin farkındayım😅 ama klasikler neden klasiktir? Çünkü hep işe yarar😸

Lgs'ye girecek herkese başarılar diliyorum💗

love y'all

winter bear ❦ Jung JaehyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin