℘/𝑒𝓅.7

1K 87 8
                                    

きげん

Gökteki güneşe tezat oluşturacak buz gibi havayla kavrulan okulun koridorunda yürüyordu Haejen. Normalde geldiğinden daha erken geldiği için daha da bir soğuktu bugün okul. Atkısına biraz daha sinerken sonradan boş olduğunu farkettiği sınıfına girdi. Sessizlik onu rahatlatmıştı. Arkalarda olan sırasına doğru ilerlerken masanın üzerinde duran pembelik alışılmışın dışında bir görüntüydü. Haejen uzaktan ne olduğuna anlam veremezken yakınına geldiğinde bunun küçük bir kağıdı masaya sabitlemek için kullanılmış pembe bir bant olduğunu gördü.

Dün yerde bulduğuyla aynı görüntüye sahip kağıt tamamen sade bir görüntüye sahipti. Yırtılmamasına dikkat ederek nazikçe banttan kurtardığında düne tezatla bu sefer sabırsızlıkla açmıştı kağıdı.

"would you come fly to me?"

Yazan yazıya yine bir anlam veremezken kağıdı biraz daha incelemişti. Şerit şeklinde kesilmiş kağıt bir öncekiyle tamamen aynıydı. Arkasına çizilmiş ayıcık şirince gülümsüyordu Haejen'e. Kafası karışmışçasına hırkasının cebine terk etti küçük kağıdı. Sırasına oturup yerleşirken aklını kurcalayan şey onu birinin bilerek bıraktığıydı. Masaya bantlanmasının başka açıklaması olamazdı. Nefesini yavaşça verip arkasına yaslandı. Diline dolanan şarkıyı tiz bir tonda mırıldanırken sınıfın yavaş yavaş doluşunu izlemeye başladı.

❝ ℵ ❞

Okul zilinin gürültülü sesi Haejen'in kulağına müzik gibi gelirken yaklaşık kırk dakikadır kapalı olan gözlerini araladı. Kafasını yasladığı kolundan kaldırırken bir yandan da önüne gelen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıyordu. Kirpiklerinin birbirine temasını sağlayıp görüşünü netleştirirken yavaşça ayağa kalkıp sınıftan çıktı. Atölyeye doğru ayaklarını sürüye sürüye giderken uykusunun olabildiğince çabuk açılmasını umuyordu. Öğle arasından bir ders önce Mina gelip birlikte yemek yemeyi teklif etmişti. Haejen de kabul etmişti, kendini kötü göstermek istemiyordu.

Atölyenin önüne geldiğinde Mina hiç beklemediği bir yerden çıkıp Haejen'in koluna girdi ve yemekhaneye sürüklemeye başladı. Mina çok aç olduğuyla ilgili bir şeyler söylerken Haejen uykusu tam açılmadığı için tepki bile veremiyordu. Yemekhaneden yemeklerini alıp cam kenarında dört kişilik bir masaya oturdular. Karşısındaki sarı saçların süslediği kız tam konuşacaktı ki masaya oturan Yuta, Mina'yı böldü. Gülümseyerek direk konuya dahil olurken Seulgi de peşinden gelmişti. Üçü sohbete karışırken Haejen sadece arada tebessüm ederek veya onaylayan sesler çıkararak konuşmaya dahil oluyordu. Bunu ilk fark eden Yuta olmuştu.

"Haejen uyuyor musun?" tam cevap vermek için hazırlanmıştı ki Yuta yine onu bölerek konuştu.

"Yanağında kolunun izi çıkmış." Oğlan cümlesini bitirir bitirmez yanında oturan Mina koluna dirsek atmıştı.

Yuta kendi halinde gülerken "Öyle mi söylenir?" diyen Mina tarafından hırpalanmaya başlamıştı bile. O sırada Haejen ikilinin haline gülerek yanında duran camdan yansımasına baktı. Yüzünde iz olmadığını görünce konuşmak için masaya dönecekti ki gözü bahçede basketbol oynayan gruba takıldı. Jaehyun sahanın en köşesinde bir oyuncuyla konuşurken irisleri saniyelik olarak Haejeninkilerle kesişti. Saniyelikti çünkü Haejen ateşe değmiş gibi gözlerini hızlıca kaçırmıştı.

Kısa bir süreliğine koptuğu dünyaya tekrar dönerken birbiriyle atışan ikiliye baktı.

"Yüzümde iz yok" o cümleden sonra herkes yemeğine dönüp yeniden sohbete başlamıştı. Yuta yavaş yavaş konuşmaya katılan Haejene bakıp gülümsedi. Onu da sohbete katabildiği için mutlu hissediyordu.

iyi okumalarღ

medyaya kalbimi bıraktım

love y'all

winter bear ❦ Jung JaehyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin