℘/𝑒𝓅.19

792 75 11
                                    

望む

Mina yemekhane sırasında önündeki kişinin eksilen yerini alırken Haejen ile çokta gerekli olmayan bir konuyu tartışıyorlardı. Gülüşerek tepsilerine yemek dolduran kadına teşekkür ettiklerinde oturacak bir yer aramaya başlamışlardı bile. Mina cam kenarında duran dört kişilik şirin bir masaya yerleştiğinde Haejen ile konuşmalarına kaldıkları yerden devam etmişlerdi.

Sohbetleri Seulgi gelene kadar sürmüştü. Aralarına yeni katılan genç kız ile bambaşka bir konuya atlayıp konuşmaya başladılar. Muhabbetleri git gide koyulaşırken Haejen bir yandan ne kadar mutlu olduğunu düşünüyordu. Dünden kalma birazcık yorgunluk vardı üzerinde ama bunu pek de kafasına takmıyordu.

Uzun zamandan sonra ilk defa mutluluğu hissetmişti.

Yuta sebze dolu tepsisi ile masaya oturduğunda bölmüştü Haejen'in düşüncelerini.

"Size çok güzel haberlerim var." parlak gülümsemesini gözler önüne sererken kurmuştu bu cümleyi.

Küçük gruplarının içinden Yuta'ya devam etmesi ile ilgili mırıltılar geldiğinde genç oğlan gerilim yapmanın iyi bir fikir olmadığına karar vermişti.

"Tablolarımızın hepsi neredeyse satılmış. Ben ve Seulgi'nin satılmayan iki tablosu kaldı."

Ağzına önünde duran sebzelerden birini atıp çubuklarını sallayarak devam etti.

"Siz genç bayanların tüm tabloları satılmış."

Mina'dan sevinç nidaları yükselirken Yuta sarı saçlı kızın bu haline gülerek Haejen'e döndü. Elini cebine atıp bir kartvizit çıkarttığında Haejen, Yuta'ya anlamaz gözlerle bakmıştı.

"Bir sanat dergisi. Eğer staj için ilgilenirsen gelmeni istediler."

Haejen şaşkınlık içerisinde kalın kartonu alırken yanında oturan Seulgi'nin neşe dolu tebriklerini bile duymamıştı.

Küçük bir eskizin hayatını bu denli değiştireceğini hayal bile etmemişti.

❝ ℵ ❞

Haejen bankta oturmuş yere değmeyen ayaklarını hafif bir tempo ile sallarken, yumuşak bakışlarını eskiz defterinin son sayfasına dikmişti.

Bugün gelen notun köşesini hafifçe okşarken belli belirsiz bir melodi meşgul ediyordu dudaklarını. Kirpiklerine vuran rüzgarı hissederken bir kez daha okudu o kısacık yazıyı.

"Winter Bear"

Okuduğu sözler buz gibi havaya kıyasla yüreğini sıcacık tutarken sağ tarafından gelen ayak sesleri duydu. Defterin kapağını yavaşça kapatıp iriskerini sesin sahibine çevirince kalbinin teklediğini hissetmişti.

Jaehyun tüm ihtişamıyla bankın iki adım gerisinde Haejen'in hafif çaprazında duruyordu. Haejen gülümseyip ayağa kalktığında oğlan gözlerini kızın gözlerine kenetlemişti.

"Merhaba."

Jaehyun'un kısacık selamını soğuk alıp buhara çevirirken Haejen gülümsemişti.

"Merhaba."

Haejen karşısında duran bedenin yüzünü incelerken hayret etmişti. Bir insanın bu kadar kusursuz görünmesi mümkün olamazdı. Soğuktan kaynaklı hafif kızarmış burnu, çokça dağılmış saçları ve aceleyle bağlanmış atkısı bile onu masaldan fırlamış gibi gösteriyordu.

Jaehyun elini deri ceketinin cebine atıp iki ince kağıt parçası çıkardı. Kağıtlara bakıp ne diyeceğini düşünürken Haejen'i fazla bekletmekten çekiniyordu. Genç kız içinse beklemek sorun edeceği en son şeydi.

Güzel kız sabırla bekledi, Oğlan kafasını toparladı.

"Yarın basketbol turnuvam var eğer gelmek istersen-" cümlesini yarıda kesip biletleri kıza uzatmıştı.

"İki kişilik fazladan biletim vardı, dün sergiden sebep soramamıştım."

Haejen ellerini uzatıp iki bileti de nazikçe alırken kelimelerini git gide hızlandıran oğlana gülümsedi.

"Gelmeyi çok isterim."

Jaehyun duyduğu yumuşacık ses ile rahatlarken genç kıza teşekkürlerini sunmuştu.

Oysaki Haejen, teşekkür etmesi gereken kişinin kendisi olduğunu düşünüyordu.

iyi okumalarღ

yazarken aşırı soft oldum nedense

love y'all

winter bear ❦ Jung JaehyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin