23

2.3K 241 193
                                    

Seni bir kez daha öpebilir miyim?

Şafak sökmek üzereydi Luhan ve Jongin tüm evde yankılanacak bir kahkaha daha attıklarında yatağın içinde dönerek kendi tarafımdan Jongin'in uyuduğu tarafa doğru kaydım yavaşça. Wufan'ın ölmesi sürüyü, onları ve Chanyeol'u çok mutlu etmişti ama onlar kadar mutlu değildim. Jongin ve Chanyeol sonunda ebeveynlerinin intikamlarını almışlardı ve Luhan babasının intikamını almıştı ama kendimi bu sevince ortak hissedemiyordum.

Onlar için mutluydum ama içimdeki endişe her şeyden daha baskındı bu gece. Tanımadığım kişiler banyoyu temizlerken Jongin'in gülümsemesini izlemeyi bırakmış ve odama dönmüştüm. O andan itibaren bir kez bile yanıma gelmemişti. Beni önemsemediğini söyleyen zihnimdeki sesi susturmayı saatler önce bırakmıştım çünkü başarılı olamamıştım ne yaparsam yapayım.

En çok istediği şey Wufan'ı öldürmekti ve bunu yapmıştı hatta şimdi bunun için kutlama yapıyordu. Chanyeol gitmem için daha fazla baskı yapacaktı artık endişelendiğim şey buydu. Wufan her zaman Jongin'in aklının bir köşesindeydi, onun aklını karıştırıyordu, tamamen bana odaklanmasını engelliyordu ama şimdi o yoktu.

Eğer Jongin eskisinden daha çok bana ilgi gösterirse ona nasıl davranmalıyım? Beni öpmek istediğini söylediğinde onun kucağına çıkan bendim, ona izin veren bendim, bunu yapmasını isteyen bendim. Şimdi ne yapacaktım? Yumuşak dudaklarının tadını tekrar çıkarmak için çıldırıyordum ama bunu yapmamam gerekiyordu biliyorum.

Eğer Wufan gelmeseydi, diye bininci kez düşünürken bir yandan kıvranarak onun yastığına tutundum. Kendimi ona bırakacağım aklımın ucuna bile gelmezdi, resmen Chanyeol ve kendime verdiğim sözü saniyeler içinde yapabildiğim kadar uzağa fırlatmıştım onun kucağındayken. Bana biraz ilgi gösterirse ona karşı kayıtsız kalamazdım, dokunuşlarına karşı koyamazdım, dudaklarını istemediğimi söyleyemezdim.

Kapı gürültüyle açıldığında korkuyla yataktan fırladım. Gelen kişinin Chanyeol olduğunu düşünmüştüm ama değildi. Artık git, ne zaman gidiyorsun, şimdi gitmelisin diyecek kişinin geldiğini düşünmüştüm ama o değildi.

Gözyaşlarıyla ıslanmış yanaklarıyla karşımda duran Baekhyun dün gece olduğu gibi çaresiz durmuyordu. Elinden her şeyini aldığımı fark etmiş gibi öfkeyle bana bakıyordu. Kapıyı kapattığında doğrulup ayaklarımı sert zemine bastırdım. Konuşmak istediği belliydi ama söyleme zahmetinde bile bulunmamıştı.

"Hepsi senin suçun!" Neredeyse hırlamıştı bana bakarken. Elleri birer yumruk halinde duruyordu vücudunun iki yanında.

"Neden bahsettiğini anlamıyorum Baekhyun."

"Hepsi senin suçundu! Burada olanların hepsi senin suçundu! Eğleniyor musun? Onların kahkahaları seni eğlendiriyor mu?" Konuşurken titriyordu. Hıçkırıklara boğuldu bir kez daha  konuşmaya çalıştığında ve anında sustu. "Wufan'ın ölmesi senin suçun."

"Saçmalıyorsun Baekhyun. Bilmediğin şeyler var ve bu konu hakkında yorum yapabilecek birisi değilsin."

"Bilmediğim şeyler mi?" Kahkaha attı beni işaret ederken. "Sen bilmiyorsun. Sen hiçbir şey bilmiyorsun lanet olası!"

Bana bir oyun daha oynadığını ya da beni yaralamaya çalıştığını düşünerek dik duruşumu bozmadım ama bunu kanıtlamak istiyormuş gibi kazağının içinden bir şey çıkardı ve koşar adımlarla aramızdaki mesafeyi kapattı.

The Boy /SEKAI Where stories live. Discover now