33 (M)

3.5K 211 150
                                    

Herkese merhaba :) Finale son 3- 4 bölüm kaldı.

Normalde bu kadar uzun yazmayacaktım ama bölüm sadece smut olsun istemedim ve açıkçası onu da yazamadım doğru düzgün. 4K yazınca biraz saçmalamış olabilirim, üzgünüm :(

Vote ve yorumlarınız için teşekkkür ederim ❤️

Elf poponu tekmeleyeceğim.

Kimin avucuma bırakıp gittiğini bile hatırlamadığım elf şarabını içmeye devam ederken Minseok'un bana yaklaştığını gördüm. Dudaklarına yapışmış gülümsemesi onu özlediğimi hatırlatırken kaybettiğim dengemi bulmaya çalışmıştım kısa bir anlığına.

"Buradasın!" Sıcak elleri etrafımı sararken derin bir nefes aldım. Sesler sanki beynimin içinde gibiydi ve iç sesim her ne kadar susmalarını tembihlese bile o sesleri susturamamıştı. Ona sıkıca karşılık vermeye çalışsam bile uyuşuk bedenimi kontrol edememiş ve üzerine yığılmıştım. Kıkırdaması kulağıma dolarken hızlıca saçlarımı dağıttı. "Ve şimdiden sarhoş olmuşsun."

"Seni görmek çok güzel Minseok. Burada en çok seni özledim biliyor musun? Biliyor musun? Evet, evet biliyorsun." Başımı aşağı yukarı salladığımda gülerek bana eşlik etmişti. Bulanık gören gözlerim bize yaklaşan bir bedeni daha seçebildiğinde yapabildiğim bir hızla arkadaşımın kollarının arasından kaçmaya çalıştım. Yumruklarım Luhan'ın güzel yüzüne vurmak için havaya darbeler fırlatırken o bir hamlede ellerimi tutup bana kocaman sarılmıştı.

"Elf poponu tekmeleyeceğim." dedim çenemi omzunun üzerine bırakırken. Bana elf şarabını kimin verdiğini şimdi fark edebilmiştim. Tanıdık olan ses ama silik olan görüntü tamamen ona aitti.

"Bunun için okçulukta ve balta kullanmada çok iyi olmalısın ayrıca yakın dövüşte beni saniyeler içinde yerle bir etmen gerekiyor."

"Jongin benim yerime yapar." Mızmızlanırken onu üzerimden attım ve pekte can acıtıcı olmayan yumruğumla göğsüne vurdum.  "Sarhoş olabilirim ama sana söylemek istediğim bir şeyler var. Öncelikle seni tebrik ederim Jongin bunu söylemem için beni milyon kez uyardı. İkinci söylemek istediğim şey senden nefret ediyorum nasıl olur da bana hiçbir şey anlatmazsın."

"Sehun bunu düğünden sonra konuşsak daha iyi olmaz mı?" Minseok sırtımı okşadığında başımı ayaklarıma çevirdim. Kısa bir zaman dilimi içinde eve geri dönmem gerekiyordu ama  her şeyi yapmak için çok fazla zaman gerekiyordu. Keşke sonsuza dek burada kalmamın bir yolu olsaydı.

" Üzgünüm, sarhoşum ve ne söyleyeceğimi bilemiyorum. İkiniz adına gerçekten mutluyum. Siz favori çiftimsiniz ve bunu söylememi Jongin tembihlemedi. "

Luhan kıkırdayarak her zaman ağlak bir kurt olarak bahsettiği Minseok'u kendisine doğru çekti. "Bunu biliyoruz. Kendim adına sana şunu söylemem gerekiyor eğer sana bir şeyleri bildiğimi söyleseydim her şey daha da zorlaşırdı. Baekhyun için kalbine taştan bir duvar öremezdin. Onun buraya gelmesi senin sayende olmuş gibi görünebilir ama bu bir kaderdi. Chanyeol'un ona mühürlenmesi de öyle. Düğünden sonra senin için bir hediyem var onu almadan bir yere kaybolma sakın. "

Başımı sallayarak onu onayladığımda ikisi kocaman gülümsemeyle bana bakıyorlardı. Buradaki en güzel şey onlardı kesinlikle ve her ne olursa olsun bu değişmeyecekti bundan emindim. Omzumda hissettiğim sıcak dokunuşlarla birlikte dikkatim dağılırken Minseok duruşunu düzeltmiş, Luhan ise gözlerini devirmişti. Jongin onların ilişkilerine nasıl tepki veriyorsa şimdi Luhan aynı şekilde bizim ilişkimize tepki gösteriyordu.

The Boy /SEKAI Where stories live. Discover now