51.Bölüm: Buluşma

3.6K 287 57
                                    

51.Bölüm: Buluşma

"Geldik, burası." demişti durduğumuzda ama ben etrafımızda hiçbir şey göremiyordum.

Bir iki dakika önce toprak bir yoldan içeri girmiştik.

Ne yazık ki bu yolda sokak lambası falan yoktu. Sadece arabanın farları düz ilerleyen yolu aydınlatıyordu.

"Neredeyiz ki biz şimdi?" diye sormadan edememiştim. Oldukça ıssız bir yerdeydik, hani incin top oynuyor derler ya, aynen öyle bir yerde. Bu da insanı ister istemez tedirgin ediyordu.

"Bak, sağındaki kulübeyi görüyor musun? Baban seni orada bekliyor." elini kaldırıp bir noktayı göstermişti.

Söylediği tarafa baktığımda gözlerim hafif bir karartı görmüştü. Evet, gerçekten de orada bir kulübe duruyordu. Ama içinde insan olduğunda dair ne bir belirti vardı, ne de ışığı yanıyordu.

"Emin misin? Boş gibi görünüyor." biraz kafam karışmaya başlamıştı açıkçası. İçimden inkar edemeyeceğim bir ses yükseliyor ve bu işin içinde bir tuhaflık olduğunu söylüyordu.

"Oturma odası arka tarafta kalıyor. Muhtemelen oradadır." bu cevap beni ikna etmeye yetmemişti.

"Buraya daha önce geldin yani? İçeriyi biliyorsun." dikkatimden kaçmamıştı.

"Evet, ben buldum zaten. Hadi gidelim artık. Zamanımız azalıyor." demiş ve daha fazla soru sormama izin vermeden kapıyı açıp inmişti.

Yapacak bir şey yoktu. Gelmiştik bir kere buralara kadar. Ne kadar açıklayamadığım şeyler olsa da bende inmiştim arabadan. Peşinden kulübenin önüne kadar gelmiştim.

Dışarısı buz gibiydi. Gece ayazı tutmuştu her yanı. Beynim donmuş ve kendime getirmişti beni.

Kapıyı anahtar kullanmadan çevirip açmıştı Giray abi. İçeri girerek bana geçmem için yol vermişti.

Karanlık bir koridordaydık şimdi. Nereden bulduğunu anlamadığım küçük bir feneri yakmıştı etrafı görebilmemiz için.

Sağımızda bir kapı, solumuza doğru bir koridor uzanıyordu ve biraz ileride bir kapı daha vardı. Duvarlar ve kapılar tahtadandı. Başka da bir şey yoktu burada.

"Baban seni bu odada bekliyor Ece. Ben gelmesem daha iyi. Sizin yalnız konuşacaklarınız var." diyerek ilerdeki kapıyı göstermişti.

Anlamış olduğumu belli etmek için başımı sallamıştım arkamı dönerken. Nedense bedenim bir tehlikede olduğumu düşündüren sinyaller yolluyordu bana.

Kulaklarım uğuldamaya başlamıştı. Kalbim çok hızlı atıyordu, hızlı ve sık nefes almaya başlamıştım.

Bütün bunları hissetmemdeki sebep ise başta düşündüğüm gibi babamı görecek olmam değildi. Başka bir şey vardı. Kanıtlayamayacağım bir gariplik.

Eğer şu an bir tuzağa düşmüşsem; sanki annen seni köşede bekliyor, bak çikolata hadi benimle gel deyip kandırılan çocuklar gibi hissediyordum kendimi. Tek fark ben çocuk değildim.

Ama bir tarafımda Giray abiye güveniyordu. Bana kötülük yapacak olsa, bir sebebi yoktu ki.

Sorun başka bir şeydi ama ben bunu henüz çözememiştim.

Kapının önüne geldiğimde, kolu tutup Giray abiye dönmüştüm. Hala olduğu yerde duruyordu. Bana bakmıyor, ayağı ile yerde şekil çizmeye çalışıp oyalanıyor gibiydi. Bu da beni biraz rahatlatmıştı.

Daha fazla oyalanmaya gerek olmadığını ve düşünsem de başıma gelmeden ne olduğunu anlayamayacağımı bildiğim için kapıyı açıp içeri atmıştım kendimi. Hemen arkamdan da kapatmıştım.

Güzel Taktik [Tamamlandı✔]Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu