22.Bölüm: Şifreli Mesajlar

5.7K 347 25
                                    

Ne kadar çok yorum ve beğeni, o kadar erken yeni bölüm.

22.Bölüm: Şifreli Mesajlar

Garip bir durumun içerisindeydik ama ben Uğur'un yanındayken kendimi iyi hissediyordum.

Belki saçma bir durumdu. Belki hayatım tehlikedeydi ama benim umurumda bile değildi. O yanımdaydı ya, dünya üstüme gelse ne olurdu ki?

10 Gün Sonra 

İnsanın hiç bir iz bırakmadan bu dünyadan kaybolup gitmesi imkansızdır. Mutlaka her mükemmel suçlu bile arkasında bir iz bırakır.

Bu replikleri bana bunca zamandır izlediğim suç ve polisiye filmleri öğretmişti. İtiraf etmeliyim ki bende buna inanmıştım. Çünkü mantıklı gelmişti.

Peki, biz neden geçen bunca zamana rağmen, tek bir yeni ipucu bile bulamamıştık?

Bunun tek bir açıklaması olabilirdi. Demek ki doğru yere henüz bakmamıştık.

Fatih abi ve Mihrimah'dan hiç bir iz yoktu. Geçen zaman sadece bizi daha çok korkutmuştu ve maalesef her yeni gün biterken, en azından kötü bir haber almadığımız için şükür eder olmuştuk.

Şirinler bu gün Fas'dan geri dönmüşlerdi. Yapacak bir şeyleri kalmamıştı. Ellerinden gelen her yolu denemişler ama bir sonuca varamamışlardı.

Giden iki kişi de reşitti ve kaçırılmış olmalarına ilişkin hiç bir delil de yoktu. Bu yüzden polisin de elinden pek bir şey gelmemişti.

**

O gün Uğur'la eve döndüğümüzde Muhsin Baba bizi kapıda karşılamıştı.

Elleri arkasında, ciddi bir dik duruşla bizi beklemiş ve geldiğimizi gördüğü anda arkasını dönüp odasına gitmişti.

Arkasından Sefer, Uraz abi ve Uğur da odaya girmiş ve bir saatin sonunda çıkmışlardı.

Anladığım kadarıyla içerde bir plan ya da iş bölümü gibi bir şey konuşulmuştu. Bana söylememişlerdi. Ama ertesi gün artan güvenlik sayısından ve bir sonraki gün Sefer ve Melek'in Fas'a gidişinden bu sonuca kedim varmıştım.

Bu geçen on günde sanki zaman durmuş gibi bir yaşantı yaşamıştım. Sabahları kalkıyor, kahvaltı yapıyor ve hemen ardından Şirin'i arıyordum.

Akşama kadar süren bir saat arayla konuşmalarımızın ardından, akşam yemeğimi yiyip odama çıkıyordum.

Uğur'un ise gün içinde neler yaptığından genellikle haberim olmuyordu. Çoğu zaman evdeydi ama sanki birbirimizden kaçıyormuşuz gibiydi. Yanıma gelmiyor, kendi halinde takılıyordu.

Bu durum günler ilerledikçe sinirimi bozsa da bir şey demiyor, akışına bırakmayı tercih ediyordum.

Şimdi ise Şirinlerin babasının evindeydik. Sanki burada biri, kameranın karanlık efektini açmış gibi bir hava vardı. Oksijen bile sizi boğuyormuş gibiydi.

Neşeyle başlayan günler artık bizim için çok geride kalmıştı. Hayatım drama yolunda ilerliyordu.

**

"Biliyor musun Ece, sanki odaya girdiğimde onu burada görecekmişim gibi geldi bana. Koltuğunda oturmuş, çalışıyormuş gibi." demişti Şirin.

Fatih abinin çalışma odasındaydık. Masasının karşısındaki tekli koltuklara karşılıklı oturmuştuk.

"Şirin, kendini bu kadar üzme. Kötü de düşünme artık." belki de Fatih abinin kayıp olmasından en çok etkilenen Şirin'di. Onun için apayrı bir yeri olduğunu hepimiz biliyorduk.

Güzel Taktik [Tamamlandı✔]Where stories live. Discover now