57.Bölüm: Yer Yatağında

2.4K 161 2
                                    

Yeni yazılan bir bölüm daha. Devam...


57.Bölüm: Yer Yatağında

Sakin olmalıyım. Sakin olmalıyım. Sakin olmalıyım.

Ama yok. Olamıyorum.

Şu anın hangi an olduğunu hepimiz biliyoruz değil mi?

Tam kıvılcım anı. Birazdan yangın çıkacak.

Şimdi beklenen an önüne kadar gelmiş, ortam falan her şey hazır. Bırak kendimi Ece. Kapıl bu büyüye ve mutluluğunu yaşa. Bunu hak ettin kızım. Bunu ikiniz de hak ettiniz. Hadi. Hadi.

Derken, bilin bakalım ne olmuştu?

Daha doğrusu ben ne yapmıştım?

Yok aslında söylemiştim?

"Ben acıktım." hay midende taş çıksın senin Ece!

Güzel bir dayağı hak ettin sen. Boşuna dememişler dayak cennetten çıkma diye. Alacam sopayı elime, morarana kadar...

"Acıktın mı?" demişti tabi şaşkınca. Anın büyüsü müyüsü, kelebekler böcekler, ne varsa uçup gitmişti.

"Evet. Hava değişiminden herhalde." diye kıvırmaya çalışmıştım ama nafile. Bozulmuştu çocuk.

Kendi ellerimle uğraşıp hazırladığım o romantik an yok olmuştu böylece iyi mi?

Oy ben nerelere gidem! Nasıl edem! Kafamı hangi taşlara vuram!

"O zaman kıyafetlerimizi değiştirip dışarı çıkalım." demiş ve arkasını dönüp havuzdan çıkmıştı. Bende öylece kala kalmıştım.

Kızmayın bana. Ben zaten yeterince kendime kızıyorum.

Göründüğü kadar kolay değil hiçbir şey.

Ben korkuyorum. Hem de öyle böyle değil, çok korkuyorum.

Bu zamana kadar hiç erkek arkadaşım olmadı benim. Bir erkeğin elini bile tutmadım daha önce. Hep korktum. Beni koruyacak bir ailem olmadığı için duvarlar ördüm kendime. Taştan, telli ve yüksek duvarlar. Kimsenin de aşmasına izin vermedim. Dışardan olabildiğince güçlü ve özgüvenli bir Ece izlenimi verdim herkese ama öyle değildi işte. Hiçbir şey bu kadar kolay değildi. Olamazdı da.

O kadar güçlü değildim ben. Duygularım vardı. Bir yere, bir eve, bir aileye ait olma hissine ihtiyacım vardı.

Belki de bu yüzdendir Şirin evlendikten sonra kendimi bir boşlukta gibi hissetmiştim. Ona hiç belli etmemiştim ama hayatlarımızın değişeceğini daha ilk gün, onu nikahına kendi ellerimle kaçırırken biliyordum aslında.

Nasıl değişmesindi ki zaten. Aynı evde yaşayacağı, her anında yanında olacağı, hayatını paylaşmaya söz verdiği birisi olacaktı artık. Değişim kaçınılmaz olacaktı.

Mesela artık eskisi gibi vakit geçirebilir miydik? Kafamızı estiğinde alışverişe çıkabilir miydik? Sabahlara kadar oturup, bir sezon dizi izleyebilir miydik? Beraber uzun bir tatile çıkabilir miydik? Hayır, yapamazdık!

Kıskançlık gibi bir şey değil tabi ki bu. Daha çok bir anlayıştı. Hepimiz büyüyoruz ve görünüşümüzden çok hayatlarımız değişiyordu. Kaçımız ilk okul arkadaşlarımızla görüşüyorduk? Lise? Üniversite? O dönemlerinizde hayatınızın merkezinde olan insanlar şimdi nerelerdeydi?

Yeri gelince ömrünüzü yan yana geçirdiğiniz ailemizden bile ayrılıyorsunuz. Okumaya gidiyoruz, atanıyoruz, evleniyoruz. Yani uzun lafın kısası yanınızda kim varsa, o zamanda etrafınıza baktığınızda kimi görüyorsanız en kıymetliniz o kişi oluyordu.

Güzel Taktik [Tamamlandı✔]Where stories live. Discover now