8.Bölüm: Hazar

8.9K 431 20
                                    


8.Bölüm: Hazar


Çiftlik evinden çıktıktan sonra, Uğur'un ısrarları üzerine hastaneye gitmiştik. Ona ne kadar iyi olduğumu anlatmaya çalışsam da bana inanmamış ve kontrol ettirme fikrinden vazgeçmemişti.

Tam da tahmin ettiğim gibi çıkmıştı sonuçlar. Doktor iyi olduğumu söylemiş, sadece başımdaki hafif ezilme için krem vermişti.

Hastanedeki tüm işlemler bitip yola çıktığımızda saat neredeyse üçü geçmek üzereydi. Doğum gününe geç kalmıştık. 

En yakın arkadaşımın yeğeninin en özel gününde bu kadar sorumsuz olmamı bakalım nasıl açıklayacaktım. 

"Şirin sizi gördüğüne çok sevinecek." demiştim. Arabada kimse konuşmuyordu. Bu da artık insanı sıkıyordu. 

Sefer arabayı kullanıyordu. Melek onun yanındaydı. Ben de Uğur'la arka koltuktaydım.

"Bende çok mutluyum. Onu ve ikizleri görmek için can atıyorum." demişti Melek, gülümseyerek. 

Bu kıza gittikçe kanım daha çok kaynıyordu. Biraz bana benziyordu ama benden iki kat daha açık sözlüydü. Bunu söylemek bana ne kadar garip gelse de gerçekten öyleydi. Sezarın hakkı sezaraydı.

Şirin'in ailesinin evinin önünde gelip arabadan indiğimizde, kendimi huzursuz hissetmeye başlamıştım. Onlarla birlikte içeri girmem oldukça tuhaf olacaktı.

"Şey, ben önden gitsem." demiştim çekinerek. Bana garip bir şekilde bakmışlardı.

"Neden?" demişti Melek, sorgularcasına.

"Uğur'la benim aramdakileri kimse bilmiyor da. Şirin'e bile söylemedim." aramızda bir şey yoktu ki bilsinlerdi. Benim bile bu gün haberim olmuştu.

"İkimiz bir süre kimseye söylememe kararı almıştık. Kerem de bilmiyor." Uğur ne yapmak istediğimi anlamış ve beni desteklemişti. 

Ayrıca bunları söylerken göz kırpmıştı. Anında bakışlarımı kaçırmıştım.

"Bunun nedenini anlamasam da. Tamam, sen önden git. Biz beş dakika bekleyip öyle geliriz." demişti Sefer. Derin bir nefes alıp arkamı dönmüştüm. Bir şeylerin yerine oturmadığını anlamaları doğaldı ama şimdilik yırtmıştık. 

Yürümeye başladığımda parmağımdaki Şebnem ablanın yüzüğünü yavaşça çıkarmış ve çantama geri koymuştum. Bakalım bu konuda ne yapacaktım? Umarım içeride bir pot kırmazdım.

İçeri girdiğimde direkt arka bahçeye yönelmiştim. Doğum günü için; evin arka tarafında bulunan camekanlı kış bahçesini hazırlamışlardı. 

Mavi, beyaz kurdeleler her yerdeydi. Masalar ve sandalyeler birbirine çok yakın olmayacak şekilde yerleştirilmişti. Kocaman balonlarla 'Uğur Bir Yaşında' yazılmıştı. Renk renk kurabiyeler oldukça güzel ve lezzetli görünüyordu. Bu şaheserlerin sahibi Şebenem abla olmalıydı.

Biraz ilerleyince Şirin'i görmüştüm. Yanında eşi Kerem, amcası ve Kerem'in kız kardeşi Mihrimah vardı. Hep birlikte hoş bir sohbete dalmışlardı.

Arkasından yaklaşıp omzuna dokunduğumda kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı. Yüzümden ya da hareketlerimden bir sorun olduğunu anlaması çok olasıydı. O benim en yakın arkadaşımdı ve artık sözlerimden olmasa bile, gözleriyle içimdeki duygularını anlayabilirdi.

"Ben geldim." demiştim, yüzümdeki kocaman gülümsemem ile. O da bana gülümsemiş ve sarılmıştı. 

Şirin; sarı saçlı, mavi gözlü çok güzel bir kızdı. Tabi bu güzelliği sevdiği adamla evlenince, üstüne bir de anne olunca kat ve kat daha da artmıştı. Canım arkadaşım bugün de çok güzel görünüyordu.

Güzel Taktik [Tamamlandı✔]Where stories live. Discover now