20.Bölüm: Korkutan Haber

6.2K 344 25
                                    

Hâlâ burada olan ve bana destek olan sizlere sonsuz teşekkürler...

İşte yeni bölüm.


20.Bölüm: Korkutan Haber


Mesaj da tam olarak şu yazıyordu;

"Ece yarın akşam oraya geliyoruz. Seninle acil olarak konuşmamız lazım. Akşam yedi de bizim evde buluşalım."

Son bir saattir bu cümleleri yüz defa falan okumama rağmen anlamıyor ve yüksek sesle tekrar tekrar okumaya devam ediyordum.

Sürekli aynı soruları soruyor ama cevabını bir türlü bulamıyordum.

Neden? Neden birden geri dönüyordu? Daha dün bir kaç ay Fas da kalacağını söylememiş miydi bana? Fikrini değiştirmesinin sebebi neydi?

Neden şimdi durduk yere geri dönüyordu? Üstelik gelir gelmez benimle buluşmak istiyordu. Hem de ACİL olarak.

Neden?

"En iyisi aramak. Böyle düşüne düşüne delireceksin Ece." demişti Uğur.

Mesajı aldıktan sonra direk otele geri dönmüştük. Odaya girdiğimizden beri de düşünüyorduk ama işin içinden çıkamıyorduk.

"Sence benimle sadece konuşmak istese yarın geleceğini arayıp söylemez miydi? O kadar kızgın ki bana, telefondan konuşmak bile istemedi." başka bir açıklaması olmazdı.

"Bence kendi kendine senaryolar yazıyorsun. Ara hadi. Hem için de rahatlar." kimi kandırıyordum ki ben? Ne kadar düşünsem de doğru sonuca varamayacaktım nasıl olsa.

"Öyle mi diyorsun?" korksam da eninde sonunda daha fazla dayanamayacak ve aramayacak mıydım onu? En iyisi yara bandını hızlıca çekip kurtulmaktı.

Telefonu aldığımda kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Elimin titremesine zar zor engel olarak arama tuşuna basmış ve nefesimi tutarak kulağıma götürmüştüm.

Kısa bir an bekledikten sonra telesekreter araya girmiş ve telefonun kapalı olduğunu söylemişti.

"Ne oldu?" telefonu sinirle masaya koyup Uğur'un yanına oturmuştum.

"Telefonu kapalı."

"Belki şirketle ilgili bir problem olmuştur. Bu yüzden acilen dönmeleri gerekiyordur." beni sakinleştirmek istediğini, bu yüzden olaylara iyi tarafından bakmaya çalıştığını biliyordum ama şuan bende hiç işe yaramıyordu bu polyanacılık.

"İyi de bunun benimle ne ilgisi var?" benimle görüşmeye geliyordu, biliyordum.

"Sen Şirin'i özledim demiyor muydun? Belki o da seni çok özlemiştir."

"Keşke öyle olsa, keşke ama değil. Hissedebiliyorum Uğur, hissediyorum öğrendiler." mesajı ilk okuduğumdan beri biliyordum bunu.

"Eninde sonunda öğrenmeyecek miydi? Ha bu gün, ha yarın ne fark eder?" sonunda beni ikna edemeyeceğini anlamıştı.

"Çok şey fark eder. Bunu benden duymalıydı. Benim ağzımdan haberi almalıydı. Belki o zaman bana inanırdı,  şimdi hayatta inanmaz." ağzımla kuş tutsam da fayda etmezdi artık.

"Neye inanmaz?"

"Neye olacak Uğur, severek evlendiğimize." dediğimde ne söylediğime kulaklarım bile inanmamıştı. Bunu ben söylemiş olamazdım değil mi?

Güzel Taktik [Tamamlandı✔]Where stories live. Discover now