16.Bölüm: Erkekleri Nasıl Tavlarsın?

7K 344 28
                                    



16.Bölüm: Erkekleri Nasıl Tavlarsın?


Benim son anda olaya el atmamla; her şeyin normale döndüğü kahvaltının ardından, Muhsin Baba'nın odasına gelmiştim. 

Burası ikinci katta bir çalışma odasıydı. Duvarlar, burada da tıpkı salondaki gibi boydan boya camdı. Uzun storlar açık bırakılmış, içerisinin sıcak gün ışığıyla dolması sağlanmıştı.

Dışarı bakılınca arka bahçeyi görebiliyordunuz. Bahçede kocaman bir havuz vardı ve mavi görüntüsü insanın içini açıyordu.

Çalışma masası, Muhsin Baba'nın oturduğu koltuk ile takımdı ve deri koyu kahverengiydi.

Ben, hemen karşısındaki ikili koltuğa oturmuştum. Muhsin Baba da masanın arkasındaki kendi koltuğuna oturmak yerine, hemen sağımdaki, masanın önündeki tekli koltuklardan birine oturmuştu.

"Demek, bizim oğlan kaçmak istedi ha?" derken çenesindeki kirli sakala dokunmuştu. 

Ona dün olanları anlatmıştım. Bana bu konuda yardım etse etse o yardım edebilirdi.

"Evet, bende panikledim işte. Nasıl bir bahane bulacağımı bilemedim. Öyle ağzımdan çıkıverdi." 

"Anladım, iyi yapmışsın. Akıllı bir kızsın sen." bunun akıllı olmakla mı, yoksa iyi yalan söylemekle mi alakası vardı orası tartışılırdı.

Şu son birkaç günde hayatım boyunca söylemesinin kadar yalan söylemiş olabilirdim. Yakında profesör olmasam iyiydi.

"O anda durumu kurtardım ama şimdi Sefer de dahil oldu. Araştırdığında böyle bir dava olamadığını öğrenecek ve Uğur'a söyleyecek. Yalanımın ortaya çıkması an meselesi." bu beni çok korkutuyordu. Daha ilk dakikadan ifşa olmak istemiyordum.

"Merak etme o iş bende. Ben her şey ayarlarım. Senin endişelenmene gerek yok." kendinden o kadar emindi ki. Ona güvenmemek elde değildi.

"Gerçekten mi?"

"Merak etme dedim. Ben halledeceğim." gözlerimi kısıp Muhsin Baba'ya baktığımda aklında nasıl planlar döndüğünü anlıyordum sanki. Onun zekası hepimizden üstündü, belliydi.

"Tamam o zaman. Teşekkür ederim. Birde biliyorsunuz ben bir kafe işletiyorum. Açıkçası ne yapsam bilemedim?" birde bu konu vardı. Kaç gündür işe gidememiştim. Hatta arayıp Çiçek ablaya bir haber bile vermemiştim. Gerçi bu zamana kadar aramaması mucizeydi ama merak ettiği kesindi.

"Ha! O mesele çoktan halloldu. Sana söylemedim tabi ben." derken gülümsedi.

"Nasıl?"

"Dün bir arkadaş Çiçek Hanım'ın yanında çalışmaya başladı. Senin onu işe aldığını, bir süre izine çıktığını söyledi." Muhsin Baba da zehir gibiydi mübarek. Her şeyi benden önce düşünmüştü.

"Çok güzel de Çiçek abla benden duymadan, inandı mı ki?"

"Bazen çok ikna edici olabiliyoruz, biliyorsun! Hem şimdi sende arar söylersin, tamam." bu cümledeki imayı tabi ki anlamıştım.

Bir günde evlenmeye ikna edilip, ertesi günü nikah masasına oturmam baya baya ikna edicilikti.

"İyi o zaman, tamam. Her şey için teşekkür ederim baba." şimdi içim rahatlamıştı.

"Önemli değil. Hadi sen şimdi içeri git. Bende dava için ayarlamaları yapayım." ona baba demem çok hoşuna gidiyordu anlaşılan. Yine gülümsemişti.

Güzel Taktik [Tamamlandı✔]Where stories live. Discover now