42.Bölüm: Ölüm Benim Ellerimde

4.3K 289 72
                                    

Bir çoğunuz benden Uğur gelsin artık diye istekte bulundunuz. Biraz beklettim ama işte geldi sonunda.

Şimdi, bu bölümü onunla açıyoruz. Bakalım nerelerdeymiş? Hadi başlayalım...

42.Bölüm: Ölüm Benim Ellerimde

Uğur

Odadan öyle bir çıkışı vardı ki Uğur'un artık geri dönüş yoktu onun için. Kafasına koyduğunu yapmış ve işi bırakmıştı.

Bu hastanedeki macerası buraya kadardı. Olmuyorsa olmuyordu, fazla zorlamaya gerek yoktu. Zaten çoktan bu işi kabul ettiğine de pişman olmuştu.

Direk giyinme odasına gitmiş, sırt çantasına ne kadar eşyası vara tıkarcasına doldurmaya başlamıştı. Bu hastanede tek bir çöpü dahi kalsın istemiyordu.

O kadar sinirliydi ki o kıza, ne kadar gidip hesap sorsa da hıncını alamamıştı.

En başta kendine kızıyordu aslında. Olayların böyle bir hal almasına nasıl olmuştu da izin vermişti? Böyle bir kozu kullanacağını nasıl akıl edememişti? Kendine bir türlü yediremiyordu.

Ece'nin giderken ki ona olan bakışları gözlerinin önünden gitmiyordu. Onu üzdüğü ve kırdığını bilmek, aralarındaki ilişkiyi derinden etkilediğini kabullenmek çok zor geliyordu. Her şeyin başlamadan bitmesine izin veremezdi. Daha fazla zaman kaybetmeden bir an önce onu bulmalıydı.

Üzerini değiştirip çantasını sırtına aldığında artık hazırdı. Tam odanın kapısından çıkıyordu ki Ayça hemşire hızlıca önünü kesmişti.

"Uğur Hocam, acil gelmeniz gerekiyor." demişti. Az önce Ece yanındayken de gelen kızdı bu. Bugün sürekli sanki sınavıymış gibi  karşısına çıkıyordu.

"Yine ne oldu Ayça?" demişti bıkkın bir sesle.

Durmamıştı, koridorda yürümeye devam ediyordu. Burada kaldıkça duvarlar üstüne üstüne geliyordu. Bir an önce şu lanet yerden çıkmalıydı.

"Az önce bir hasta geldi. Apandisit ameliyatına girmeniz gerekiyor." demişti. Uğur hiç dikkate almamıştı bunu.

"Ben artık bu hastanede çalışmıyorum Ayça. Git Esra'ya ya da en olmadı Işıl'a söyle." Ayça bunu duyduğuna şaşırmıştı. Uğur hastaneye yeni gelmesine rağmen herkes tarafından benimsenmiş ve sevilmiş bir arkadaştı. Birden böyle durduk yere gitmesi tuhaftı.

"Esra Hoca, Rıza Hoca'nın ameliyatına girdi. Işıl Hoca da az önce arabasına atlayıp gitti. Sadece siz varsınız Hocam." Uğur şimdi sinirle durmuştu. Gözlerini kapatıp derin bir nefes almıştı. Tam çıkış kapısının önünde kala kalmıştı öylece.

Şimdi ne yapsaydı acaba? İçinde yükselen öfkeyi ellerini yumruk yaparak durdurmaya çalışmıştı ama bir işe yaramıyordu.

Ece'yi bulmak ve onun yanına gitmek istiyordu. Diğer yandan böyle sorumsuz olduğu için Işıl'ı bir güzel rezil etmek istiyordu. Bu nasıl bir kendini bilmezlik ve güvendi böyle? Daha ne kadar bir insanın gözünde küçülebilirdi acaba? Gerçekten ama gerçekten böyle insanların doktor olmaması gerektiğini düşünüyordu.

İyi de hastanın ne suçu vardı? Yapacak bir şey yoktu. Daha doğrusu kendi elinde değildi seçenekler. Mecbur, ameliyata girmek zorundaydı. Yapmasa aklı takılı kalırdı. Üstelik geç kalındığı için hastaya bir şey olursa kendini de affedemezdi.

Güzel Taktik [Tamamlandı✔]Where stories live. Discover now