18. Bölüm: Kardeş Kavgası

6.8K 379 27
                                    

Not: Sizlere özel uzun bir bölümle karşınızdayım. Şuan bu bölümdeki kelime sayısı 2000 den fazla. Yazdığım en uzun bölüm olmuş olabilir :))

Ben de sizden yorum ve beğeni istiyorum.

Keyifli okumalar...


18. Bölüm: Kardeş Kavgası


Arada kalmak diye denilen şeyi dibine kadar yaşıyordum.

Bu iki kardeş kendi meselelerinde beni piyon olarak kullanıyorlardı.

"Yoksa?" demişti Uraz abi. 

Resmen açık açık imasında tehdit vardı. Rest çekiyordu.

"Uraz abi." diye araya girmiştim. Ben konuşunca ikisi de şaşkınca bana bakmıştı. Herhalde susup, onların oyunlarına alet olacağımı sanıyorlardı.

"Kolumu bırakır mısın lütfen?" diye devam etmiştim.

Bana ilk önce 'Ne diyorsun?' gibi bir bakmış, sonra yavaşça kolumu bırakmıştı.

"Teşekkür ederim." tuttuğu yer şimdi sızlamaya başlamıştı ama bozuntuya vermemiştim.

"İyi misin Ece?" Uğur bana endişeyle bakmıştı.

"Ben iyiyim de size ne oluyor böyle? Sorunuzunuz ne sizin? Konu neyse oturup konuşsanız daha iyi olmaz mı?" diye çıkışmıştım. Onlar kadar yüksek sesle söylememiştim ama sert olmaya çalışmıştım.

Çok mantıklı konuşmuştum bence. Ama bu iki adamın beni tam olarak anladıklarından emin değildim.

"Bir şey konuşulacaksa evde konuşuruz. Burası yeri değil." demişti Uraz abi.

Bu adamda beni rahatsız eden bir şeyler vardı. Hiç doğal durmuyordu. Konuşurken yüzünde hiç bir mimik hareketi de yoktu.

"Senin derdin konuşmak falan değil. Bir an önce Babanın emrini yerine getirmek istiyorsun sadece." ama Uğur öyle değildi. Hissediyordum onu, sanki anlayabiliyordum da.

"Unutma, o senin de baban!"

"Bunu bana değil ona söyle."

"Tamam, bence bu iş böyle çözülmeyecek." yine ben araya girmiştim. Bir şekilde orta yolu bulmalıydım ama nasıl?

Neyse ki tam o anda Uraz abinin telefonu çalmıştı. İç cebinden telefonunu çıkarırken belindeki silahı görmüştüm. Bu da anında gerilmeme neden olmuştu.

Konuşmak için uzaklaşırken, ben de Uğur'a yaklaşmıştım.

Şimdi sinirli görünmüyordu. Daha çok üzgün gibiydi.

"Sen iyi misin?" demiştim. Hiç normal görünmüyordu.

"Değilim ama olmak zorundayım." işaret ve baş parmağını şakaklarına koymuştu.

Ay yok, burada bir şeyler dönüyordu ve ben anlamıyordum. Eğer öğrenmezsem de çatlayacaktım.

Uraz abi geri döndüğünde o da sinirli gibi durmuyordu.

"Ben gidiyorum. Babam sizi sabah kahvaltıya bekliyor." demiş ve cevabımızı beklemeden çıkıp gitmişti.

Arkasından kapıyı kapatmak için gidip geri döndüğümde Uğur'un resmen koltuğa çökmüş olduğunu görmüştüm.

Güzel Taktik [Tamamlandı✔]Where stories live. Discover now