32.5| boğulurdum kendimde, kendimle

1.7K 261 111
                                    

Vmin yazarken her şey güllük gülistanlık yoonkook olunca kahır keder neyse ahhsjsjd

5 Seconds of Summer-Ghost of You

Tek amacı sessizce çantasını toparlayıp ablasının araba anahtarlarına ulaşarak çekip gitmekti. Gece boyunca huzursuz geçen uykusu da burada o kadar uzun zamanı kaldıramayacağının bir kanıtıydı, sadece karşı odasında uyuduğunu bildiği adamı düşünüp neden bu hale geldiklerini sorguladı. Bütün gece boyunca. Çünkü biliyordu, bu hale gelmemeleri gerekirdi. Her ne kadar düşünüyor ve hatta olacağını biliyor olsa bile olmayacağını ummuştu. Bir şekilde düzeltebileceklerini ancak yalnızca halının altına süpürmüşlerdi sorunları ve bir yerde o yığın gözükmeye başlamıştı. Jungkook devam ederdi, gerçekten devam ederdi görmezden gelmeye ve sorun yokmuş gibi davranmaya ancak belli ki Yoongi yapamazdı, yapamamıştı. Onu suçlamıyordu, gerçekten onu suçlamıyordu ancak bir şekilde başka bir yol bulabileceklerini de düşünüyordu. Onun kolaya kaçtığının farkındaydı ancak sıkıldığında çekip gidecekse ve sonra da dönecekse, bu şekilde olmasını istemiyordu. Kendisiyle baş edemediğinde gitmişti, sorunlarını hallettiğinde dönmüştü. Böyle olmamalıydı. O sorunları yalnız başına halledecekse, Jungkook bu ilişkide kimdi?

"Jimin ve Taehyung yaptı."

Arabaların eksik olan parçalarını fark etmesiyle, kapıdan ağrı ona seslenildi. Aynı anda gerçekleşmişti. Sırt çantasının bir kulpunu sıkıca tuttu ve az önce çıktığı eve döndü. Yoongi kollarını kendine sarmıştı ve ona bakıyordu. Daha güneş tam olarak doğmuş bile sayılmazdı.

"Gece," dedi Yoongi, "Tekerleri söktüler."

"Mükemmel gerçekten." Jungkook iç çekti ve tekrar eve döndü. Yürüyerek geldikleri yolu takip edip kasabaya gitmeye çalışabilirdi ancak bunu yapacağına tekeri takar ve giderdi, daha az uğraştırırdı. İçeri gireceğinde Yoongi kenara çekildi ve Jungkook çantasını bir kenara atıp montunu çıkardı. "Sanırım bunun için söktüler," dedi ona bakmadan.

"İleri görüşlü herhalde." Yoongi omuz silkti. 

"Gördüysen neden onları engellemedin?" Jungkook aylar sonra onunla ilk kez konuştuğu gerçeğini görmezden gelmeye çalışıyordu, sanki hiç zaman geçmemiş gibi düşünürse burnunun sızlamasını engellerdi belki. Ne kadar mümkündü, bilmiyordu ama en azından bir şeyleri kolaylaştırabileceğini umdu. 

"Çünkü bunu deneyeceğini biliyordum ve... engellemek istemedim." 

Jungkook salondaki bir koltuğa geçti. Onunla bu kadar ciddi konuşmak istemiyordu, şimdi değil, hiç hazır değildi. Hazır olmadığından kaçmak istemişti, bu davayı kapatmak istemiyordu, konuşmak istemiyordu. Yürütemeyeceklerini bilmek, bunu kararlaştırmak istemiyordu. Çünkü Yoongi konuşursa ve açıklamaya başlarsa, muhtemelen yürütemeyeceklerini düşünüyordu.

"İkimizin aynı anda burada bulunmasının normal olduğunu düşünmüyorum," dedi, onun gözlerine değil de saçlarına bakarak. İfadesini görmek istememişti.

"İstediğin bu mu? Benim gitmem mi?" Yoongi fısıldadı, neredeyse inanamamış gibi.

"Hayır, değil. Saçmalama. Gitmen bir şeyi çözmeyecek ama tuhaf bir durumun ortasındayız ve seni rahatsız ettiğimi biliyorum. O yüzden ben gitmeliyim," dedi Jungkook. "Arkadaşlarınla vakit geçirmelisin."

"Jungkook-" Jungkook onun gözlerine baktı. Ne diyeceğini merak etmişti, rahatsız etmediğini söylemesini ya da amacını belli etmesini beklemişti. Ancak öyle olmadı. "Hayır. Önemli değil. Ben giderim. Bir hata olduğunu başından biliyordum."

"Gitmen gerekmediğini söylüyorum ama-- şimdi söylediğine bak," dedi Jungkook. "İyi, kaç, en iyi yaptığın şey bu nasılsa." 

Onun gözlerinde gördüğü ifadeyi hiç sevmedi. Belki de ayrılıklarının bir telefon konuşması üzerinden gerçekleşmesi iyi olmuştu? Jungkook o an onun gözlerine bakmayı kaldırabilir miydi, bilmiyordu. Yoongi genelde dürtülerine göre hareket ederdi, bir anda hiç planlanmamış bir şey yapabilirdi ya da bir anda gözü kararırdı ve sonunu düşünmeden bazı şeyler yapardı. Yoongi aceleyle merdivenlere yöneldiğinde Jungkook onun ne yapacağını fark etti ama engellemek için yerinden kalkmadı, kalkmadığı için kendine kızdı. Ancak onu engellemek istemedi.

Sentimental | vminWhere stories live. Discover now