12| sen seçimini yaptın

2.6K 353 238
                                    

Placebo-Every You And Every Me

"Gerçekten de senin söylediğin gibiydi. Ben bir seçim yaptım."

Aslında her şey Mirae'nin anlattığı kadar basit değildi ancak üzerinde düşününce bir seçim yaptığımı fark etmiştim. Konu aşk ya da başka bir şey değildi, iki kişi vardı ortada ve ben inat yaparak birini seçmiştim, diğerine sinirlendiğim için. Belki de sırf diğerine sinirlendiğim için bu seçimin sonunda onu gerçekten tanıyarak sevecektim. Kim bilebilirdi? Eğer Taehyung beni sinirlendirmeseydi ben o seçimi yapmayacaktım, onu tanımak için hiç fırsat bulamayacaktım ve böylece ondan hiç hoşlanmayacaktım bile. Mirae'nin söylediklerini düşününce mantıklı görünmüştü böylece.

Ertesi sabah uyandığımda Taehyung okula gitmek için hazırlanıyordu, sessiz sedasız kalkmıştı ve ben de o gidene kadar gözlerimi kapatmıştım. Uyandığımı anlamasın diye çabalamıştım çünkü o an onunla konuşmayı hiç mi hiç istemiyordum. Akşamına kadar okuldaydım ve sonrasında da direkt eve dönüp Mirae ile konuşmaya başladım. Taehyung'un birilerine anlatmak isteyip de benim yüzümden sustuğunu düşünüp konuşmak istememiştim ya hani, hah, onu siktir ettim ve ne olup bittiyse anlattım. Hoseok hyungun aksine hiç de şaşırmadı. Sanırım dün gece anlamış olmalıydı. Her neyse.

"Peki doğru bir seçim olduğunu düşünüyor musun?" dedi bana, bu konuda ondan akıl alabilirdim sadece. Arkadaşlarım doğaçlama yaşıyordu resmen, oysa Mirae önündeki yüz adımı bile planlardı. Belki daha fazlasını. Şimdiden emeklilik fonuna bilmem ne kadar yatırım yapmıştır, kim bilir? Mirae öyle biriydi, ben yalnızca tek bir gece içimden geldiği gibi hareket etmiştim ve son üç haftam gerçekten karmaşıktı. İşin içinden çıkamıyordum, doğru düşünemiyordum.

"Şimdi şu şekilde düşünmek gerekiyor bence..." Bacaklarımı koltuğa çektim ve bağdaş kurarak kucağıma küçük yastıklardan birini aldım. Bugün Hoseok hyung da gelecekti, herhalde onunla birlikte uyurduk. "Woosung benim için bir sevgili olacak. Taehyung öyle değil."

"Ama ikisiyle de aynı şeyleri yapacaksın? Farkı ne, anlamıyorum ben cidden."

"Heyecan," dedim hızla. "Birinden hoşlandığında nasıl hissettiğini biliyorsun, Taehyung'u göreceğim diye ellerim titremiyor ya da ne bileyim, kalbim hızlanmıyor benim."

"İyi de yirmi dört saatin yirmi beşinde görüşüyorsunuz zaten?"

"Artık değil..." İyice küçüldüm olduğum yerde.

"Demek istediğim o değil. Yeni tanıştığın birinde böyle hissetmen normal olabilirdi. Sen Taehyung ile ne zaman tanıştın?"

"Orta okulda."

Aptal Taehyung ile tanıştığımda henüz süt dişlerimiz bile tamamen dökülmemişti.

"Boş ver, elbette Taehyung'dan hoşlanmıyorum."

"O zaman vücudundan hoşlanıyorsun." İşaret parmağını bana uzattı ve gülerek baktı bana.

Aslında hiç düşünmemiştim bunu.

"Sanmıyorum..." Gözlerimi kıstım.

"Aptalı oynama. Eğer onunla yatıyorsan ki bu bir hata değildi, belki ilk seferinde evet ama devamını böyle istediğini düşünürsek..."

"Tamam! Tamam, evet. Doğru, mantıklı."

Ben yüzümü yastığa gömmeye çalışmadan önce dış kapının sesini duyduk, bu konunun araya kaynama ihtimali beni rahatlattı. Üzerinde düşünmem gereken bir şeydi çünkü bir daha ona asla aynı bakama- ah, kimi kandırıyordum ki? O ilk geceden itibaren ona aynı bakamıyordum. Aynı konuşuyorduk, birbirimize aynı davranıyorduk ve hala aynı hissediyor olsak bile ben başka şeyler görüyordum. Gerçi muhtemelen onun durumu da benimkinden farklı değildi. Tabii onun bu düzeni isteyip istemediğinden emin olamıyordum çünkü en başta devam edelim dediyse de bunu asıl teklif eden bendim. Devam ettirmeye çalışan, sürekli bize çağıran da bendim. Hatta o bir şey teklif edeceği zaman birlikte uyumak oluyordu bu genelde, dünkü davranışını da düşününce... Taehyung belki de beni hiç o şekilde istememişti.

Sentimental | vminWo Geschichten leben. Entdecke jetzt